Kanın Yerde Kalmayacak Ey Şehid
“Müminlerden öyle erler vardır ki, Allah’a verdikleri sözde sadık kaldılar, onlardan kimileri adaklarını yerine getirdi, kimileri ise sırasını beklemektedirler.” (Ahzab 23)
“Müminler o kimselerdir ki, bir saldırıya uğradıklarında birbirleriyle yardımlaşırlar ve intikamlarını alırlar.”
Selamlar olsun sana ey şehid! Doğduğun güne selam olsun!
Selamlar olsun sana ey şehid! Her anını cihad ve direniş, fedekarlık ve adanmışlık, izzet ve şeref ile doldurduğun ömrüne selam olsun!
Selamlar olsun sana ey şehid! Kutlu bir miras bırakarak Rabbine kanat çırptığın güne selam olsun!
Tarihten günümüze siyonizme karşı mücadelemizde nice liderler ve komutanlarımızı şehid verdik. Bunların hepsi ümmetimizin birbirinden değerli liderleri ve komutanları idi. Ancak bunların içinde öyleleri vardır ki, onlar yıldızlar içinde bir güneş gibidirler ve bütün ümmeti sürekli aydınlatırlar.
Şehid İzzeddin el Kassam’lardan Şehid Ahmed Yasin’lere, Şehid Abbas Musavi’lerden Şehid Fethi Şikaki’lere, Şehid Abdulaziz Rantisi’lerden Şehid İsmail Heniyye’lere Kudüs cephemizin sönmeyen meşaleleri olan bu aziz şehitlerimiz ümmetimizin özgür ve aydınlık geleceğinin bir müjde olmuşlardır.
Kudüs davası öyle bir davadır ki bu yolda sunulan tüm kurbanlar bu davanın ne denli asil ve ne kadar yüce bir dava olduğunu ortaya koymaktadır.
7 Ekim sabahı başlayan azamet ve zafer dolu Aksa Tufanı savaşımız tüm yeryüzü coğrafyasında tarihin en büyük yiğitlik destanını yazarken, Filistin işgalcisi Siyonist rejimin tamamen ortadan kalkacağı günlerin ne kadar da yakın olduğunu ortaya koymuştur.
Bu savaş bir Bedir, bir Hayber savaşı olduğu gibi, bir Kerbela savaşı olduğunu da göstermiştir.
ABD önderlikli küresel emperyalizmin tam himaye ve desteğini arkasına alan Siyonist rejime karşı sürdürülen bu savaşın tam anlamıyla bir kurtuluş savaşı olduğunu herkes görmekte ve kavramaktadır.
Denizden nehre Filistin’in bütünüyle kurtuluşunun tarihi dönüm noktası olan Aksa Tufanı Savaşı, aynı zamanda, ümmetimizin Kudüs merkezli cepheleşmesinin, direniş ekseninin okyanus misali dalgalanmasının azamet ve gurur dolu bir abidesi olmuştur.
Hak ile batıl arasındaki bu büyük savaş, bir Ümmet Cephesi’ni, bir Vahdet ve Kudüs Cephesi’ni inşa ve tahkim etmiştir.
Lübnan’dan Gazze’ye, Irak’tan Yemen’e her cephede bir yanardağa dönüşen Direniş cephemiz, İslam Ümmeti’ne sunduğu büyük zaferleri Allah’ın izniyle büyük bir Feth-i Mübin’e dönüştürecek, kanser uru olan bu siyonist yapı tamamen ortadan kalkacaktır.
İsmail Heniyye’nin yüce şahsiyeti, sadece düşman karşısında cihadımızın azametini değil, ümmetimizin kendi arasında bereket dolu birlik ve beraberliğinin, kardeşlik ve dayanışmasının da zirvesini göstermiştir.
Şeytani düşmanların ve nifak odaklarının ümmetimiz arasında ihtilaf, ayrılık ve husumet çıkarma komploları her zaman Şehid Heniye’nin vurduğu tokatlar ile dağılmış, bu aziz şehid, İslam ümmetinin semasına bir vahdet güneşi olarak yerleşmiştir.
Ümmetimizin vahdetini inşa eden mübarek elleri bu ümmet her zaman vefa, minnet ve şükran ile anacaktır.
Düşman cephesi her alanda saldırıya geçip tarihin en alçakça cinayet ve katliamlarını gerçekleştirirken, ümmetimizin de sırt sırta vererek akın akın, dalga dalga Direniş Ekseni ile bütünleşmesinin dışında hiçbir yol yoktur.
Kudüs Cephesi bir kurtuluş ve zafer cephesi olduğu gibi, fitne ve fesatları kurutan bir kardeşlik ve gönül cephesidir.
Siyonist düşmanın İsmail Heniyye’yi İran’da misafirlikte bulunduğu sırada alçakça şehit etmesi, ne büyük bir suç işlediğinin ve ne de ağır bir bedel ödeyeceğinin ispatı olmuştur. Kuşkusuz ki bu bedeli en kısa zamanda ve en ağır bir şekilde ödeyecektir.
İran İslam Cumhuriyeti ve direniş cephesi mücahitlerinin bu konuda üzerlerine düşeni en güzel bir şekilde yerine getireceğine hiç şüphemiz yoktur ve buna bütün dünya şahit olacaktır. Bu görev sadece İran’ın ve direniş ekseninin değil, tüm ümmetimizin boynundaki bir sorumluluktur. Bu görev, ümmetimizin tüm gayretli ve cesur evlatlarının çelikten pençeleri ile ifa edeceği kutlu bir görevdir.
Siyonist düşmanın, küresel patronları ve tüm suç ortaklarının geleceği sadece hüsran, yenilgi ve hezimet olacaktır.
Hak ve adalet sancağı tüm yeryüzünde dalgalanıncaya kadar Kudüs Cephesi durmayacak ve Rabbimizin Kur’an’da vadettiği rahmani vaadlerin hepsi gerçekleşecektir.
Sen şahit ol Ya Rab!
Şehid İsmail Heniyye ve tüm Kudüs şehitlerinin mübarek kanlarının her bir damlasına yemin ediyoruz ki, Kudüs Cephesi’nden, cihad, direniş ve şehadet hattından asla ayrılmayacak ve Kudüs şehitlerimizin bayrağı altında onların yolunu sonuna kadar sürdüreceğiz.
Sen şahid ol Ya Rab!
Şehidimizin kanı namusumuz ve şerefimizdir.
Şehidlerimizin kanı misakımız ve ahd-u peymanımızdır.
Şehidlerin kanı intikamımızdır.
Tüm yeryüzü sathı direniş cephemizin intikamlarına tanık olacaktır.
Şehadeti saadet bilenler için yenilgi yoktur.
Bekle bizi İsrail, beklediğin her yerde, bekle bizi İsrail, beklemediğin her yerde!
Gidin İsrailoğullarına söyleyin, biz Muhammed Ordusuyuz, geri döndük ve Kudüs yolunda ilerliyoruz!
(KUDÜS GÖNÜLLÜLERİ DERNEĞİ)