'Yeni Nusaybin 'cami' etrafında inşa edilecek'
Camiler ve Din Görevlileri Haftası dolayısıyla İLKHA’ya konuşan Mardin Müftüsü İsmail Çiçek, Nusaybin’de çatışmalı ortam nedeniyle camilerin ve evlerin yıkıldığını hatırlatarak, yeni şehrin cami etrafında inşa edildiğini söyledi.
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından her yıl 01-07 Ekim tarihleri arasından kutlanan "Camiler ve Din Görevlileri Haftası" nedeniyle Mardin’de çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Hafta dolayısıyla İLKHA’ya açıklamalarda bulunan Mardin Müftüsü İsmail Çiçek, bu yılki temanın ‘Cami, Şehir ve Medeniyet’ olarak belirlendiğini hatırlattı.
İslam medeniyetinin cami merkezli bir medeniyet olduğuna dikkat çeken Müftü Çiçek, İslam medeniyetinin şekillenmesinde de caminin önemli bir işleve sahip olduğunu anımsattı. Müftü Çiçek “Camiler, İslam toplumunun hayatiyetini devam ettirebilmesi için ihtiyaç duyulan tarihi birikimi ve tecrübeyi yansıtan toplumsal birer bellek hüviyetindedir. Ancak modern dönemde şehirlerimizde caminin merkezi konumunun her geçen gün zayıfladığı gözlemlenmektedir. Çünkü insanların hayatını ve önceliklerini büyük ölçüde popüler kültür, sosyal medya ve kitle iletişim araçları belirlemekte, geleneksel müesseseler bu süreçte hayatın kıyısında kalabilmektedir. Son yüzyılda insanlar, köyden kente göç ile birlikte ortaya çıkan hızlı şehirleşme ve bu durumun beraberinde getirdiği sosyal problemler ile yüzleşmek durumunda kalmıştır.” dedi.
Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nın tüm Müslümanların haftası olduğuna dikkat çeken Çiçek, bu haftada farkındalık oluşturmaya çalıştıklarını söyledi. Camilerin mukaddes Kâbe’nin birer şubesi olduğuna vurgu yapan Çiçek, “Allah-u Teâlâ, Kur’an-ı Kerim’de Kâbe’den bahsederken, iki peygambere kutsal görevi veriyor. Bunlar Hz. İbrahim ve İsmail’dir. Bu peygamberlerimiz Kâbe’yi inşa ettikten sonra onlardan görev ister. Namaz kılan, rükû eden ve secde edenler için Kâbe’yi ‘temiz tutun’ der. Bu temizlik anlamına gelmez belki ama Allah temizdir temizi sever, Allah güzeldir güzelliği sever. Kâbe’nin şubeleri olan camiler de Hz. İsmail’in ve İbrahim’in görevini üstlenmişler. Onun mihrabındalar, aynı zamanda bu sünneti icra ediyorlar. İnşa ederken, temizlik yaparken ve görevlerini yaparken… Hz. İbrahim ile Hz. İsmail, Kâbe’nin temelini yükseltirken kibirlenmediler, gururlanmadılar. Ellerini açtılar ve ‘Rabbimiz bizden bunu kabul et.’ dediler. Aslında biz hocalarımıza düşen bir görev bir taraftan binayı imar ve inşa ederken duayı ihmal etmemek gerekir.” diye konuştu.
Nusaybin’de üç yıl görev yaptığını hatırlatan Çiçek, gittiği bir köyde gördüklerini ve yaşadıklarını şu şekilde anlattı: “Nusaybin’deyken gittiğim bir köyde taşlık bir mescit ve mescidin kenarında küçük bir imam evi gördüm. Bundan başka hiçbir şey yok. İmam kardeşimiz ‘Hocam yağmur yağmaz buralarda, su yok ekin olmaz, böyle bir vadideyiz.’ demişti. O zaman aklıma şu gelmişti, Hz. İbrahim Allah’a yakarır derki ‘Ya Rabbi, ben çocuklarımdan bazılarını İsmail’i aldım ve senin kutsal evinin yanında yağmur yağmayan ekin bitmez bir vadiye yerleştirdim. Sonra namazı kılsınlar diye böyle yaptım.’ Kâbe’ye insanların gelmesini isteyerek dua ettiler. Bugün imam kardeşim ellerini açsın ve aynı duada bulunsun. ‘Ya Rabbi; bu mescide insanları gönder.’ diye dua etsinler.”
Yesrib’i Medine yapan şeyin mescit olduğuna işaret eden Çiçek, “Mescit insanı inşa eder, dolayısıyla mescidin inşasıyla başlar şehir. Bugün Nusaybin’de camilerimiz yıkıldı, evlerimiz yıkıldı. İnşallah yapılan mahallelerde camilerin etrafında şehri inşa etmeye çalışıyoruz. Biz camilerin etrafına şehri inşa edelim ki şehir ile cami insanı inşa etsin. İmar sadece tuğlaları üst üste koyup cami inşa etmek değildir. İmar içini doldurmak demektir. Cemaatimizin gittikçe azaldığını görebiliyorum, ama yeni nesilden de ümit varım. Bütün imam kardeşlerimizin haftalarını tebrik ediyorum.” dedi. (M. Salih Keskin – İLKHA)