İki katil 'Ortak çıkar' cinayetleri ile bütünleşti!
“Sevgili dostumuz Joe Biden’ın liderliğindeki ABD bizimle ortak çıkarları görüyor. Bize özel denizaltı ve donanmayla birlikte uçak gemileri gönderdi. Gerekli mühimmatları da göndermeye devam ediyor.”
Gazze'deki insanlık suçu sokakları ayağa kaldırınca ABD'den zorunlu itidal mesajları geldi. Ancak Netanyahu'nun sözleri, okulların ve hastanelerin bombalandığı saldırıların önceden planlanmış organize bir vahşet operasyonunun aşamaları olduğunu ortaya koydu: Biden bizimle aynı ortak çıkarları görüyor. Gerekli mühimmatları göndermeye devam ediyor.
İsrail ordusu Gazze’nin kuzeyindeki operasyonlarını genişlettiğini duyurdu. Cibaliye’deki sığınaklara hava operasyonlarında can kaybı 80’i aştı. Kamptaki BM okuluna bombardımanda çok sayıda kişi hayatını kaybetti. BM’den ‘Katliam ve zulüm son bulmalı’ açıklamasıyla ateşkes çağrısı yapıldı. BM’nin Acil Yardımlar Koordinatörü Martin Griffiths de “Siviller bu yaşananları daha fazla kaldıramaz” ifadesini kullandı.
12 bin insanın ölümü hangi çıkara hizmet ediyor
Can kayıpları artarken ABD Başkanı Joe Biden, sivil ölümlerine dikkat çekerek Gazze’den yansıyan görüntülerin acı verici olduğunu söyledi. Ancak Tel Aviv’i desteklemeyi sürdüreceklerini kaydetti. İsrail Başbakanı Netanyahu ise “Biden bizimle aynı ortak çıkarları görüyor. Gerekli mühimmatları göndermeyi sürdürüyor” dedi. Bu sözler ‘12 bin insanın ölümü nasıl bir ortak çıkara hizmet edebilir?’ sorusunu doğurdu.
İnsanlık 7 Ekim’den bu yana Gazze’de tarihi bir vahşete sahne olurken, ABD başta olmak üzere Batı dünyasının buna nasıl seyirci kaldığı sorgulanıyordu. Sınır tanımayan vahşet karşısında hükümetlerinin bu tavrına isyan eden Batı kamuoyu art arda yüzbinlere varan katılımların olduğu gösterilerle sokaklara dökülmeye başladı. Bunun üzerine ABD ve Avrupa’dan liderler etkisiz itidal çağrıları yapmaya başladı. Ancak işgalci İsrail’in Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun önceki gün yaptığı açıklama vahşetin nasıl planlı ve organize olduğunu ortaya koydu.
Savunma Bakanı Yoav Gallant ve hükümetin Savaş Kabinesi üyesi Benny Gantz ile Tel Aviv’de ortak basın açıklaması yapan Netanyahu, Gazze’ye başlattıkları saldırıların ilk gününden bu yana “ABD’nin desteğini korumak ve güvence altına almak için çok yoğun bir diplomatik çaba harcadıklarını” vurguladı.
Netanyahu, şunları kaydetti:
“Sevgili dostumuz Joe Biden’ın liderliğindeki ABD bizimle ortak çıkarları görüyor. Bize özel denizaltı ve donanmayla birlikte uçak gemileri gönderdi. Gerekli mühimmatları da göndermeye devam ediyor.”
Son birkaç haftadır ABD içinde ve dünyanın her yerinde İsrail’e karşı çok büyük baskılar olduğunu” kaydeden İsrail Başbakanı, ancak bu uluslararası baskıların bazılarını “savuşturmayı ve atlatmayı başardıklarını da savundu.
Netanyahu, Gazze’de Hamas’ın elindeki İsrailli esirlerin serbest bırakılmasına yönelik anlaşmalara ilişkin “çok sayıda yanlış haber” çıktığını kaydederek, “şu an için bir anlaşma olmadığını” ve eğer bir anlaşma ortaya çıkarsa bunu İsrail kamuoyu ile paylaşacaklarını söyledi. Washington Post gazetesi, İsrail ile Hamas’ın ABD’nin arabuluculuğunda 5 günlük ateşkes anlaşmasına vardığını iddia etmişti. 5 günlük ara karşılığında, Gazze’de tutulan kadın ve çocukların serbest bırakılması konusunda anlaşma sağlandığı ileri sürülmüştü. Netanyahu, İsrail’in Gazze’ye geçişine izin verdiği sınırlı insani yardımların ise, İsrail’e yönelik “uluslararası desteğin güvence altına alınması açısından önemli olduğunu” ifade etti.
Terör rejimi İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze’ye ilk kez dünden itibaren yakıt girişini kabul etmesi konusuna da değinen Netanyahu, bu adımla Gazze’deki yakıt kıtlığı kaynaklı su sorununun yol açması muhtemel salgın hastalıkların, bölgeyi işgal eden İsrail askerlerine bulaşmasını önlemeyi amaçladığını söyledi. Netanyanu, “Bu (yakıt sevkiyatı), yalnızca su ve kanalizasyon pompalarının çalıştırılması gibi acil durumlar için kullanılabilecek çok az bir miktardır. Çünkü bunlar olmadan, veba salgınlarının hemen patlak verdiğini göreceğiz ve bu salgınlar, hem Gazze Şeridi sakinlerine ve Gazze Şeridi’nde bulunan İsrail askerleri zarar verecek.” diye konuştu.
Hedeflerinin Gazze’de Hamas’ı yok etmek olduğunu hatırlatan Netanyahu, bu hedefe ulaşmalarının ardından, “İsrail ordusunun her türlü tehdide karşı Gazze’de mutlak hareket özgürlüğüne sahip olacağını” savundu. Gazze’yi Hamas’ın ardından gelecekte Filistin Yönetiminin yönetmesine ilişkin tartışmalara da işaret eden İsrail Başbakanı, İsrail tarafından öldürülen Filistinli direnişçilerin ailelerine maddi destek sunan Filistin Yönetiminin Gazze’yi yönetmesine izin vermeyeceklerini söyledi.
Binlerce İsrailli Netanyahu’nun kapısına dayandı
Binlerce İsrailli, Gazze’de tutulan rehinelerin ailelerinin başlattığı yürüyüşe katılarak hükümeti rehinelerin serbest bırakılmasına öncelik vermeye çağırdı. Protestocular Tel Aviv’den Kudüs’e kadar yürüdükten sonra Başbakan Binyamin Netanyahu’nun konutunun önünde bir gösteri düzenledi.
Netanyahu, Hamas’ın alıkoyduğu rehinelerin serbest bırakılması için daha fazlasını yapmamakla eleştiriliyor. Hamas’ın 7 Ekim’de rehin aldığı 240 kişiden şimdiye kadar sadece dördü serbest bırakıldı, bir asker ise İsrail’in düzenlediği bir operasyonla kurtarıldı. Rehinelerin serbest bırakılması talebiyle Salı günü Tel Aviv’de başlayan yürüyüş Cumartesi günü Kudüs’e ulaştı.
Protestocular yürüyüşlerinin sonuna doğru kısa bir süre durarak yüzlerce sarı balonu bıraktılar. Cumartesi gecesi düzenlediği basın toplantısında Netanyahu “şu ana kadar bir rehine serbest bırakma anlaşması yapılmadığını” söyledi ve “söyleyecek bir şeyimiz olduğunda sizi bilgilendireceğiz” dedi. Netanyahu, savaşın ilk hedefinin Hamas’ı yok etmek, ikincisinin rehineleri geri almak ve üçüncüsünün de Gazze’den gelen tehdidi ortadan kaldırmak olduğunu söyledi.
Yerel basına göre Cumartesi günü Tel Aviv’in kuzeyindeki Caesarea’da yaklaşık 400 kişi protesto gösterisi düzenleyerek Netanyahu’yu istifaya çağırdı. Dünyanın dört bir yanında da kitlesel yürüyüşler vardı. Tokyo’da protestocular ‘Kanı durdurun’ dövizleri taşıdı. Washington DC’deki ‘Özgür Filistin’ gösterisine katılanlar Tel Aviv’i temsili kana bulanmış ve kefenlenmiş cansız bedenlerle hedefe koydu.(Karar)