İngiltere ve Rusya krizine dair 10 senaryo
Moskova, eski bir Rus ajanı olan Sergey Skripal’in zehirlenmesinin ardından yaşanan kriz nedeniyle İngiltere’ye karşı misilleme niteliğinde bazı cevaplar vermeye hazırlanıyor. Rus uzmanlar, parlamenterler ve diplomatlar, krize dair endişelerini dile getirerek, 10 noktaya dikkat çekiyor.
Londra ve Moskova arasında tırmanan krizin olası sonuçlarına dair endişeler artarken, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moskova’nın da, Londra’nın Rusya’ya karşı eylemlerine tepki olarak İngiliz diplomatlarını sınırdışı etmeye karar verdiğini açıkladı.
Rusya’nın İngitere’ye net cevabının yakında açıklanacağını belirten Lavrov, Londra’nın Moskova’ya yönelik tutumunda diplomatik yollardan ayrılmasını eleştirdi.
Rus Dışişleri Bakanı, Londra’nın bu olay karşısında takındığı tavrın, kısmen İngiliz hükümetinin Brexit süreci nedeniyle yaşadığı problemlerden kaynaklandığını da kaydetti.
Ülkesinin Brüksel ile ortaklık ilişkilerini sürdürmeye hazır olduğunu vurgulayan Lavrov, “Bütün bu entrikalara, Avrupalı komşularımız, ABD’nin Ruslara duyduğu nefret, yaptırım ve provokasyon olgusuna karşı ilgisini kaybettiğinde ve İngiliz Hükümeti’nden gördüğümüz bu utanç verici eylemler ortadan kalktığında sessizce cevap vereceğiz. Biz herkesle konuşmak ve her şeyi tartışmak istiyoruz. Ama bunu saygı çerçevesinde yapmak istiyoruz” diye konuştu.
Rusya’nın misillemesi, İngiltere’den gelen tepkiyle orantılı olacak
Rus diplomatik kaynakları, Rusya’nın İngiltere’ye karşı misilleme kararlarının, İngiltere’den gelen eylemlerle orantılı ve kademeli olarak artacağını, aynı zamanda, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) kendilerine karşı baskıyı artırabilecek herhangi bir karar veya bildirinin kabul edilmesini engelleyeceğini ifade etti.
Eski Rus ajanına karşı kullanılan sinir gazının Rus yapımı olduğu tespit edilmiş olsa bile, Moskova’nın olaya doğrudan müdahalesini ispatlamak zor olduğu gibi Londra da, Rus yetkililerin bir suikast emri verdiğini kanıtlayamayacak.
İngiltere ve Rusya nasıl bir politika izleyecek?
Rus uzmanlar, parlamenterler ve diplomatlar, Rusya ve İngiltere arasındaki krize dair endişelerini dile getirerek, 10 noktaya dikkat çekti;
1- Suriye’nin kimyasal silahlarının gündeme geldiği, Moskova’nın devlet başkanlığı seçimlerine ve Dünya Kupasına ev sahipliği yapmaya hazırlandığı bir zamanda, uluslararası topluma karşı herhangi bir provokasyon içerikli eylemde bulunmak Moskova’nın çıkarına değil. Fakat güncel gelişmeler, bir sonraki aşamada, Moskova’nın üzerindeki baskının artacağını gösteriyor.
2- Eski Rus ajanı zehirleyen maddenin eski bir Sovyet ülkesi olan Özbekistan’da üretildiği ve bu kimyasal stokların imha edilmesi için ABD’nin Özbekistan’a yardım ettiği bilinirken, bazı Rus uzmanlar, profesyonel bir soruşturma yapılması halinde, bu maddeyi Washington’un sızdırdığını göstereceğine inanıyor.
3- Londra, uyarı ve tepki verme amacıyla kullandığı yöntemlerde, Moskova ile diplomatik kanallarla çalışmaktan kaçınarak, ateşi körüklemek istedi. Şu anda gündemde olan zehirleme operasyonunu daha geniş amaçlar için kullanıyor. Örneğin, İngiliz Parlamentosu’nda gündeme gelen, İngiltere’deki Rus medyasının sınırdışı edilmesi konusu zehirleme olayıyla ilişkilendirilemez. Ayrıca, Batı’nın Moskova’yı seçimlere müdahale etmekle itham etmesiyle başka siyasi nedenleri de var.
4- Rus Parlamentosu’nun bazı üyeleri, zehirleme sürecini takip eden gelişmelerin, Washington ve Londra’nın, Rusya’nın etrafındaki çemberi daraltmak için yürüttüğü geniş bir planın parçası olduğunu, belki de Rusya’yı BMGK’den çıkarmak için geniş bir uluslararası kampanya başlatmayı planladıklarını düşünüyor. Bu görüş, Beyaz Saray’ın, ‘Moskova’nın politikalarının artık uluslararası barış ve güvenlik için bir tehdit oluşturduğu’ gibi ifadelerini de açıklıyor.
5- Moskova, bazı Avrupa ülkelerinin ihtiyatlı davranarak, ekonomik çıkarlarını etkileme korkusuyla İngiltere’nin Rusya’ya karşı eylemlerine katılmaya istekli olmayacağı düşünmesine rağmen, krizin kademeli olarak yükselmesini bekliyor. Ancak, Moskova’ya karşı siyasi bir tepki, oybirliğiyle kabul edilebilir. Bunun da, BMGK içinde ve dışında geniş etkileri olabilir.
6- Batılı taraflar, Rusya’ya daha fazla baskı uygulamak için Rus kimyasal dosyasını Suriye’nin kimyasal dosyasına bağlamaya yönelebilirler. Bu, Suriye’de kimyasal silah kullanımı şüphelerinde, olası bir artış olduğu anlamına da gelebilir.
7- Rusya, krizin tırmanarak İngiltere’deki Rus varlıklarına kadar uzanılmasından korkuluyor. İngiltere Parlamentosu’nda bu yönde çağrılar yapıldı. Fakat bu geniş zaman gerektiren bir süreç.
8- İngiltere Başbakanı Theresa May, detayını vermediği ‘diğer önlemleri’ savunurken, tedbirlerin öncelikli olarak istihbarat alanında olabileceğine dikkat çekti. İngiltere’nin, Rus sınırına yakın Estonya’da konuşlanan ve NATO’da faaliyet gösteren askerlerinin Rusya’ya herhangi bir askeri harekat düzenlemesine zayıf gözle bakılırken, İngiltere’nin Rus ajanlar üzerindeki baskıyı arttırması ve Rus ajan şebekelerinin tasfiye edilmesinden endişe ediliyor.
9- İngiltere’de yaşayan, çoğu da Kremlin’e muhalif olan yüzlerce Rus milyarderin İngiltere tarafından hedef alınıp, yaptırımlara maruz kalması mümkün. Bu ihtimal, Kremlin’i rahatsız ediyor. Çünkü Kremlin politikalarının olumsuz sonuçları ve Batı ile kötüleşen ilişkilerinden dolayı elit kesimin şikayeti artıyor.
10- Sergey Skripal davasının, Rus istihbaratının birçok Batı ülkesinde gerçekleştirdiğinden şüphelenilen ‘siyasi suikast’ başlığı ile açılmasından korkuluyor. Çünkü son zamanlarda Skripal davasında doğrudan yer alan ve eski Rus ajanlarının Avrupa’da tespit edilmesine yardımcı olan üç eski ajanın ölümüne kadar uzanan bazı olaylar gündeme geldi.
Bu olaylardan bazıları; Rus ajanı Anna Chapman’ın da dahil olduğu bir Rus ajan şebekesini 2010 yılında Washington’a teslim ettikten sonra 2011’de ABD’ye kaçan ve Rusya’da hakkında gıyaben 25 yıl hapis cezasına çarptırılan Alexander Poteyev, 2016 yılında esrarengiz şekilde ölmüştü. Yevgeny Todorov, 2011 yılında Kanada’da elektriğin kısa devre yapması sonucu hayatını kaybederken, 2000 yılından bu yana Washington ile çalışan eski bir Rus istihbarat görevlisi olan Sergey Tritikov ise 2010 yılında Florida’da gizemli bir trafik kazasında ölmüştü.
Son olarak, Yeni Zelandalı yetkililerin, Batı’ya kaçtıktan sonra, 2006 yılında şüpheli toz madde içeren bir mektup aldıktan sonra, ciddi sağlık sorunları yaşayan ve saçlarını kaybeden eski KGB ajanı Boris Karpichkov’ın olayıyla ilgili soruşturmayı yeniden açabileceğine dair işaretler var. (Ajanslar)