Demirtaş: Hepsinden Özür Diliyoruz
HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, 6-8 Ekim tarihleri arası çıkan olaylar ve sonrasında 51 insanın hayatını kaybettiğini hatırlatarak, "Bunların hepsi acıdır ve hayatını kaybedenlerin arasına ayrım koymadan hepsini kendi kaybımız olarak görüyoruz. Tamamı bizim insanlarımızdır ve hepsinden özür diliyoruz." dedi.
Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde Kurban Bayramı'nın 4. günü (7 Ekim Salı 2014) bir hayır kurumunun fakirlere dağıtmak üzere hazırladığı kurban eti paketlerini İskanevleri Semti'nde dağıtırken barbarca katledilen 16 yaşındaki Yasin Börü, Hasan Gökgöz (26) , Hüseyin Dakak (19) ve Riyad Güneş isimli Kürt gençlerinin PKK’li çeteler tarafından vahşet ötesi metotlarla şehid edilmelerinin üzerinden 40 gün geçti.
Aynı şekilde 7 Ekim'de kurban kesimi için Peygamber Sevdalıları Platformu’na üye STK'ların kesimhanesine gidip arkadaşlarına yardım ettikten sonra Köy-Der’e dönerken Bağlar Şeyh Şamil Mahallesi'nde Köy Der yakınlarında saat 17.30 sıralarında arkadan yapılan silahlı saldırı sonucu şehid edilen 2 çocuk babası Turan Yavaş’ın (36) şahadetinin de üzerinden 40 gün geçti.
40 Gün Sonra Özür Diledi
Saldırıların fitilini ateşleyen çağrıyı yapan HDP lideri Selahattin Demirtaş, bu beş dindar Kürt genciyle birlikte 51 kişinin yaşamına mal olan olayların üzerinden 40 gün geçtikten sonra hayatını kaybedenlerin yakınlarından özür diledi.
Yasin ve Arkadaşlarının İsmini Yine Anmadı
Yaşamını yitirenler arasında ayırım gözetmeksizin herkesten özür dilerken dindar Kürt gençlerinin ismini ısrarla anmayan Demirtaş, PKK'nin yayın organı Med Nuçe'nin canlı yayınında, “Çözüm Süreci,” Kobani saldırıları gibi konularda kendisine yöneltilen soruları yanıtladı.
Bir gazetecinin, “yapılan çağrı sonucunda çıkan olayların çok şiddetli sonuçları oldu, 50’ye yakın insan hayatını kaybetti. Bir gazeteye verdiğiniz demeçte, ‘Biz HÜDA PAR’la bir çatışmayı öngörememiştik.’ dediniz. Bugün olsa aynı çağrıyı yaparsınız herhalde diye düşünüyorum ama, yıkıcı sonuçlarına baktığınız zaman neler söylersiniz” şeklindeki sorusunu yanıtlayan Demirtaş, şunları kaydetti: “Tabi ki zor bir durum. Çağrıyı resmi olarak HDP yapmış gibi görünüyor. Sokağa insanlar çıktı ve haklı bir talebi dile getirdiler. IŞİD’i protesto ettiler, Kobani’ye yardım çağrısı yaptılar ve Dünya ayağa kalktı. Bu saatten sonra daha etkili yardımlar yapılmak zorunda kalındı. Uluslar arası güçler daha etkili operasyonlar yapmak zorunda kaldı vs…
HÜDA PAR Aleyhine Çağrı Yapmadık
Fakat bütün samimiyetimizle söyledik, ben de söyledim; Biz insanların bir birini öldüre bileceği noktaya gelebileceğini asla düşünmedik. Biz o çağrıyı yaptığımızda aklımızda ne HÜDA PAR vardı, ne böyle bir ihtimal vardı, ne bunu tartışma ihtiyacı duyduk. Böyle bir şey yoktu çünkü. Bu çağrı HÜDA PAR aleyhine yapılmış bir çağrı değil. Bu çağrı belli bir kesimi hedefe koyarak yapılmış bir çağrı değil. Yani biz belki HÜDA PAR’lılar da sokağa çıkıp Kobani’ye destek olmalıydı, böyle düşündük. O an ne HÜDA PAR, ne AKP ne de başka partiler bizim hedefimizde yoktu.
Eksiği Olan Herkesin Özeleştiri Yapması Lazım
2. günden sonra sızmalar, açık provokasyonlar, bu işi başka noktaya götürmek isteyenler bu halk hareketini bir çatışmaya dönüştürdüler. Bu konuda eksiği olan, yetmezi olan, özeleştiri yapması gereken herkesin de yapması lazım. İlk ölüm Varto’da yaşanmıştır. Polis kurşunuyla olmuştur. Bunu hükümet yetkilileri neden açıklamazlar? Varto’da bir gencin öldürülmesi akabinde olaylar şiddet boyutuna taşındı. Bir anda her tarafta şiddete dayalı gösteriler başladı. Bunu teşvik eden, örgütleyen, çağrısını yapan HDP değil.
51 İnsan Yaşamını Yitirdi
Dolayısıyla o 3 günlük olaylar ve sonrasında yaralıların da yaşamını yitirmesiyle 51 insan yaşamını yitirdi. Bunların 36’ı siyasi kimlik itibariyle şu veya bu şekilde bize yakın insanlar. HÜDA PAR kimliği olan var, siyasi kimliği olmayan var… Bu 51 kişi içerisinde olaylarla alakası olmayan var. İşyerleri yakılanlar var.
Hepsinden Özür Diliyoruz
Bunların hepsi acıdır ve hayatını kaybedenlerin arasına ayrım koymadan hepsini kendi kaybımız olarak görüyoruz. Tamamı bizim insanlarımızdır ve hepsinden özür diliyoruz. Bunların hiçbirinin olmasını biz istemedik, ön göremedik de. Halk hareketi, demokratik gösteri, sokak meşrudur. Fakat başkasının malına, canına zarar vermemek şartıyla. Biz bunun asla böyle olmasını arzulamadık.”
“KCK/PKK Soruşturma Yapmalı”
Olaylardan hükümeti sorumlu tutan Demirtaş, sokağa çıkanların birilerini yakmak için sokağa çıkmadığını savunarak, “Birkaç yerde ciddi şiddet olayları yaşandı. Bu konuda kimin eksiği varsa; Devletin-Hükümetin, KCK’nin-PKK’nin, HÜDA PAR’ın-HDP’nin kimin nerede ne eksiği varsa bence iyi hesaplamalı, bu konuda bir daha böyle bir şeyin yaşanmaması için tedbir alıp soruşturma yapmalı. Çünkü bu olaylar hiç kimseye yaramaz. Buradan açıkça belirtiyorum; hiç kimseye siyasi kazanım getirmez. Böyle bir çatışa-gerilimden sadece bizim dışımızdaki güçler faydalanır.” diyerek, HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Abdurrahman Cens’in, olayları planlamakla suçladığı PKK'ye kamuoyu önünde mesaj gönderdi.
“Gerçek Düşman HDP Değil”
Olaylardan sonra HDP’nin ve şahsının hedef haline getirildiğini ileri süren Demirtaş, “Gerçek düşman HDP değil. HDP olayların durması için çaba sarf etti ve Kobani’nin düşmemesi için çaba sarf etti. Olaylarda 51 insan öldü. Tek bir insanın bile yaşamı çok kutsaldır. 51 İnsan az değildir. Fakat Kobani düşmüş olsaydı Türkiye’yi çok büyük bir felaket bekliyordu. Suriye’den daha büyük bir felaket bekliyordu. Türkiye’de bir iç savaşın hazırlığı yapılıyordu.” iddiasında bulundu. (Hürseda Haber)