Selahattin Özgündüz’den Hizbullah'a iftira
Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz'ün, Hz. Hüseyin (a.s)’ın şehadet yıldönümü münasebetiyle İstanbul Halkalı’da düzenlenen "Aşura Metemi“ merasiminde yaptığı konuşmada, Mezhebi taasupla nefret söylemlerimde bulunarak Hizbullah Cemaati’ne iftira ettiği öğrenildi.
Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, 17 Ocak 2000 tarihinde dönemin ANASOL-D Hükümeti’nin (T.C 55. Hükümeti) İsrail Devleti ile birlikte Hizbullah Cemaati’ne yönelik Türkiye genelinde başlatılan ve polis kayıtlarına göre aralarında kadın, çocuk ve yaşlılarında bulunduğu 25 bin kişinin gözaltına alındığı operasyonları halkın gözünde meşrulaştırmak için dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan tarafından ortaya atılan "Domuz Bağı" yalanını kullanarak Hizbullah Cemaati’ne iftirada bulunduğu öğrenildi.
Hz. Hüseyin (a.s)’ın şehadet yıldönümü münasebetiyle Halkalı’da Caferilik İnancını Tanıtma Araştırma ve eğitim Derneği (CAFERİDER) tarafından düzenlenen ‘2015 Evrensel Aşura Matem Merasimi’nde konuşan Özgündüz, Mezhebi taasupla Müslümanları arasında nefreti körükleyecek söylemlerde bulunarak, "Şu anda Mescid-i Aksa zulüm altındadır, Şia’dan başka savunan yoktur. Ne yazak ki Şia’nın başını böyle meşgul ederek İsrail’in elini rahatlattılar“ diye konuştu.
İsrail ve Amerika'ya hizmet edecek açıklamalarda bulundu
İslam coğrafyasında yapılan bombalı saldırılar ve çıkan çatışma vesair konularda toptancı bir dil kullanarak Müslümanların genelini töhmet altında bırakaran Özgündüz, İsrail ve Amerika’nın Müslümanlar arasında fitne çıkarma politikalarına hizmet edecek açıklamalarda bulunarak, "Tunus’ta akan kanlar niye akıyor? Cezayir’deki, Somali’deki kanları akıtan bir tane Şia varmıdır? Şia İslam’ın orjinalidir. 300 Milyon Şia bir çocuk öldürmez. Çocuk öldüren, insan kalbi yiyen –yanlış anlamayın- o ılımlı desteklediğiniz ÖSO’nun askeriydi o insan ciğerini yiyen. Onlar bizim kardeşimiz İslam Ümmeti olamazlar“ diyerek, sanki İslam Ümmetinin Şia dışındaki mensupları yapılan vahşetleri onaylıyormuş algısı oluşturmaya çalıştı.
Hizbullah Cemaati'ne 'Domuz bağı' iftirası
Venezuela’dan Nijerya’ya, Yemen’den Lübnan’a, Türkiye’den Filistin’e Dünyanın pek çok ülkesinde İslami çalışmalar yürüten, farklı mezhep, etnik köken ve kültüre sahip olsalar da mütedeyyin çizgiye sahip olan Hizbullah’i Müslümanlar arasında ayrımcılık yaparak iftiralarda bulunan Selahattin Özgündüz, "Burda Hizbullah türer, Ali Şia’sının dışında, domuz bağıyla kadınlı-erkekli, irili-ufaklı insanları diri gömer. Lübnan’da Şia’dan Hizbullah türer, Amerikayı, İtalya’yı, Fransa’yı, İngiltere’yi ve İsrail’i, -kendi devletini ele geçirilmiş, satılmış olmasına rağmen, kardeşi de hain çıkıp arkadan hançerlemesine rağmen- bir kaç yüz gençle hepsini söküp ülkesinden dışarı atar. Şia’dan Hizbullah böyle çıkar." şeklinde ftirada bulundu.
"Özgündüz çıkıp özür dilesin“
Özgündüz’ün, İslam tarihinde büyük bir kırılmaya sebebiyet veren Yezit (l.a)’in Hz. Hüseyin (a.s) ve 72 güzide Müslüman’ı katlettiği Aşura Katliamı’nın yıldönümünde Hz. Hüseyin (a.s)’ın varisi Hizbullah Cemaati hakkında daha önce yalanlanmış iftiralarda bulunması sosyal medyada büyük tepki topladı.
Filistin Sevdalıları isimli Twitter kullanıcısı, "Kerbela, Kemalist Alevi'lerin diline alamayacağı kadar Şerefli, Hizbullah ise Selahattin Özgündüz zevatının anlayamacağı kadar Ulvidir“ şeklinde tepkisini ortaya koyarken, Ziver Altun isimli bir başka kullanıcı ise, "Özgündüz çıkıp özür dilesin. Biz caferiyiz Caferiler de bizdendirler. Emperyalistler boşuna heveslenmesin, biz kardeşiz hiç kimse bizi ayıramaz." mesajını paylaştı.
Demitaş ile görüştü, 3 gün sonra iftirada bulundu
Pek çok kullanıcı ise Özgündüz’ün 20 Ekim’de HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ile yaptığı görüşmenin fotoğraf karesini paylaşarak, Özgündüz’ün Demirtaş ile yaptığı görüşmeden 3 gün sonra Hizbullah Cemaati’ne iftirada bulunmasını dikkat çekti.
'Domuz Bağı' ile öldürülmüş kimse yok
"Domuz Bağı" iddiasını 2012'de katıldığı özel bir televizyon kanalında net bir dille yalanlayan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Avukat Hüseyin Yılmaz, Hizbullah'ın domuz bağı ve tek kurşunla adam öldürmesinin Peygamber sevgisini halkın arasına yaymakla çeliştiğinin sorulması üzerine, domuz bağıyla adam öldürüldüğü iddiasının doğru olmadığının altını çizerek, "dosyaların çoğuna vakıf olduğum için net olarak konuşabilirim. Bir defa Hizbullah'ın kendi içini sızmış ajanları infaz ettiği Cemal Tutar'ın ifadeleriyle sabittir. Tutar ifadesinde kendisinin bir kaç kişiyi infaz ettiğini mahkemede söylemişti. Kimler infaz edildi diye sorularsa ve isim vermek gerekirse aklıma gelenlerden biri Murat Kurtboğan'dır. Bu şahsın sorgu kasedini mahkemede izlemiştik. Hizbullah'ın yaptığı sorguda Kurtboğan isim vererek cezaevinden iki PKK itirafçısı ile birlikte çıkarıldığını, Tatvan'a götürüldüğünü, orada PKK-Hizbullah çatışması olmadığından Hizbullah ile birlikte hareket eden cami imamı Molla Gıyasettin Barlak'ı şehid ederek olaya PKK süsü verildiğini, bu şekilde Tatvan'da Hizbullah-PKK çatışması çıkarılmak istendiğini ifade ediyor. Öldürülen şahısların hiçbirinin adli tıp raporunda medyada yer alan domuz bağı diye tadir edilen ve birilerinin çizdiği şekilde infaz edilmediği görülecektir. Tek bir şahıs dahi böyle infaz edilmemiştir." şeklinde izahatta bulundu.
"Hizbullah'a atıf edilen domuz bağı animasyondu"
Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkan Yardımcısı Said Şahin de, Nisan 2013'te CNN Türk'te canlı yayınlanan 'Ne Oluyor' programında yaptığı açıklamada, Medyanın bu iddiaları tek taraflı konuştuğunu ve bu tür iddialar üzerinden Hizbullah Cemaatine karşı pisikolojik hareket yürütüldüğünü söyleyerek, şunları aktardı: "Ben çok iyi hatırlıyorum. Aralarında Fehmi Koru'nun da bulunduğu gazetecilere Hizbullah'a ait olduğu söylenen görüntüler izletilmişti. Fehmi Koru dışarı çıktığında aynen şunu söyledi, 'Bize gösterilenlerin hepsi animasyondu. Biz canlı örneğini görmedik' Dolayısıyla animasyon üzerinden Hizbullah itham edildi. Hizbullah yetkilileri 'biz hiçbir zaman domuz bağı kullanmadık' diyorlar. Bir defa dahi kullanmamışlar. Animasyon üzerinden Hizbullah'ın üzerine yakıldı. Pisikolojik harekat diyorsunuzya, işte bu pisikolojik harekati bu ülkede kimler tarafından becerildi bunu konuşmamız lazım. Yargı, medya nasıl brifinglerle etki altına alındı hatırlayalım. Buna rağmen biz diyorsuk ki; acıları yaşadık ama acılar üzerine geleceğimizi bina etmeyelim, çatışmaların üzerine gelecek bina etmeyelim, bunları geçmişte bırakalım ve barış sürecine katkı sunalım." (Hürseda Haber)