Seçim Yılında Koalisyon Formülleri
Almanya'da seçmenler kuvvetle muhtemel 22 Eylül'de sandık başında gidecek. Başbakan Angela Merkel, Siyah-Sarı (CDU-FDP) koalisyonun devamını, muhalefetteki Sosyal Demokrat (SPD) ve Yeşiller ise yönetimi devralmak istiyor.
Hıristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) Başbakan Merkel'in halk nezdindeki popülaritesinden yaralanarak anketlerdeki birinciliğini koruyor. Ancak hükümet ortağı olarak istedikleri Hür Demokrat Partisi'nin (FDP) durumu iç açıcı değil. Yüzde 5 barajının altına düşerek Federal Meclis'e girememe kaygısı yaşayan Liberaller, parti içindeki çalkantılara bir türlü çözüm üretemedi. 2009'da tarihi rekora imza atan FDP'nin geçen yılki anketlerde oyları yüzde 3'lere düşmüş, Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle parti başkanlığını Philipp Rösler'e devretmişti. Ancak Rösler partisini krizden çıkarmayı henüz başaramadı.
Diğer taraftan SPD'nin Başbakan Adayı Peer Steinbrück yaptığı yorum ve açıklamalarıyla partisini hayli zor duruma soktu. Yoksulluk sınırındaki zenginlerin gelirleri arasındaki uçurumu değerlendirirken başbakanın maaşı ile banka şube müdürünün maaşını karşılaştırması ve başbakanın gelirinin düşük olduğunu belirtmesi, yan gelir tartışmalarını atlatmaya çalışan Steinbrück için puan kazandıracak bir adım olmadı. Göz diktiği makamın maaşının düşük olduğunu söyleyerek 'açgözlü' eleştirilerine kapı açmış oldu. Steinbrück, Merkel'e karşı 'güçlü ve yerinde' bir rakip olarak değerlendirilmesine rağmen partisi onun adaylığından henüz bir kazanç elde etmedi.
Anketlere göre Kırmızı (SPD)-Yeşil için salt çoğunluk mevcut değil. Aynı şekilde Siyah-Sarı için de. Bu durumda ya Siyah-Yeşil (artı Sarı) veya Büyük Koalisyon söz konusu. CDU Genel Sekreteri Hermann Gröhe'nin, Siyah-Yeşil'e kapıları kapatması ikinci opsiyonu güçlendirmiş oldu. Ancak Federal Seçimler için 20 Ocak'ta Aşağı Saksonya'da yapılacak seçimler kilit rol oynuyor.
Infratest'in son anketine göre bu eyalette CDU yüzde 40, SPD yüzde 34, Yeşiller yüzde 13, FDP yüzde 4, Sol Parti ve Korsanlar yüzde 3'er oy alacak. Bu durumda Eyalet Meclisi 3 partiden oluşacak ve milletvekili çoğunluğuyla Kırmızı-Yeşil (SPD-Yeşiller) hükümeti kurulacak. Bu aynı zamanda SPD ve Yeşiller'in Federal Eyaletler Temsilcileri Meclisi'nde (Bundesrat) de oy çoğunluğuna sahip olacağı manasına geliyor.
Federal düzeyde de meclisin Hıristiyan Birlik Partileri, SPD ve Yeşiller'den olacağını da göz ardı etmemek lazım. Bundan dolayı siyasi partiler sadece simalarla seçim kampanyası yapma lüksüne sahip değil. Steinbrück son açıklamalarından dolayı eleştirilerin hedefinde olsa bile yan gelirlerini detaylı bir şekilde açıklayarak çok kolay bir rakip olmadığını gösterdi.
2009'da olduğu gibi seçim kampanyalarının sakin geçmeyeceği kesin. Merkel ve rakiplerinin, istihdamın yükselmesine rağmen yoksulluğun artmasının önüne geçilmesi, eğitimde eşitliğin sözde değil özde olması, enerji devriminin vatandaşlar için pahalıya patlamaması ve demografik değişimi gerçekten yönlendirmesi için çözüm sunmaları gerekiyor. Bu açıdan 2013 seçim kampanyasının simalar üzerinden değil parti programı üzerinden yapılması için iyi fırsat yakalanmış oldu. (Cihan)