Akdoğan, HDP'lilerle Bir Araya Geldi
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, HDP Grup Başkanvekilleri İdris Baluken, Pervin Buldan ve HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ile bir araya geldi. Görüşme sonrası HDP'li Önder basına açıklamada bulundu.
Başbakanlık Merkez Bina'da basına kapalı gerçekleştirilen kabul, 1 saat 10 dakika sürdü.
Görüşme talebinin HDP'lilerden geldiği öğrenildi.
Önder, gazetecilere açıklamalarda bulundu
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'la Başbakanlık Merkez Bina'da gerçekleştirdikleri görüşme sonrası HDP heyeti adına İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Çözüm Süreci ve Suriye'nin kuzeyindeki gelişmelerle ilgili İmralı'ya giden heyet olarak Akdoğan ile görüştüklerini dile getiren Önder, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ile de bir araya geleceklerini Başbakan Ahmet Davutoğlu'ndan ise randevu talep ettiklerini bildirdi.
Önder, "Sayın Başbakan ile bir görüşme gerçekleştirmeyi ümit ediyoruz. Muhtemelen İmralı'ya gideceğiz, gitmeden önce bu görüşmeleri yapmak istiyoruz" diye konuştu.
İmralı'ya yaptıkları ziyaret sonrasına Kandil'de de görüşmeler yaptıklarını dile getiren Önder, şunları söyledi: "Gelinen durum çözüm sürecini zorlayıcı bir aşamaya gelmiş bulunmakta. Bu zorlayıcılığın ortadan kaldırılması ve yine bölgede geliştirilebilecek net siyasal tutumlarla ancak kavileşecek bir nitelik arz etmekte. Bundan bağımsız olmayan, en az bunun kadar önemli olan bir olgu da daha önce Sayın Beşir Atalay'ın da '30 Eylül'e kadar netleştirip kamuoyuyla paylaşacağız' dediği çözüm sürecinin yol haritası, müzakere çerçeve yasasıyla onun içeriğinin gerektirdiği hamlelerin bir an önce fiiliyata geçirilmesi olacaktır. Bu konudaki gelinen aşamayı değerlendirdik. Bizim açımızdan verimli bir görüşme oldu."
Sekreterya başta olmak üzere diğer düzenlemelerin süratle hayata geçirilmesini, sürecin selameti ve akıbeti açısından önemli bulduklarını ifade eden Önder, "Sanırım bu konuda süratle bir yol alacağız en azından bizler heyet olarak böyle ümit ediyoruz" dedi.
"Gelinen durumu basın toplantısıyla paylaşacağız"
Kobani'de bir halkın imha edilme tehdidi altında bulunduğunu ve bu halkın yabancı bir halk olmadığını belirten Önder, "En az sınırın o tarafında ne kadarsa bu tarafında da o kadarı yaşayan Kürt halkından bahsediyoruz. Buradaki Kürtlerin veya Kürt halkı başta olmak üzere insanlıktan nasibini almış, demokrasiye inanan, demokratik bir yaşam tahayyülü olan hiçkimsenin buna kayıtsız bigane kalması düşünülemez" dedi.
Önder, Başbakan Davutoğlu ve Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş ile yapacakları görüşmeler sonrasında gelinen durumu İmralı'ya gitmeden önce bir basın toplantısıyla paylaşmayı düşündüklerini söyledi.
"Doğal reflekslere değil vahşi katliama odaklanmamız lazım"
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Önder, Suriye sınırında dün yaşanan olaylar sırasında HDP'li vekillerin bazı fotoğraflarının basına yansıması, buna yönelik eleştirilerin hatırlatılması ve müdahalelere ilişkin tavırlarını sorması üzerine şöyle konuştu:
"Muhalefet ve iktidar partisinin bu eleştiriyi yapmak yerine orada bir halkın var olma, yok olma yol ayrımına gelmiş olması karşısında gösterilen bir duyarlılık ve maruz kalınan gaz ve bomba yağmuruna karşı doğal bir savunma refleksi olarak bakmak lazım. Biz eğer gerçekten bu meselenin, bir hayli zamandır unuttuğumuz ve ebediyyen de unutmayı dilediğimiz çatışma meselesinin, topraklarımıza yansımamasını ve bu sorunun ebediyyen gündemimizden çıkıp gitmesini istiyorsak, demokratik siyasete inanan herkesin de böyle düşünmesi gerekir, bunu böyle istiyorsak biz oradaki o doğal reflekslere değil onun hemen üç yüz metre ilerisinde yaşanan vahşi katliama odaklanmamız lazım. Onun için bunlar geleneksel bir düşmanlık ya da kategorik bir düşmanlık üzerinden herkes eski ezberine sığınıyor bunu en hafif tabirle sorumsuzluk olarak değerlendiriyoruz."
"Ne kastettiğini birinci elden öğrenme şansımız olacak"
Bir gazetecinin, "Öcalan'ın 'her yerde savaşmaya hazır olun' açıklamasındaki hedefin IŞİD olduğunu söyleyebilir miyiz? Tam olarak neyi kastetti acaba" şeklindeki sorusuna Önder, "Biz muhtemelen bu hafta içerisinde bu görüşmeyi gerçekleştireceğiz kendisinden bununla ne kast ettiğini birinci elden öğrenme şansımız olacak. Onun için bugünden bunu söylemek bizim açımızdan doğru değil" yanıtını verdi.
Önder, Öcalan'ın daha önce de meselenin salt askeri önlemlerle çözümlenemeyeceğini, bölgedeki her kesime yönelik demokratik tekliflere ihtiyaç olduğunu, söylediğini bildirdi.
"Bu demokratik teklif siyaseten bir türlü olgunlaşamadı halen insanlar meselenin askeri boyutlarıyla uğraşıp duruyorlar" ifadesini kullanan Önder, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayın Öcalan'ın buna karşılık önerdiği şey, bölgedeki bütün o paradigmayı bütün bu işgalci yok edici imhaya dönük ya da salt bölge haritasını askeri müdahalelerle yeniden yapmaya çalışan bütün bu emperyal tasavvurlara karşı demokratik özerklik temelli, kanton temelli herkesin kendisi olarak kalabileceği, kendisi olarak siyaset alanı bulabileceği bir demokratik çözüm teklifi vardı."
"Olsaydı Afganistan'da olurdu"
"Demokratik İslam Kongresi"nin Öcalan'ın ilk günden beri dile getirdiğini söyleyen Önder, "Niye Demokratik İslam Kongresini bu kadar önemsiyordu ve mimarisiyle bu kadar yakından ilgilendi, bugün İslam adına gelinen noktayı gördüğümüzde sayın Öcalan'ın bu konudaki öngörüsü ve atfettiği yüksek önemin kıymeti daha çok anlaşılacaktır. İşte demokratik ve siyasi teklif böyle olur yoksa çıkıp bağırıp çağırmakla, diğer muhalefet partilerinin tutumunu söylüyorum, ya da emperyal heveslerle bölgeye müdahil olmaya çalışmakla bir şey olmaz, olsaydı Afganistan'da olurdu."
"Sivil siyasetçileriz"
Önder, bir gazetecinin, "Karayılan'ın 'Kobani'de yaşananlar sonrasında çözüm süreci bitmiştir' şeklinde bir açıklaması yansıdı bu açıklama doğru mudur? Kandil ile görüştünüz mü, ne anlama geliyor bu açıklama. Bir de tarihler belli mi, görüşme takvimi nasıl" şeklindeki sorusu üzerine ise Önder, şöyle konuştu: "Kandil'in açıklamasını yorumlamak bize düşmez bu düşüncelerini ve buna benzer düşüncelerini aynı netlikle bizimle de paylaştılar. Biz de bu netlikle meselenin bütün taraflarına ilettik. Kendileriyle de düşüncelerimizi paylaştık, tartıştık. Biz sivil siyasetçileriz, bu konuda belirleyici olan, çözüm sürecinde Sayın Öcalan'dır. Ne onun rolünü, ne Kandil'in rolünü üstlenmek ya da tartışmak noktasında değiliz. Biz var gücümüzle bu barış imkanımızın gerek ülkemize gerek tüm bölge sathına soluk aldırması ve kalıcılaşması için emek ve enerji sarf ediyoruz."
Önder, İmralı'ya ne zaman gideceklerine ilişkin bir soru üzerine de, "Muhtemelen bir hafta içerisinde" diye yanıtladı.
Başbakan Davutoğlu ve Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş ile görüşme tarihlerinin belli olup olmadığına ilişkin soru üzerine ise Önder, tarihlerin belli olmadığını, randevu taleplerini ilettiklerini geri dönüş beklediklerini söyledi.
"Siyasi akıl, vicdanını bu bölgeye tampon yapmakla mükellef"
Önder, tampon bölge konusunun görüşmede gündeme gelip gelmediğinin sorulması üzerine, "Tampona dair bir şey akıl edecekse siyasi akıl, vicdanını bu bölgeye tampon yapmakla mükellef. Eğer vicdan, merhamet, eşitlik, adalet, insanlık burada bir tampon olarak ortaya koymazsa askeri olarak tasarlanan bütün tamponların ne tür neticeler vereceği konusunda bu ülkenin siyasi hafızası yeterince çarpıcı örnekle doludur diye düşünüyoruz" yanıtını verdi.
Görüşme sonrasında olumlu bir adım atılacağına yönelik bir izlenim edinip edinmediğine ilişkin soru üzerine ise Önder, gayretlerinin bu yönde olduğunu görüşmeler sonrasında sonuçlarını kamuoyuyla paylaşacaklarını dile getirdi. (AA)