ABD, Demokrasi Zirvesi ve Asya

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), bir yandan yeni bir Soğuk Savaş istiyor bir yandan da “Demokrasi Zirvesi” düzenliyor. Tam bir ikiyüzlülük örneği. Kendi içindeki ekonomik sorunları aşmakta zorlanan, dayanılmaz boyuttaki servet- sefalet uçurumunu bir türlü kapatamayan, kimlik siyaseti nedeniyle toplumsal fay hatlarını ve kırılganlığı gideremeyen ABD, bir kez daha, dilinden düşürmediği demokrasi söylemine sarılıyor.
Öte yanda ABD’nin onca engelleme çabalarına rağmen, yükselen bir Asya, gelişen bir Kuşak ve Yol İnisiyatifi, ABD’den bağımsız hareket etmeye çalışan çok sayıda ülke var. Mesela, 2013 yılında başlayan Kuşak ve Yol İnisiyatifi, 10 yıl içinde çok sayıda ülkeyi projeye katarak ilerledi. Güzergahtaki ülkelerin Çin’le yaptıkları ticaret hacmi, 10 yılda ikiye katlandı. 2013’te 1,04 trilyon dolarken, 2023’te 2,07 trilyon dolara ulaştı. Çin, dış ticaretinin yüzde 32,9’unu bu ülkelerle yapıyor. Çinli şirketlerin bu ülkelerdeki yatırımı da geçen yıl sonunda 57 milyar doları geçti.
Bu işin bir de Avrupa boyutu var elbette. Önemli, çünkü ABD’nin Avrupa üzerinde eskisi kadar belirleyici olmadığını gösteriyor. Avrupa ve Çin arasında gelişen ticaret ve ulaşımın boyutunu ortaya koyuyor. Son 10 yıl içinde Çin ve Avrupa arasında sefer yapan yük trenlerinin sefer sayısındaki artış çok büyük. 2023 yılının ilk 2 ayında, geçen yılın ilk 2 ayına oranla yüzde 8 artışla, 2 bin 698 sefer yapılmış. Trenlerin taşıdığı konteyner sayısı da yüzde 18 artışla 287 bine yükselmiş. Almanya’nın en büyük dış ticaret ortağı da Çin. Onu ABD ve Hollanda takip ediyorlar.
Halen dünya genelinde 151 devlet ve 32 uluslararası örgütün Kuşak ve Yol İnisiyatifi kapsamında Çin’le protokol imzaladığı düşünülürse, bunun ekonomik boyutu yanında, diplomatik, siyasal toplumsal, kültürel boyutu da daha iyi anlaşılır. Dünya ekonomisine ilişkin raporlar, Asya’nın iki büyük ekonomisi Çin ve Hindistan’ın yanı sıra, Asya ülkelerindeki genel bir iyileşmeye de dikkat çekiyorlar. Buna göre Asya ülkeleri, 2023 yılında ortalama yüzde 4,5 oranında büyüyecekler. 2023 yılının ilk 2 ayında Çin’in yurtdışına yaptığı finansal olmayan doğrudan yatırım, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 35,7 artıp, 19,7 milyar dolara ulaşmış. Bunun içinde, Kuşak ve Yol İnisiyatifi güzergahındaki ülkelere yapılanın tutarı, 4,4 milyar dolar. Çin’e bu yılın ilk 2 ayında gelen yabancı sermaye toplamı da 39 milyar doları geçmiş.
Uluslararası Para Fonu’na (IMF) göre, dünya ekonomisindeki büyüme oranı bu yıl yüzde 3’ün altında kalacak. 2024 yılında ise dünya ekonomisinin yüzde 3,8 büyüyeceği öngörülüyor. Yine IMF, Çin’in bu yılki büyüme oranını yüzde 5,2 olarak açıkladı. Bu hesaba göre, Çin ekonomisinin dünya ekonomisine katkısı üçte bir. Çin ekonomisindeki yüzde 1’lik büyüme, Asya ülkelerinin ekonomilerine yüzde 0,3 artış olarak yansıyor. Sadece Asya’da değil, Afrika’da faaliyet gösteren Çinli şirket sayısında da artış var. Bu sayı, 3 bin 500’ü aşmış. Çin, Afrika’ya yatırım ve finansman iş birliğiyle, altyapı ve endüstriyel kalkınma amacıyla 120 milyar dolardan fazla yatırım yapmış. Çinli şirketlerin Afrika ülkelerindeki doğrudan yatırım stoku da 56 milyar doları aşmış.
Ekonomiye ilişkin bu veriler hem dünyanın gidişatını gösteriyor hem de ABD’nin istediği kadar demokrasi nutukları atsın, yakın zamana dek çok etkili olduğu coğrafyalarda, bölgelerde bile etkisinin azaldığını kanıtlıyor. ABD bu durumu engellemek, geciktirmek için, demokrasi zirveleri topluyor. Ama istediği sonucu alamıyor.
(Barış Doster, CRI)