'Mısır'da Darbeciler Mağlup Olacak'
Mısır'daki Yeni İşçi Partisi (YİP) Genel Başkanı Mecdi Ahmed Hüseyin "Mursi'nin (Mısır'ın ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı) görevine yeniden dönmemesi Mısır'da demokrasinin 60 yıl geriye gitmesi demektir" dedi.
Mısır'da 25 Ocak 2011'da meydana gelen halk ayaklanmasının "yarım devrim" gerçekleştirdiğini öne süren YİP Genel Başkanı Hüseyin AA yaptığı açıklamada, "25 Ocak 2011 devrimi yarım zafer kazandı. Yarım zaferle şunu kastediyorum. Mübarek'i ( devrik Mısır lideri) ve avanesinden bir güruhu yönetimden uzaklaştırmayı başardık, ancak rejimi değiştirmeyi başaramadık. Rejimin direkleri ordu, polis, yargı ve medyada bir değişiklik sağlanamadı. Bu sebeple 2 yıl milletin vaktini boşa harcadık" dedi.
"Askerler bizimle oynadılar, bizi oyaladılar" diyen Hüseyin, "İktidarı teslim edermiş gibi yaptılar ama teslim etmediler. Mursi seçimleri kazanınca onu başarısız kılmak için manevralara giriştiler. Önce Anayasa Mahkemesi'yle danışıklı bir oyunla parlamentoyu feshettiler. Sonra darbe ile hem Şura Meclisi'ni feshettiler hem anayasayı rafa kaldırdılar. Askeri manevralar yaptılar ama yanlış yerde, gayrimeşru manevralar yaptılar. Eksen kayması yaşayan Mısır devriminin yeniden kendi eksenine döndürülmesi ve hatalardan ders çıkarmanın çözümü kolaylaştıracak" şeklinde konuştu.
Ordunun yapay gıda ve akaryakıt sıkıntısı oluşturarak ve medya kampanyalarıyla darbe şartlarını olgunlaştırdığını öne süren Hüseyin şöyle devam etti: "Sonra yalanlarla bezeli medya kampanyaları düzenlediler. Amaçları askeri darbeyi gerçekleştirmelerine yetecek asgari ölçüde kalabalık toplayabilmekti. Sivil giyimli askerler, Mısır'da 'baltacı' diye tabir ettiğimiz sabıkalı ve tehlikeli suçlular, Ulusal Demokratik Parti (UDP, Mübarek'in partisi) yanlısı işadamlarının fabrikalarında çalışan işçiler, eski UDP bakiyeleri de bizzat Tahrir'e geldiler. Ne yazık ki kilise de bu kervana katıldı ."
"Mısır'daki darbenin derininde Sisi yoktur"
Mısır'da yaşanan darbenin "dış mihrakların işi" olduğunun altını çizen Hüseyin, "Şunu idrak etmemiz lazım: Mısır'daki darbenin derininde Sisi yoktur, darbenin derin patronu ABD ve İsraildir. Çözüm olarak geniş bir koalisyon kurmalıyız. Darbeyi Ret ve Meşruiyete Destek Koalisyonu'ndan daha geniş koalisyona ihtiyacımız var. Darbe karşıtı bütün siyasi güçleri birleştirmeliyiz. Amerikan siyasetinin talep ettiği fakat Mursi'nin yerine getirmediği şeyler vardı. Onlar İsrail'le ilişkilerin normalleşmesini talep ediyordu. Mursi'den ilişkilerin canlandırmasını, Netanyahu ile siyasi görüşmeler yapmasını, İsrail ile dostluk kurulmasını, sık sık üst düzey ziyaretleşmelerin gerçekleşmesini, yoğun telefon diplomasisi bekliyorlardı. Mursi bütün bunları reddetti ."
Halkın kendilerine karşı kurulan komplonun büyüklüğünü idrak ettikçe darbe karşıtı gösterilerin arttığına işaret eden Hüseyin "İhvan'ın bazı gösterilerin omurgasını teşkil ettiğini ancak protestoların geniş katılımlı olduğunu" vrugulayan Mecdi Hüseyin darbenin gerçek bir sosyal tabana tekabül etmediğini, bir komplo eseri olduğunu iddia ederek, darbeyi olgunlaştırma kampanyalarını şu sözlerle anlattı: "Halk darbenin üstünden birkaç hafta geçince komployu açıkça gördü. Mursi dönemindeki krizlerin suni olduğu açıkça ortaya çıktı. Mesela 29 Haziran gününe kadar katresi bulunamayan akaryakıt 30 Haziran günü birdenbire ortaya çıktı. İddia edildiği gibi Gazze'nin 80 milyon Mısırlının benzin ihtiyacını tüketmesi mümkün müydü? Bunlar abesle iştigalden ibaretti tabii ki. Sonra ne oldu? Şimdi her şeye zam geldi, trenler işlemez oldu, ekonomik kriz başgösterdi, sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Biz 14 asırdan beri siyasi iradenin gasbedildiği ortamda yaşıyoruz. Artık hürriyetin kokusunu almak istiyoruz. Özgürlük Allah'ın bahşettiği büyük bir nimettir."
Liberallerin ve solcuların darbe karşısındaki tutumuna ilişkin YİP Genel Başkanı Mecdi Hüseyin şunları söyledi: "Hangi liberaller, hangi solcular! Hangi liberal ve hangi solcuaskeri darbeyi destekler? İçlerinden bir kısmı sonradan kazın ayağının öyle olmadığını anlayarak hatalarından döndü ve darbeye karşı saf tuttu. Ne yazık ki çoğu İslam'a düşmanlıklarından ötürü İhvan'a körü körüne karşı çıktı ve demokrasinin yanında yer almadı ."
"Mursi direndi, hayatı tehlikede olmasına rağmen onurlu duruşunu bozmadı"
Mursi'nin 4 Kasım günü yargı önüne çıkarılacağının hatırlatılması üzerine Hüseyin şu değerlendirmelerde bulundu: "İşçi Partisi, Mursi'nin dönüşünü İhvan'dan daha yüksek sesle savunmaktadır. Çünkü Cumhurbaşkanı Mursi direndi. Eğer hapiste pazarlıklara girişseydi biterdi fakat hayatı tehlikede olmasına rağmen onurlu duruşunu bozmadı. Herhangi bir şekilde öldürülmesi mümkündür. Aslında şu dakikaya kadar nerede tutulduğu da bilinmiyor. Herhangi bir vatandaş tutuklandığında böyle bir şey vuku bulsa felaket demektir. Sözkonusu olan bir numaralı vatandaş, seçilmiş Cumhurbaşkanı. Bence Cumhurbaşkanı Mursi geri dönecek. Mursi'nin görevine yeniden dönmemesi Mısır'da demokrasinin 60 yıl geriye gitmesi demektir. Belki yeni bir denge gereği dönecektir. Biz ordunun siyaset oyununun tamamen dışında kalmasını istiyoruz ."
"Mursi'nin yargılanması tam bir komedi. Seçilmiş bir cumhurbaşkanı, işlemediği suçlardan yargılanıyor" diyen Hüseyin değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: "Hamas lehine casusluk yapmakla, adam öldürmeye azmettirmekle suçlanıyor. Güya Mursi, 8 İhvan mensubunun ve 1 gazetecinin ölümünden sorumlu imiş. Yani Mursi kendi evlatlarını mı öldürtmüş? Mursi'nin yargılanması yasal değil, ahlaki değil. Adaleti idesini tahrip eden bir yargılama. Nasıl yargılayacaklarını bilemiyorlar. Bizzat darbeciler şaşırmış durumdalar. Mursi'yi mahkemeye çıkaracaklar mı, çıkarmayacaklar mı bunu tartışıyorlar. Tura'da yargılama için hazırlanan yer neredeyse hapishanenin içinde. Sık sık girip çıktığım için orayı iyi biliyorum. Mursi'nin hapishaneye mülhak bir yerde yargılanması planlanıyor. Cumhurbaşkanı her nerede ise bilmiyoruz, buraya helikopterle nakledilmesi mümkündür ."
"Biz 4 Kasım'ı hürriyet günü ilan ettik"
YİP Genel Başkanı Mecdi Ahmed Hüseyin, 3 Temmuz'da görevden uzaklaştırılan Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin yargılanacağı 4 Kasım günü yaşanması muhtemel gelişmelere ilişkin, "Biz 4 Kasım'ı hürriyet günü ilan ettik. Biz Mursi'nin bütün fikirlerine katıldığımız için değil, icraatlarının hepsini onayladığımız için değil, bir insanın bu şekilde haksız muameleye tabi tutulmasına, seçilmiş cumhurbaşkanının haksız yere yargılanmasına itiraz ettiğimiz için o gün meydanlarda olacağız. O gün çatışmaların yaşanacağını tahmin ediyorum. Sonra da darbeciler yine İhvan'ı suçlayacak. İhvan'ın yargıyı işlemez hale getirmek istediğini iddia edecekler. Çok büyük bir kalabalık darbeye karşı sokağa çıkacak, askerin buna cevabı da sert olacaktır. Nihayetinde darbeciler mağlup olacak. Mesele şahsi bir mesele değildir. Mursi'yi öldürmeleri veya idam etmeleri mesele değil, zaten binlerci kişiyi öldürdüler. Mesele ilke meselesidir. Hak galip gelecek, başka yolu yok" ifadesini kullandı.
Hüseyin sözlerini şöyle tamamladı: "Darbenin gölgesi altında yapılacak referandum veya seçimleri boykot edeceğiz. Çünkü daha önce yine ordunun gözetiminde ve yüzde 60'ı İhvan karşıtı yargı denetiminde yapılan seçimleri Mursi kazandı ancak ordu buna saygı duymadı. Şimdi yeniden ordunun yapacağı bir seçime niçin saygı duyalım ?"
İşçi Partisi'nin kısa hikayesi
Mısır'daki Sosyalist İşçi Partisi, 1978'de kuruldu. Partinin kökleri 1993 Genç Mısır Partisi'ne dayanıyor. Genç Mısır Partisi'nin kurucusu Ahmed Hüseyin, Mecdi Hüseyin'in babası. Mecdi Hüseyin babasını ve onun hareketini "dindar milliyetçi" diye tanımlıyor ve İhvan'la daima "koalisyon" ilişkisi içinde olduklarını vurguluyor. Nitekim 1987 seçimlerinde 36 İhvan mensubu, Sosyalist İşçi Partisi listelerinden milletvekili seçilmişti.
Mübarek rejimi partinin faaliyetlerini dondurmuştu. Mısır'da 25 Ocak 2011'de yaşanan devrim sürecinde parti ve yayın organı Eş-Şa'b (Halk) gazetesi yeniden faaliyetine başladı. Parti de Yeni İşçi Partisi (YİP) adını aldı.
Mecdi Ahmed Hüseyin, YİP Genel Başkanlığının yanısıra gazetenin genel yayın yönetmenliğini de yürütüyor. Hüseyin'in dini, sosyal ve siyasi konuları ele alan 20 kadar eseri bulunuyor. (AA)