Şer ittifak sahaya indi; Sıradaki Lübnan olmasın!
Lübnan’daki protestolara ve krizin derinleşmesine Amerika’nın tam destek vermesi BOP’u akıllara getirdi. Patlamanın hemen ardından Hizbullah'a yönelik öne sürülen iddialar ise, bu patlamanın İsrail-ABD ve ortakları tarafından tertiplendiği iddialarını güçlendiriyor
11 Eylül’ün ardından Afganistan ve Irak işgaliyle başlayan, “Arap Baharı”yla devam eden Büyük Ortadoğu Projesi’NİN son halkalarından birisi Lübnan olmasın... Afganistan, Irak, Suriye, Mısır ve Libya’dan ders alınsın.
Bölgede en güvenli dönemini yaşayan İsrail ve Batılı ortakları sevinmesin.
Lübnan’daki protestolara ve krizin derinleşmesine Amerika’nın tam destek vermesi BOP’u akıllara getirdi.
Lübnan’daki Beyrut Limanı’nda meydana gelen patlamanın ardından şehir büyük bir yıkım yaşarken başkentte tansiyon had safhada.
Şer ittifakı sahaya indi
Patlamanın hemen ardında küresel aktörlerin sahaya inmesi kaygılara neden oldu. Terör rejimi İsrail, küresel terörün hamisi ABD, geçmişten günümüze her türlü yıkımda parmağı olan Fransa ve bölgedeki yol arkadaşlarının açıklamaları, BOP'un yıkıcı oyunun bir halkası olarak değerlendirildi. Özelikle patlamanın hemen ardından Hizbullah'ın hedef tahtasına yerleştirilmesi oldukça düşündürücü.
Yıllardır Siyonist İsrail ile ABD'nin ısrarla Hizbullah'ın silahsızlandırılması yönünde dünya kamuoyu üzerine baskı kuruyordu. Beyrut'taki patlamayı fırsata dönüştürmeye çalışan şer ittifak, deponun Hizbullah'ın silahlarıyla dolu olduğu, patlamanın nedeni de Hizbullah'a ait mühimat olduğu, bu nedenle Hizbullah'ın bir an evvel cezalandırılmasını istiyor.
İşte patlamanın ardından yaşanan gelişmeler:
Ortadoğu’nun ve Doğu Akdeniz’in önemli limanındaki patlamayı fırsat bilen ABD ve Fransa’nın başını çektiği emperyalist güçler Lübnan’da iç çatışmayı kaşıyor. İç karışıklığa zemin oluşturmaya çalışan ABD’nin destek açıklaması yaptığı Lübnanlı emekli subayların önderliğindeki bir grup eylemci Dışişleri, Ekonomi ve Çevre ile Enerji Bakanlığı binalarını bastı. 2 kişinin öldüğü baskınlarda 490 kişi de yaralandı.
DIŞİŞLERİ, EKONOMİ VE ÇEVRE İLE ENERJİ BAKANLIK BİNALARI BASILDI
Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta, 4 Ağustos’ta meydana gelen, 158 kişinin hayatını kaybetmesine ve 6 binden fazla kişinin yaralanmasına yol açan şiddetli patlamadan sorumlu tuttukları yönetimi protesto eden göstericilerin eylemlerinde, güvenlik güçlerinde görevli 2 kişi öldü, 490 kişi yaralandı. Lübnanlı emekli subayların önderliğindeki protestocular Dışişleri Bakanlığı, Ekonomi ve Enerji Bakanlığı binalarını bastı ve Lübnan Cumhurbaşkanı’nın fotoğraflarını yaktı.
“YÖNETİMİN DEĞİŞMESİ İÇİN BU FIRSATI KAÇIRMIYORUZ”
Gösteride, “Beyrut Limanı’nda hayatını kaybedenler için intikam” ve “Yönetimin değişmesi için bu fırsatı kaçırmıyoruz” şeklinde sloganlar atıldı.
Vakit kaybetmeden Lübnanlıların gösteri yapma hakkını desteklediğini açıklayan ABD’nin Beyrut Büyükelçiliği, Lübnan halkının çok sıkıntı çektiğini ve taleplerine kulak verecek liderlere sahip olmayı hak ettiği kaydedildi. Açıklamada, “Lübnan halkının barışçıl gösteri yapma hakkını destekliyoruz” ifadesi kullanıldı.
Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta, 4 Ağustos’ta meydana gelen, 158 kişinin hayatını kaybetmesine ve 6 binden fazla kişinin yaralanmasına yol açan şiddetli patlamadan sorumlu tuttukları yönetimi protesto eden göstericilerin eylemlerinde, güvenlik güçlerinde görevli 2 kişi öldü, 490 kişi yaralandı. Emekli subay Sami Ramah, düzinelerce protestocunun Dışişleri Bakanlığı binasına girmesinin ardından binanın merdivenlerinde bir açıklama okuyarak “Bu otorite istifa etmeli,” dedi. Yaklaşık 200 protestocudan bazıları binaya girdi ve Lübnan Cumhurbaşkanı’nın fotoğraflarını yaktı. Emekli askerler, Dışişleri Bakanlığı’nı basarak “devrimin karargâhı” ilan etti. Başkentin merkezindeki Şehitler Meydanı’nda bir araya gelen binlerce kişi uzun yıllardır yönetimi paylaşan siyasi grupların varlığını koruyan mezhep eksenli yönetim şekli, Cumhurbaşkanı Mişel Avn ve diğer yetkililer aleyhinde sloganlar attı. “Hesap Günü” adıyla düzenlenen gösteride, “Beyrut Limanı’nda hayatını kaybedenler için intikam” ve “Yönetimin değişmesi için bu fırsatı kaçırmıyoruz” şeklinde slogan atan öfkeli bir grup, ekonomik kriz karşıtı gösteriler nedeniyle aylardır demir ve beton bariyerlerle kapatılan Meclis binasına ilerlemek istedi. Güvenlik güçlerinin, gösteri alanında yer alan Le Gray Hoteli’ne sığınan bazı vatandaşları çıkarmaya çalıştığı sırada provokatörlerce otel içinde gerginlik çıkarıldığı belirtildi.
ABD, HEMEN KARGAŞAYA DESTEK VERDİ!
ABD’nin Beyrut Büyükelçiliği, Lübnanlıların gösteri yapma hakkını desteklediğini, ancak şiddetten kaçınılması gerektiğini belirtti. Büyükelçiliğin Twitter hesabından yapılan yazılı açıklamada, Lübnan halkının çok sıkıntı çektiği ve taleplerine kulak verecek liderlere sahip olmayı hak ettiği kaydedildi. Açıklamada, “Lübnan halkının barışçıl gösteri yapma hakkını destekliyor” ifadesi kullanıldı.
BAŞBAKANDAN ERKEN SEÇİM AÇIKLAMASI
Lübnan Başbakanı Hasan Diab, artan siyasi krizi yatıştırmak için erken parlamento seçimleri talep edeceğini açıkladı. Diyab, başkent Beyrut’un göbeğindeki Şehitler Meydanı ve ekonomik kriz karşıtı gösteriler nedeniyle aylardır demir ve beton bariyerlerle kapatılan Meclis binası yakınlarında gösteriler devam ederken kameraların karşısına geçti. Başbakan Diyab, ülkenin içinde bulunduğu krizden çıkmanın ancak erken genel seçimle mümkün olduğunu söyledi. “Bakanlar Kurulu toplantısında erken seçim yasa tasarısını gündeme getireceğim” diyen Diyab, ülkenin olağanüstü bir süreçten geçtiğini belirtti.
MECLİS ÜYELERİ ART ARDA İSTİFA EDİYOR
Lübnan’ı derinden yaralayan patlamanın ardından, hükümeti sorumlu tutan bazı milletvekilleri tepkilerini göstermek için istifa etti. Hıristiyanları temsil eden Ketaib partisinin lideri Sami Cemayel, yaşanan felaketin ardından “yeni bir Lübnan’ın inşa edilmesi gerektiğini” savunarak kendisinin ve iki milletvekilinin istifa ettiğini duyurdu. Hafta içi de, milletvekilleri Marwan Hamadeh ve Paula Yacoubian, “artık ülkenin kurumlarına ve özellikle parlamentosuna güvenmediklerini vurgulayarak istifa ettiklerini duyurmuşlardı.
LÜBNAN’IN CAN DAMARI ENKAZ ALTINDA
Zaten ekonomik krizle boğuşan Lübnan’ın en önemli ithalat üssü olan ve temel gıda maddeleri için büyük bir ambar görevi gören Beyrut Limanı’ndan geriye enkaz yığınları kaldı.
4 Ağustos salı günü 2 bin 750 ton amonyum nitrat maddesinin infilak etmesiyle yerle bir olan Beyrut Limanı’ndaki ağır yıkımı yürek burkuyor. Başkentin can damarı olan ışıltılı liman adeta hayalet bir şehri andırıyor. Patlamanın olduğu noktada açılan krater, yerle bir olan binalardan geriye kalan molozlar, demir yığınları, kullanılamaz hale gelen yüzlerce araç ile iş makineleri yaşanan facianın boyutlarını gözler önüne seriyor. Dev patlama ile yerle bir olan Beyrut Limanı’nda çevresinde yaşayan halk yaralarını sarmaya çalışıyor. 240 km ötedeki KKTC’de bile hissedilen patlama nedeniyle binlerce kişi evsiz kaldı. Ekonomik krizle boğuşan ülkenin en önemli ithalat üssü olan ve patlamadan önce temel gıda maddelerinden ilaca kadar her türden yaşamsal ürüne erişim sağlanan limanda şimdi bir taraftan arama kurtarma faaliyetleri sürerken bir taraftan da enkaz kaldırma çalışmaları yürütülüyor. Ancak yıkımın boyutları o kadar büyük ki sadece enkazın kaldırılmasının bile uzun bir zaman alacağı tahmin ediliyor. Patlamanın yol açtığı zararın 10 ila 15 milyar doları aşabileceğini belirtmişti.
ESKİ BAŞBAKAN MİKATİ: SORUMLULUĞUM YOK
Lübnan eski Başbakanı Necib Mikati, Beyrut Limanı’nda patlamaya neden olan amonyum nitratın kendi hükümeti dönemi (2011-2014) limana indirilmediğini açıkladı Mikati, “kötü niyetli ve kasıtlı” olarak nitelendirdiği iddiaların ardından yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, “Mikati hükümeti, 23 Mart 2013’te istifa etmiş ve yeni hükümet 25 Şubat 2014’te kurulmuştur. Söz konusu amonyum nitrat yüklü gemi ise Şubat 2014’e kadar Beyrut Limanı’na girmemiştir” ifadesi kullanıldı. Eski Başbakan Mikati, hâlihazırda yaşanan faciayla ilgili yürütülen soruşturmaya odaklanmanın ve suçluları cezalandırmanın daha uygun olacağını vurguladı.
“PATLAMA ÇÖZÜLEMEYECEK KADAR KARIŞIK”
Müstakbel Hareketi Genel Sekreteri Ahmed el-Hariri ise, patlamanın, Lübnan’ın çözemeyeceği kadar karışık olduğunu savundu. Hariri, patlamayla ilgili uluslararası soruşturma talebinin siyasi bir talep değil, ahlâki bir görev ve ulusal bir sorumluluk olduğunu kaydetti.
Hasan Nasrallah: Beyrut limanında neler depolandığını bilmiyoruz
Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah Beyrut’ta yaşanan patlamaya dair açıklamalarda bulundu.
Konuşmasına patlamada hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı ve yaralılara Allah’tan acil şifalar dileyerek başlayan Nasrallah, “Gerçek şu ki, bu hadise Lübnan’ın çağdaş tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir olaydı ve umarım çok yakında tehlikeli sonuçlarının üstesinden gelebiliriz” ifadelerini kullandı.
Hizbullah lideri, partisinin bu krizi aşmak için hükümete tam destek sağlamaya ve patlama sonucu evsiz kalan ailelere yardıma hazır olduğunu söyledi.
“Amaç Hizbullahı karalamaktı”
Bazı Arap medyasının patlamayla ilgili Hizbullah’a yönelik karalama ve suçlama kampanyası başlattığını belirten Hasan Nasrallah, medya kuruluşları ile siyasilerin bu facianın Hizbullah’a ait silah deposunda yaşanan patlama sonucu gerçekleştiğini iddia ettiğini söyledi.
Sözlerine devam eden Nasrallah “Bunların amacı Lübnan halkını Hizbullah’a karşı kışkırtmaktı. Amaç Hizbullah’ı karalamaktı. Bu iddialar Hizbullah’a karşı yapılan en büyük zulümdü. Burada Beyrut limanında Hizbullah’a ait her türlü silah ve patlayıcı madde deposunun varlığını açık bir şekilde reddediyorum. Hizbullah, Beyrut limanında hiçbir zaman böyle bir depoya sahip değildi. Beyrut patlamasının ardından Hizbullah’ın da bu acı çeken ulusun bir parçası olduğunu belirtmek isterim. Bu tür kin dolu sözlere daha önce de tanık olmuştuk” ifadelerini kullandı.
“Hizbullah Hayfa limanı hakkında daha çok şeyler biliyor”
Hizbullah’ın Beyrut limanından sorumlu olduğu yönündeki iddiaları reddeden Nasrallah, “Bunun gerçeği yansıtmadığını söylemeliyim. Beyrut limanında yetki sahibi değiliz ve bu limanda neler depolandığını da bilmiyoruz. Hizbullah Hayfa limanı hakkında Beyrut limanından daha çok şeyler biliyor olabilir, çünkü bu caydırıcılık denklemimizin bir parçasıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Hasan Nasrallah, “Olayın nedeni belirlenmeli ve suçun failleri adalete teslim edilmeli. Lübnan hükümetinden bu konuyu kararlılıkla ele almasını talep ediyorum.” dedi.
“Bugüne kadar, birçok kez Lübnan’da iç savaş başlatmaya çalıştılar, ancak her zaman başarısız oldular. Bundan sonra da başaramayacaklar” diyen Seyyid Nasrallah savaş severlerin amaçlarına ulaşmayacağını dile getirdi. (Ajanslar)