BRICS Zirvesi ve değişen güç dengesi
BRICS’in 16. zirvesi, Rusya’nın ev sahipliğinde sürüyor. Gündem yoğun, masada örgütün genişlemesi, ticarette “dolarsızlaşma” denilen dolar yerine ulusal para birimlerinin tercih edilmesi ve bölgesel çatışmalar olmak üzere ekonomiye, siyasete, dış politikaya, güvenliğe ilişkin çok önemli konular var.
Biliyoruz, uzunca zamandır dünyada güç, batıdan doğuya, Atlantik’ten Pasifik ve Avrasya’ya kayıyor. Bu süreç, bu yönelim kendi ittifaklarını, işbirliği alanlarını, kurumlarını da yaratıyor, çeşitlendiriyor, genişletiyor. Orta ölçekli güçler, bölgesel aktörler, bir araya gelerek, hem ABD’nin dayatmalarına itiraz ediyor hem de batı merkezli kurumları sorguluyorlar. Çoğulculuğu, çok sesliliği, çok taraflılığı, çok kutupluluğu dillendiriyorlar.
ABD; bir yandan Çin’i yakın çevresinden kuşatmak adına, bu ülkeye karşı düşmanca politikaları, bazı bölge ülkelerini buluşturduğu NATO’ya kardeş ittifakları, ticaret savaşlarını öne çıkarıyor diğer yandan Rusya’ya karşı Ukrayna’yı cepheye sürüyor, NATO’yu genişletiyor. ABD kaynaklı saldırıların, yaptırımların, baskıların, tehditlerin hedefi olan başka ülkeler de var elbette. Türkiye’den Venezuela’ya, İran’dan Suriye’ye, Kuzey Kore’den Küba’ya dek pek çok ülke var ABD’nin hedefinde.
Gücünde, devlet kapasitesinde gerileme yaşanırken ABD; Ortadoğu’yu, Balkanlar’ı, Orta Asya’yı karıştırmaya çalışmaktan geri durmuyor. Yükselen bölgesel güçlerin, yükselişini engellemek için elinden geleni yapıyor. Bazen terör örgütlerini cepheye sürüyor, bazen ekonomik araçlara başvuruyor, bazen iç karışıklıklara, darbelere zemin hazırlıyor.
Ne var ki, nesnel koşulların, ABD’nin lehine olmadığını görse, anlasa bile, bu gerçeği kabul etmeyen bir siyasi anlayışla yönetiliyor ABD. Çin’in enerji ve ulaştırma alanındaki adımlarını, Kuşak ve Yol Girişimi’nin gelişmesini, Afrika’da, Latin Amerika’da artan ağırlığını, BRICS ve ŞİÖ gibi örgütlerin genişlemesini, Rusya’nın direncini kıramıyan ABD; tüm baskılarına karşın, müttefiklerinin Çin’le ticaret yapmasının da önüne geçemiyor. Avrupa Birliği ve Çin arasında 2023 yılında yapılan yaklaşık 800 milyar dolarlık ticaret de bunu gösteriyor. Bu ticaretin çok büyük bölümü, 2021 yılı verileriyle yüzde 91’i, deniz yoluyla yapılıyor. Kara yoluyla ticaretin oranı ise yüzde 3 dolayında ve büyük bölümü Rusya ve Belarus üzerinden yapılıyor.
Çin'in kalkınma, gelişme, sanayileşme modelinin yakaladığı ivme, pek çok ülkenin dikkatini çekiyor. Geniş bir coğrafyada, batılı kurumlara karşı Çin’i doğal bir seçenek olarak öne çıkarıyor. Küresel güneyde daha fazla, daha yakından takip ediliyor. Özellikle Kuşak ve Yol Girişimi, Orta Asya ve Güney Kafkasya’da bulunan devletlerin, bölgesel bağlantıyı geliştirmek ve çoğaltmak için, topraklarındaki ulaştırma hatlarına yönelik ilgisini, Doğu-Batı ticaretinde yer almaya dönük arzusunu pekiştiriyor.
Sözün özü, BRICS’in 16. zirvesini, bu gerçekler ve gelişmeler ışığında yorumlamak gerekiyor. (CGTN Türk)
NOT: Alıntı makaleler Hürseda Haber'in yayın politikasını yansıtmayabilir.