Abbas hain mi, Filistin'in meşru lideri mi? Sosyal medyada Abbas tartışması...
Akademisyen Mehmet Akif Koç'un, Abbas'ın Türkiye ziyareti nedeniyle sosyal medyada yaptığı değerlendirmesine karşılık veren Gazzeli gazeteci Muin Naim, Abbas'ı hedef alan sert eleştirilerde bulundu. Naim, bizzat Arafat'ın Abbas'ı hain olarak işaret ettiğini yazdı.
X'teki paylaşımında, TBMM'de konuşma yapması beklenen Mahmud Abbas'ın Filistin'in yakın tarihindeki konumunu değerlendiren akademisyen Mehmet Akif Koç'a Türkiye'de gazetecilik yapan Gazzeli Muin Naim'den sosyal medya üzerinden cevap geldi.
Koç'un Abbas'ı Filistin'in efsanevi lideri Yaser Arafat'ın en yakın adamı olarak işaret ettiği yazısına karşılık, Filistin'in yakın tarihinden dikkat çeken detaylar paylaşan Muin Naim'in yazdıkları sosyal medyada gündem oldu.
Mehmet Akif Koç'un Abbas hakkındaki paylaşımı
Koç'un Mahmud Abbas hakkındaki değerlendirmesi şöyle;
"Mahmud Abbas, 90 yaşında, Arafat'ın en yakın mücadele arkadaşlarından ömrü sürgünde geçmiş, çocukluktan beri bu mücadelenin her safhasında var bu adam Filistin halkının önemli bir kısmını temsil ediyor, uluslararası meşruiyeti olan bir isim, genelde ılımlı kimliğiyle bilinir eskiden beri, iki-devletli çözümü savunur, bunu daha gerçekçi bulur hariçten gazel okuyanların, biraz da ideolojik saiklerle, Filistin'in yıllarca liderliğini yapmış Abbas'a hain muamelesi etmelerini şaşkınlıkla karşılıyorum.
arkadaşlar, bu meselenin sahibi bu adam ve arkadaşları, Hamas ve İslamî Cihad gibi örgütler, ve Hristiyanından Dürzisine kamplarda yaşayanlardan bombalar altinda Ölenlere kadar bütün bir Filistin halkı müzakere ve işbirliği yoluyla çözüm aramayı savunuyor bu adam, diğerleri askeri mücadele ve sert karşılığı savunuyor olabilir, bu bir tercih ve politik ayrımdır; kimseyi kahraman veya hain yapmaz bu, avantajı ve dezavantajı vardır böyle tercihlerin.
Abbas ve el-Fetih bir dönem Hamas'tan çok daha şahindi ve sert feda eylemleri yapıyordu, Yahya Sinvar da kabul ediyor bu gerçeği, ne o dönem ne de bu dönemki politik tercihleri kahraman veya hain yapmaz bu tavrı kimseyi, siyaset özünde pragmatiktir zaten, bir şeyler alırsın verirsin ve çözüme ulaşırsın, üzerimize cidden vazife olmayan sloganlarla, asırlık ömrü mücadele içinde geçmiş bir adama hain ve işbirlikçi vs demek sanırım kimsenin haddine düşmez, kendimize gelsek iyi olur."
Gazzeli gazeteci Muin Naim’in Koç’un Abbas paylaşımına cevabı
Gazze Hükümeti'nin eski Sağlık Bakanı'nın kardeşi gazeteci Muin Naim, Türkiye'de okudu ve halen Türkiye'de yaşıyor. Geçtiğimiz Ramazan ayında İsrail'in Gazze'yi hedef alan bombalı saldırısında hem annesini hem üç yeğenini kaybetmişti.
Muin Naim'in Koç'un Abbas hakkındaki paylaşımına sert eleştiri içeren paylaşımı şöyle;
"1) Mehmet Bey hesabında direkt cevap verme izni vermediği için buradan yazmak zorunda kaldım...
Ve yazacağım bu yazı cevap mahiyetinde olduğu için biraz uzun olabilir.
İlk olarak; "Mahmut Abbas için mücadelenin her safhasında var" diyor.
1- Doğru ama O dönemin önemli konumlarda değil en kirli işleri yapan kişi olarak arada sırada görünüyordu ve onların en kötüsü Filistin halkının siyasi felaket olarak nitelendirdiği Oslo antlaşması ve bu antlaşmanın metninde İsrail'in işgalci eski Dışişleri Bakanı Şimon Perez ile anlaşarak Arafat'ın dahi bilgisi olmadan çok kötü bir metin hazırladı ve Arafat'ın önüne imza anına kadar gelmedi. Hüsnü Mübarek ile ABD başkanının baskısı ve Mahmut Abbas'ın "sorun olmaz" demesi ile zorlanarak ve hatta imza töreni sırasında imzadan vazgeçmek üzereyken Mübarek'in hakaret varan baskısı ile Arafat imza atmak zorunda kaldı.
"Filistin haini"
2. Mahmut Abbas, ABD ve İsrail işgal yönetimi ile Yasir Arafat'a karşı büyük bir hamle yürüterek Arafat'ın elini zayıflatan Filistin yönetim şeklini değiştirerek ve kendisi olma şartı ABD tarafından talep edilerek bir başbakanlık pozisyonu oluşturuldu.
O dönem Arafat'ın kendisi Abbas için "Filistin'in haini" anlamında Filistin'in Karzayi'si (Afganistan'ın ABD ile işbirliği yapan eski başbakanının) demişti. O günlerde Yasir Arafat'a bağlı Fetih'in askeri kanadı (El Aksa Şehitleri Tugayları) elemanları sokağa dökülüp Abbas'a karşı "İsrail'in ajanı" diye slogan attılar.
Hain ekip
3. Arafat, 2003 yılında Mervan Barguthi'ye askeri direniş başlatma emri verdiği suçlaması ile kendi başkanlık binasında kuşatıldı. Bu kuşatma sırasında Abbas, Arafat'ı aşarak hem Amerikalılar hem de Batı Şeria'da soykırım yapan dönemin İsrail işgalin başbakanı Ariel Şaron ile görüştüğü bilinmektedir. Arafat'ın askeri danışmanı ve son ana kadar yanında olan Tümgeneral Gazi Mhanna, Arafat'ın ölüm nedenini araştıran komisyonun önündeki tanıklık ifadesinde, Abbas'ın Arafatsız gelecek planlama toplantılarına başladığı haberi ve bilgileri aldığında bulunduğu binanın karşısındaki binada bulunan Abbas'ı, Dahlan ve Güvenlik şefi Yusuf Nasr'ı "hain ekip" diye adlandırıyordu.
Bu arada Arafat'ın ölüm nedeni zehirlenme olduğu bilinmesine rağmen hala resmi bir açıklama yapılmıyor ve bir çok kaynakta zehirin varlığından hem Abbas hem de Dahlan haberdar ve olayda parmakları var.
İkincisi; Abbas için halkın önemli bir kısmı temsil ettiğini iddiası Mehmet Bey'in okumaları pek yerli olmayan (Filistinli) kaynaklardan olduğuna bağlıyorum. Çünkü Nisan 2021'de Kudüs'te seçim yapılmamasını bahane ederek seçimi iptal eden Abbas asıl sebebi son anketlerde desteğinin %7'lere kadar düştüğünü görmesidir. Hatta parasal desteğin yeniden yapılmasının önündeki engelin seçim olduğunu iddia eden AB ülkeleri aniden kararlarından vazgeçerek desteği başlattılar. Bu arada Kudüs'te Abbas'ın 2005'te seçildiği ve Hamas'ın 2006'da seçimi kazandığı durumla aynıdır.
"Abbas mı, Haniye mi" anketi
Bu arada AB destekli ve Ramallah merkezli, güvenilir sayılan Filistin Anket Araştırmaları Merkezi'nin 5 Mart 2024'te düzenlenen anketine katılanların "tüm ölümlere ve savaş kayıplarına rağmen seçim olursa Abbas'ı mı Haniye'yi mi seçerseniz" sorusuna % 70 oranında verilen cevap Şehit İsmail Haniye iken, % 22 oranında Mahmut Abbas oldu.
Tabi bu % 22'nin içinde "Hamas gelirse maaşlar kesilir ve maddi sıkıntı yaşarız" diyen 147 bin devlet memuru da var. Yani Haniye liderliğindeki Hamas'ın oy oranı çok yüksek oy alırken, Abbas'ın Fetih hareketi bu oranın çok çok altında oy alıyor.
Ankete katılanların % 86 Abbas'ın istifa etmesi gerektiğini ve onun hükümetinin halka hizmet değil sadece yük getirdiğini ifade etti.
Eğer seçime Mervan Barguthi, İsmail Haniye ve Mahmut Abbas katılırsa Abbas sadece % 5 oy alır. Demekki menfaatçi, maslahatçi dahil Filistin halkının sadece % 5'i Abbas'a destek veriyor. Fetih hareket Abbas'ı hainlikle suçlayanları gazel okumak veya ideolojik davranmak suçluyor.
Ama hocanın fark etmediği, Batı Şeria'da direnen ve Abbasi hainlikle suçlayan grupların içinde Fetih, Hamas, FKHC ve bir sürü Sağ ve sol yapılar var.
"Mesele ideolojik değil milli bir tavırdır"
2) Abbas, Filistin davasının sahibi Hamas ve İslami Cihad'ı Filistin halkından sadece İslamcı denilen kesimin temsil ettiği ve Hristiyan, Dürzîler ve hatta Samiri Yahudilerden ayrı tutmaktadır. Sanki mülteci kamplarında yetişen İsmail Haniye, Yahya Sinvar, Abdülaziz Rantisi ve Fethi Şikaki gibi liderler halktan uzaktı.
Sanki Dürzîlerden bir çok genç HAMAS ve İslami Cihad'a yardım etmekten dolayı İsrail zindanlarında yıllardır tutuklanmıyor.
Bu arada Hristiyan toplumun en önde gelen iki Filistinli din adamı Manuel Musallam ve Atallah Hanna, sürekli Hamas'a ve direnişe destek verirken, Abbas ve yönetimini "İsrail işbirlikçisi" olarak suçlayan bildiriler yayınlamaktadır. Mesele ideolojik değil milli bir tavırdır; çünkü ideolojik olsaydı Hamas ve İslami Cihad ile aşırı sol olan FKHC ve FKDC ile birlikte hareket etmezdi.
Mehmet Akif Koç'un Abbas savunmasına cevap
"Bu adam müzakere yolu aramayı savunuyor, diğerleri askeri mücadele ve sert karşılığı savunuyor, bu bir tercihtir" denilmiş...
Mehmet hocam, bu yolun babası Yasir Arafat ve hayatının son 4 yılında bunun yanlış olduğunu ve siyonist yerleşimci işgale karşı ancak silahlı direniş olabilir dedi. HAMAS Filistin halkın hak arayışını sadece silahla değil adil ve BM'nin tüm kararlarının uygulanmasını savunuyor ve hatta 2017'de bunu açık bir şekilde savundu.
Abbas'ın savunduğu şey bu değildir çünkü Abbas ve onun çevresindeki arkadaşları İsrail'le müzakere değil tam iş birliği ve ortak güvenlik için hareket etmeyi savunmaktadır. Bu yolda yüzlerce muhalif Filistinliyi tutuklanıp işkence edilmiştir ve yüzlercesi İsrail işgalci istihbaratına teslim edilmiştir.
Tercih olsaydı silahlı direnişe katılan ve bu yolda canını koyanlara terörist demez onlara karşı silahlı mücadele vermezdi. Bu mantıkla hiç bir işgal bitmemiştir ve hiç bir vatan kurtulamamıştır.
"Fetih'in bir dönem Hamas'tan daha çok şehit vermiştir ve sert fedai eylemleri yapmıştır" demiş Mehmet hoca...
Ben de diyorum ki doğrudur ve aynı dönem Arafat bu yolu tercih etmeyen ve İsraille işbirliği değil sadece sivil hizmet alanında "Köy birlikleri" adı ile ortak hareket eden Filistinlileri hain ilan ederek idam ettirmişti. Bugün Abbas o köy birliklerinden çok daha ötesinde İsrail işgal çetesi ile işbirliği içindedir. Birinin bir dönem doğru yolda olması, kendisine daha sonra yanlış yoldan gitme hakkı vermez.
Bir de Abbas'ın kendisi silahlı direnişe hep karşı çıktığını ve hayatı boyunca hiç bir zaman bu yolda gitmediğini ve İsrail'e karşı bir kurşun dahi sıkmadığını itiraf etti.
Bu arada o dönem Fetih hareketi içinde İslami görüşlü birlikler de vardı. Hatta Kassam Tugayları kurucu ve komutanlarının birçoğu ilk askeri deneyimine Fetih'te başladı.
Üzerinizde vazife olmadığını söylemenize pek katılmıyorum. Çünkü bölgenin en eski ve en kanlı soykırımının yaşandığı ve etkisi her yerde hisedilebilen bir dava ile ilgili görüş bildirmek ve devletin tavrını eleştirmek aslında milli ve insani bir görevdir.
Saygılarımla"(Ajanslar)