'Körfez ülkeleri Filistin için bedel ödemek istemiyor'
Princeton Üniversitesi emekli öğretim üyesi ve Uluslararası Hukuk Profesörü Richard A. Falk, "Körfezdeki Arap ülkeleri hem İslam dini hem de Müslüman alemi için sembol niteliğinde olan Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın korunmasını istiyor hem de bu konuda İsrail ile çatışmaya girmek istemiyorlar. Dolayısıyla Filistinlilere de yardım ederek bedel ödemeyi göze alamıyorlar.'' dedi.
Eski Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Araştırmacısı da olan Prof. Dr. Falk, özel bir konferans vermek üzere geldiği İstanbul'da AA muhabirinin sorularını yanıtladı. Prof. Dr. Falk, ABD Başkanı Donald Trump'ın eski ABD başkanlarının yürüttüğü ikircikli politikaların tersine direkt İsrail'den yana bir politika yürütmesinin bölgede sonucu ağır gelişmelere neden olacağını dile getirdi.
İsrail-Filistin meselesinde gerçekçi ve çözüm odaklı bir politika yürütemeyen Trump'ın ''dengesiz'' politikasının bölgede ciddi krizlerin oluşmasına neden olacağına dikkati çeken Richard A. Falk, "Trump'ın dengesiz İsrail-Filistin politikası bölgede daha kritik bir sürecin oluşmasına neden oldu. Trump, İsrail yanlısı perspektifle olaya bakan adamları etrafına toplayarak, gerçekçi ve çözüm odaklı bir plandan tamamen uzaklaştı. Eskiye nazaran daha da zayıflamış Filistin hükümetinin bile kabul edemeyeceği bir durum ortaya çıktı.'' görüşünü dile getirdi.
Trump yönetiminin savunduğu ''iki uluslu'' çözümün de tamamen İsrail'in ana eksene alarak savunulduğunu kaydeden Falk, şöyle konuştu:
''ABD yönetimi bölgede 'iki uluslu çözüm'ü savunurken bile İsrail'in çıkarlarını ön plana alarak savunuyor. Filistin'le ilgili net bir tavır sergilemiyor. Yarım milyona yaklaşan aşırı yerleşimci sorunu konuşulmuyor. Dört-beş milyon Filistinli mülteciler konusu gündeme dahi getirilmiyor.''
"Savaş boyutunda bir çatışma ihtimali"
Falk, İsrail'in Filistinlilerin yaşadığı bir kısım topraklar üzerinde hak iddia etmesi ve bu toprakları İsrail sınırlarına ekleme politikasının tehlikeli boyutlara ulaşmasından duyduğu kaygıyı dile getirdi.
İsrail'in uluslararası toplumun gösterdiği tepkiye rağmen Filistin topraklarında yerleşim faaliyetlerini sürdürdüğünü aktaran ve Filistinlilerin Gazze ile Sina Yarımadası'nın bir kısmına sıkışıp kalmayı asla kabul etmeyeceği görüşünü dile getiren Falk, şöyle devam etti:
''İsrail hükümetinin Filistinlilere yönelik şiddet eylemleri, Yahudi yerleşim birimlerinin artması, bu illegal yerleşimlerin yasallaşmasına ilişkin yasaların çıkarılmaya çalışılması, aşırı Yahudi grupların Filistinlilere yönelik saldırgan tavırları bir iç savaşın sinyalini veriyor adeta. İsrail yönetiminin böyle bir sürece gelinmemesi için daha mantıklı çözümler üretmesi gerekiyor. Eğer toprak işgaline giderse süreç, Filistin hükümeti buna karşı koyacaktır. Gazze ve Sina Yarımadası'nın bir kısmına sıkışıp kalmayı asla kabul etmeyeceklerdir. Bu da iki ülke arasında savaş boyutunda bir çatışma doğuracaktır.''
''Körfez ülkeleri hem Kudüs korunsun istiyor hem bedel ödemek istemiyor''
İsrail'in Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya yönelik uygulamaları konusunda Körfez'deki Arap ülkelerinin sessiz duruşunu ''bedel ödemek istemiyorlar'' şeklinde yorumlayan Richard A. Falk, Arap ülkelerinin Filistin meselesinden çok korktuğunu belirtti.
Körfez ülkelerinin kendi iç karışıklıklarına ve İran sorununa odaklandığını aktaran Falk, ''Körfezdeki Arap ülkeleri hem İslam dini hem de Müslüman alemi için sembol niteliğinde olan Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın korunmasını istiyor hem de bu konuda İsrail ile çatışmaya girmek istemiyorlar. Dolayısıyla Filistinlilere de yardım ederek bedel ödemeyi göze alamıyorlar.'' ifadelerini kullandı.
Körfez ülkelerinin Filistin mücadelesi ve İhvan gibi hareketlere olumlu bakmadığını aktaran Falk, bu ülkelerin her zaman var olan statükoyu korumaya çalıştığını söyledi.
Prof. Dr. Falk, şu değerlendirmelerde bulundu:
''O nedenle aşırı Filistin mücadelesini de Mısır'daki Müslüman Kardeşler (İhvan) hareketini de bu anlamda aşırıcı gruplar olarak tanımlıyorlar. Dolayısıyla Körfez'de baş gösteren en ufak hareketlenmeye karşı gücü ve kontrolü ellerinde tutmaya çalışırlar. Bunun birçok somut örneği var; Mısır'da İhvan'a karşı darbeyle iktidara gelen Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'yi desteklediler. Eski Mısır Cumhurbaşkanı Mübarek'i bile Müslüman Kardeşlerden daha tercih edilebilir gördüler.''
Filistin meselesinin de bir ''başkaldırı'', bir kendi ''kaderini tayin etme'' hareketi olduğu için (prenslerle, krallarla yönetilen) Arap dünyasından destek görmediğinin altını çizen Falk, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Filistin meselesi Arap dünyası için bir nevi çıkmaz sokak. Aksa'ya, yani kutsallarına saldırıya karşılar, fakat soruna müdahil de olmak istemiyorlar. Mümkün oldukça sessizliği tercih ediyorlar. Diğer bir korkuları ise başarılı olacak demokratik bir Filistin hareketi. Hatta bunu daha da genelleştirebiliriz. Dünyanın herhangi bir yerinde başarılı olacak her İslami hareketten korkuyorlar." (AA)