Dürzi şeyhi Hicri'den Alevi katliamlarına kınama

Dürzi Şeyhi Hikmet Selman el-Hicri, Suriye’nin sahil bölgesinde HTŞ militanlarının gerçekleştirdiği Alevilere yönelik sistematik katliamları şiddetle kınayarak sorumluların hesap vermesini istedi.
Suriye’deki Dürzilerin önde gelen kanaat önderlerinden Şeyh Hikmet Selman el-Hicri, Lazkiye ve Tartus’ta Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) örgütüne bağlı militanlar tarafından Alevilere karşı işlenen sistematik katliamları kınayan bir açıklama yayımladı ve sorumluların hesap vermesi gerektiğini vurguladı.
Şeyh Hicri, bölgesel ve uluslararası tüm taraflara, ayrıca BM'ye müdahale çağrısında bulundu.
Şeyh Hikmet el-Hicri'nin açıklaması şu şekilde:
"Tek vatanda yaşayan kardeşlerime sesleniyorum. Suriye sahili alevler içinde ve masum insanların canları acımasızca alınıyor. İnsanlar, acımasız bir savaşın tiranlarından korunmak için sığınacak bir yer arıyor.
Bizler de insanlık ve beşeriyet adına, tüm Suriyelilerin taşıdığı kardeşlik ruhuyla, aşırılıktan ve bağnazlıktan uzak durarak bu sistematik cinayeti reddediyoruz. İlgili tüm makamlardan, masum sivillere yönelik bu gerekçesiz askeri operasyonların derhal durdurulmasını talep ediyoruz. Bu operasyonlar, sadece daha fazla kan ve gerginlik getirmektedir.
Herkesi hukuka, uluslararası ilke ve geleneklere, masumların ve sivillerin öldürülmesini yasaklayan dini ilkelere uymaya çağırıyoruz. Hangi taraftan olursa olsun suçlu olanlar, şiddet ve intikam dilinden uzak, hukuk, yargı ve adalet şemsiyesi altında hesap vermelidir.
Tüm tarafların garantörlüğünü üstlenen devletlere, bu trajediyi durdurmak için derhal ve her türlü yolla harekete geçme sorumluluğunu yüklüyoruz. Bu, tereddüt etmeden veya çifte standart uygulamadan yapılmalıdır. Zira tüm taraflar bu vatanın evlatlarıdır. Bugün dökülen her kan damlası için esef duyuyoruz, zira bu Suriye'nin tamamı için bir kayıptır.
Mezhepçi sloganlar altında yanan ateş, tüm Suriye'yi ve halkını ateşe atacaktır. Kimse bunu istemez. Bu nedenle, tüm tarafların akil insanlarına, kan dökülmesini derhal durdurmak ve ülkeyi felakete sürüklenmekten kurtarmak için müdahale etmeleri çağrısında bulunuyoruz. Anlaşmazlıklar, savaş alanlarında ve masumların öldürülmesiyle değil, diyalog masalarında çözülmelidir.
Bizler, herkesi kucaklayan, evlatlarına savaş alanlarına değil, umut ve inşa alanlarına götürecek bir gelecek bırakan bir vatan hayal eden barışın savunucuları olduk ve olmaya devam edeceğiz. Sesimiz tek olsun: Kan dökülmesine hayır, fitneye hayır, barışa ve sevgiye evet.
Fitne ateşini söndürelim ve beşeriyetin, herhangi bir aidiyet veya farklılığın üzerinde hepimizi birleştiren ortak payda olduğunu hatırlayalım. Herkesi, devrik rejimin düşüşünden bu yana durmayan sistematik kışkırtma eylemlerini durdurmaya samimiyetle davet ediyoruz. Cinayet ve suç rejiminin bir yansıması olmamalı, aksine sevgi ve barışın savunucuları olmalıyız.
Ateşkes ve çatışmaların durdurulması talebimizi yineliyor, tüm evlatlarımızı, ilgili tüm liderleri, ilgili tüm yerel ve uluslararası makamları ve Birleşmiş Milletler'i, çatışmalara son vermek, ölümü ve katliamı durdurmak ve barışı derhal ve acilen yaymak için üzerlerine düşeni yapmaya çağırıyoruz. Hepimiz aynı ailenin üyeleriyiz ve bu büyük acıda tüm milletimize başsağlığı diliyoruz.”(YDH)