Yeme-içme sektöründe istihdam krizi: Giden geri gelmiyor
Pandemide yeme-içme sektöründeki saatlik ücretler en düşük seviyeye indi. Çalışanların büyük bölümü ailelerinden maddi destek alıyor. Sektör temsilcilerine göre işletmeler için ise iflas tehlikesi kapıda.
Yeme-içme sektörü pandemi döneminde yaşadığı şoku halen üzerinden atabilmiş değil. Açılma ve kapanma zamanlarında yüz binlerce çalışanın zor günler yaşadığı sektör yoğun bir işçi kaybıyla da karşı karşıya. İşçiler ağır çalışma koşullarına karşın düşük ücretle çalışmak zorunda kaldıkları için artık başka işlere yöneliyor. Ayrıca eski işlerine dönme konusunda çok istek göstermiyor.
Yeme-içme sektöründe artan sıkıntılarla ilgili bir analiz çalışması yapan 24 Saatte İş platformunun verilerine göre pandemi dönemi sektör çalışanları için büyük bir yıkım etkisi yarattı.
Saatlik mesai ücretleri yeme-içme sektöründe 13 liraya indi. Bu organizasyon işlerinde 22, sağlıkta 20, çağrı merkezinde 20, temizlikte 19, güvenlikte 18, kurye-kargoda 17 ve turizmde 16 lira oldu.
Aile desteği ile ayakta kaldılar
Peki, pandemide işini kaybedenler geçimini nasıl sağladı? Yapılan çalışmaya göre işsiz kalanların yüzde 53'ü bu süreçte ailelerinden aldığı maddi destek ile geçindi. Yüzde 12'lik kesim yan işlerden kazanç sağlarken bir diğer yüzde 12 ise borçlanarak ayakta kaldı. Bu süreçte işini kaybedenlerin yüzde 8'i önceki maaşından kalan birikimi harcarken diğer yüzde 15 ise işsizlik maaşı ve diğer destekler ile geçimlerini sağlama çalıştı.
Ay sonunu göremiyorlar
Çalışmanın çarpıcı boyutlarından biri de iş arayan adayların artık aylık değil, günlük işler tercih etmesi oldu. Buna göre çalışanlar sektördeki belirsizlik yüzünden günlük çalışıp garanti ücretlerini almak istiyor. Ayın sonunda parasını alamamaktan endişe ediyor. Günlük ücret veren işletmeler de asgari ücret veren işletmelere göre üç kat daha fazla tercih ediliyor.
Pandemi döneminde iş başvurularında genel bir düşüş gözlemlediklerini söyleyen 24 Saatte İş platformu kurucu ortağı Mert Yıldız'a göre yeme-içme sektörü bu konuda ciddi olumsuz göstergelere sahip. Burada yeme-içme sektörünü ayrı bir yere koyduklarını belirten Yıldız, "Yeme içme sektöründe daha önce günlük üç bin başvuru alırken bu 1000'e kadar düştü" dedi.
İşletmelerde bir garsonun temizlikten mutfağa kadar her işte çalıştırıldığını ifade eden Yıldız, "Garsonlar her işi yapmak zorunda kalıyor. Bu çalışanlar için sürdürülemez bir durum" değerlendirmesinde bulundu.
Artık iki ay uzun dönem sayılıyor
İşletmelerin bu süreçte personel giderlerini kısma yönünde adım attığını ve bunun da çalışanın karşısına düşük ücret olarak çıktığını aktaran Yıldız, şunları söyledi: "Sektörde ortalama 10 saatlik mesailer var. Bu iyi işletmelerde sekiz saate kadar düşse bile genel olarak 12-13 saatlik mesailerin ağırlığını görüyoruz. Ve insanlar artık bu durumdan çok şikayetçiler. Daha önce yeme-içme sektöründe bir yıl çalışmak uzun dönem sayılıyordu. Artık burada uzun dönem anlayışı iki, üç aya kadar indi çünkü şartlar çok ağırlaştı."
Çalışanlar e-ticarete gidiyor
Salgın döneminde en büyük zararı yeme-içme işletmelerinin yaşadığını söyleyen Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) Başkanı Ramazan Bingöl, iki milyona yakın çalışana sahip bu alanda ciddi bir işsizlik oluştuğunu açıkladı. Çalışanların artık e-ticarete ve kuryeliğe yöneldiğini, yüksek maaşla bile eleman bulunamadığını belirten Bingöl, acil bir düzenleme ile sektörde işçi ve işverenlerin haklarının garanti altına alınması gerektiğinin altını çizdi.
İflas ve kapanmalar kapıda
Yeme-içme sektörünü büyük bir tehlikenin beklediğini anlatan Bingöl'e göre iflaslar kapıda. Bingöl, sektörde nitelikli eleman yetiştirmenin zaman aldığını, çok büyük bir boşluğun oluştuğu ve bu durumun işletmeler için iflasa varan sonuçlar doğuracağını söyledi. (DW)