Neden Amerika'ya bu kadar düşmanız?
Sadece Filistin'i işgal ettiği için mi!? Hayır! Biliyorsunuz Filistin Amerika ve müttefikleri tarafından işgal edilmiştir. İşgal rejimi sadece orada bir piyondur.
Bizim asıl düşmanlığımız topraklarımızın da onların işgali altında olması nedeniyledir. Filistinden farkımız onların işgale direnmesi bizim ise boyun eğmemizdir.
İran İslam Cumhuriyeti haricindeki hiçbir Müslüman ülke kendi geleceğine kendisi karar veremiyor. İç ve dış politikasını belirleyemiyor.
İşte önümüzde Suriye örneği! Suriye yönetiminin geleceğe yönelik açık ve net bir planı yok. Suriyeliler dahil herkes emperyalistlerin bu toprakları nasıl taksim edeceğini merakla bekliyor.
Görünürde Suriye toprakları Suriyeliler arasında paylaşılacak ama pay almanın ön şartının Amerikanın güven ve rızasına bağlı olduğunu herkes peşin olarak kabul ediyor. Bu nedenle mevcut yönetim İslami gömleğini çıkarıyor, Siyonist İşgalin genişlemesine kör ve sağır numarası yapıyor.
Eskiden Suriye halkının bir “zalim diktatörlük” sorunu vardı. Şimdi buna topraklarını Siyonist işgalden ve Amerikan tasallutundan kurtarma sorunu da eklendi.
Amerika, üslerinin olmadığı Suriye'yi artık topyekun bir Amerikan üssüne dönüştürecektir. İşgalci Siyonist güneyden başlayarak üsler inşaya başladı bile!
Sömürü çarkı müthiş bir kamuflajla halktan gizleniyor. Amerikanın talimat ve talepleri ile alınan siyasi, ekonomik ve ticari kararlar hükümetlerin kendi özgür kararlarıymış gibi millete yutturuluyor.
Yıllar önce merhum Erbakan bu sömürü olayını bize şöyle anlatmıştı: “Bugün ülkemiz emperyalistlere milyarlarca dolar borç ödüyor. Bu neyin borcudur, biz bir şey aldık da mı borç ödüyoruz yoksa bir şekilde borçlandırılıdık mı?” İnsanlarımızın çoğu bu borcun miktarını parasal ifadelerle tasavvur edemediği için merhum hocamız seksenli yıllarda bize şöyle tasvir etmişti; ”Türkiye her gün bir kamyon dolusu altını borç karşılığında sömürgeci ülkelere ödüyor ve ilginç bir şekilde borç ödendikçe azalmıyor artıyor. Çünkü borca yükledikleri faiz ödenen taksitten daha fazla. Normal şartlarda borç dağlar kadar yüksek olsa da ödendikçe küçülür ve biter. Oysa bizim borç adeta bir çukur gibi biz ödedikçe çukur büyüyor. Bu borçtan kurtulmak ancak ekonomik bağımsızlıkla mümkündür. Ekonomik bağımsızlık beraberinde siyasi bağımsızlığın yolunu açacağından buna asla fırsat verilmiyor.”
Bu ödediğimiz aylık borç faizini, altın üzerinden hesapladım aylık 35 ton yani üç buçuk kamyon dolusu altın ediyor.
Birkaç yıl önce Trump’ın ülkemizi papaz meselesinde neyle tehdit ettiğini hatırlıyoruz. Basit bir kararname ve bir iki söylemle dolar fiyatı 2 katından fazlasına yükseldi. Bu da iç ve dış piyasaların allak bullak olmasına hatta iktidarın sarsılmasına sebebiyet verdi.
Bizim o yüzden birinci ve tartışmasız önceliğimiz Amerika'dan kurtulmak ve tam bağımsız bir ülke olmaktır. Ekonomik ve siyasi bağımsızlığı elde ettiğimiz zaman inanın belki fert başına milli gelir kısa sürede 50.000 hatta 100.000 doların üstüne çıkacaktır. Çünkü biz coğrafi olarak yeraltı ve yer üstü zenginlikleri bakımından mümbit topraklarda yaşıyoruz. Sadece biz değil mesela yanı başımızdaki Irak petrol denizi üzerinde yüzmesine rağmen halk açlıkla boğuşuyor. Bu yüzden Amerika'dan kurtulmak hem ülkemizdeki yoksulluk sorununu, hem de çoğu bu yoksulluk sorunundan kaynaklanan diğer ahlaki sorunları kökünden çözecektir.
Bazı aklı kıt olanlar “bilim, teknoloji otomobil ürettin de Amerika mı engelledi?” diye ahmakça sorular sorabilirler. Onlar Amerikanın gerek bizzat, gerek işbirlikçileri eliyle katlettiği dünya çapında bilim ve sanayi adamlarımızdan habersiz satılmış zavallılardır. Araştırıldığında bu cinayetlerin sadece ülkemiz ve İran İslam Cumhuriyetinde değil onlarca İslam ülkesinde işlendiği görülecektir.
Ülkesini, milletini seven herkesi; inançlı olsun olmasın hangi dinden, ırktan ve mezhepten olursa olsun bu aziz vatanı gaspçıların elinden kurtarmak için seferber olmaya çağırıyoruz. Vesselam! (Emin Güneş - Hürseda Haber)