'Dünya Kudüs Günü' Nedir?
Ramazan ayının son haftasına denk gelen 'Uluslararası Dünya Kudüs Günü' münasebetiyle birçok ülkede çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Peki 'Uluslararası Dünya Kudüs Günü' nedir, ne zaman ve kim tarafından ilan edildi? İşte bu tüm soruların cevapları bu haberde...
Şu anda Siyonist İsrail’in işgali altında bulunan Müslümanların ilk kıblesi Kudüs için, tüm dünyada Dünya Kudüs Gününde dolayısıyla çeşitli etkinlikler düzenleniyor.
Dünya Kudüs Günü hakkında düşüncelerini belirten Pakistanlı ünlü düşünür Dr. Perviz Şefi: “Kudüs Günü sadece Filistin ülkesi için değil, aynı zamanda İslam ümmetinin vahdeti için önemlidir” diyerek heyecanını dile getirmişti.
İslam İnkılâbı Lideri İmam Humeyni İslam İnkılâbı zaferinden birkaç saat sonra İsrail elçiliğinin ele geçirilmesinin emrini verdi. Bu emir üzerine devrimci Müslümanlar bir kaç saat içerisinde İsrail'in elçiliğini 11 Şubat 1979’a ele geçirildi.
“İsrail Elçilik binası Filistin halkına hediye edildi”
İslam devrimcileri tarafından duvarlara pankart asıldı. Pankartın üzerinde şöyle yazıyordu: ''Bu bina İran halkının Filistin halkına hediyesidir'' Devrimciler, gasıp Siyonist İsrail elçiliğinin tabelasını, ''Filistin Elçiliği'' olarak değiştirdi. İslam İnkılâbı ilk günden beri gasıp Siyonist rejimi ile olan düşmanlığını ve mazlum Filistin halkının yanında olduğunu ilan etti.
Daha sonra İran İslam Cumhuriyeti'nin kurucusu İmam Humeyni, bir süre sonra Ramazan ayının son cumasını Dünya Kudüs Günü ilan etti.
“Dünya Müslümanları gasıp devletin ağzının payını vermek amacıyla birleşmeliler”
İmam Humeyni 7 Ağustos 1979’da Dünya Müslümanlarına şu hitapta bulunmuştu: ''Ben uzun yıllar boyunca gasıp İsrail tehlikesini Müslümanlara hatırlatıp durdum; bugünlerde Filistinli bacı ve kardeşlerimize karşı saldırılarını artırmış durumda. Bilhassa Güney Lübnan'da; Filistinli savaşçıları ortadan kaldırabilmek için evleri teker teker bombalıyorlar. Ben bütün Müslüman devletler ve dünya Müslümanlarından bu gasıp ve destekleyicilerinin ağzının payını verme amacıyla birleşmelerini istiyorum. Keza bütün dünya Müslümanlarına; Filistin halkı için kader belirleyici olabilecek olan ve Kadir günlerinden de sayılan mübarek Ramazan ayının son Cuma gününü ‘Kudüs Günü’ olarak seçip bu günü Müslüman Filistin halkının kanuni haklarını destekleme konusunda dünya Müslümanlarının milletlerarası dayanışma günü olarak belli program ve merasimlerle geçirmeyi öneriyorum. Allah Teâlâ'dan Müslümanları küfür ehline galip kılmasını dilerim.''
Böylece Ramazan ayının son cuması Uluslararası Dünya Kudüs Günü olarak duyarlı Müslümanlar tarafından, vazifelerini eda etmek için sokaklarda ve meydanlarda Filistin halkının yanında olduklarını göstermek amacıyla ve onların kanuni haklarını savunmak adına yürüyüşler yapılmaya başlandı.
İmam Humeynî'nin bu önemli ve tarihî çıkışı, evvela Filistin meselesini yaşatmak ve Müslümanların ve İslam ülkelerinin dikkatini Siyonizm tehlikesine çekmek ve ikinci olarak da bazı Arap rejimlerin uzlaşmacı ihanetlerine karşı İslamî onur ve basireti yansıtmak açısından önemliydi. Gerçekte İmam Humeynî’nin Dünya Kudüs Günü'nü ilan etmesi ve bu ilanın diğer birçok İslam ülkesi tarafından benimsenmesi, Filistin'i bir anda İslam dünyasının en önemli meselesi haline getirdi.
“Mustazaflar müstekbirlere karşı donanmalı ve onlarını burnunu yere sürmelidir”
Başka bir mesajında İmam Humeynî Kudüs Günü’nün evrensel bir gün olduğunu vurgulayarak,“Bugün sadece Kudüs'e özgü bir gün değildir. Bu gün, mustazafların müstekbirlerle mücadele günüdür. Bu günde mustazaflar müstekbirlere karşı donanmalı ve onlarını burnunu yere sürmelidir. Kudüs günü mustazaf milletlerin kaderinin belli olması gereken gündür. Bu günde mustazaf milletler müstekbirlere karşı varlığını ilan etmeli.” ifadelerine yer vermişti.
“Kudüs Müslümanların, üzerinde hemfikir oldukları ender konulardan biridir”
İmam Humeynî bu günün temel taşını atan ilk insandı, çünkü Kudüs'ü kurtarma konusu, tüm Müslümanların ister Şiî ister Sünni, üzerinde hemfikir oldukları ender konulardan biridir. Siyonist İsrail asla barış sürecinin sonuca ulaşmasını istemiyor. Bu yüzden Müslümanlar için geriye kalan tek şey, direniş sürecini sürdürmektir. Eğer Müslümanlar bu yolda sabit adımlarla ilerleyecek olursa gelecekte onların yararına olur. Ve bu yıl mazlum Gazze halkı iftar ve sahurunu Siyonistlerin bombardımanı altında geçiriyor ve her an bir yakınını kaybetme acısını yaşıyor. Bu arada insan haklarını savunduklarını iddia eden Batılı devletler ve yine kukla Arap rejimleri Gazze halkının katliamını seyrederken, Gazze halkı hangi bilinçli Müslüman kitleye umut bağlamıştır? Kuşkusuz bu yıl Kudüs yürüyüşü Müslümanların katil Siyonistlere karşı kin ve nefretinin doruk noktasına çıkması itibarı ile daha da büyük önem arz etmektedir. Bugün Siyonist rejim çöküş sürecinde yokuş aşağı yuvarlanırken, Müslümanların Kudüs Günü yürüyüşlerine milyonluk katılımları katil rejime ve bölgesel ve küresel hamilerine indirilen bir darbe olacak ve onlara, Müslümanların vahdetinin, içi boş rejimin çökmesine vesile olacağının işaretidir. (İLKHA)