Doha Müzakereleri başladı
İran'ın üst düzey müzakerecisi Ali Bakıri Keni ve AB dış politika şefi Enrique Mora Doha'da görüştüler.
İran ile ABD arasında yaptırımların kaldırılmasına yönelik müzakerelerin Katar'ın başkenti Doha'da görüşmelerin koordinatörü aracılığıyla dolaylı olarak yapılması planlanıyor. Bu amaçla İran İslam Cumhuriyeti'nin üst düzey müzakerecisi Ali Bakıri Keni, görüşmelere devam etmek için Salı günü Doha'ya gitti.
Bu bağlamda, İran İslam Cumhuriyeti Başmüzakerecisi Ali Bakıri ve AB Dışişleri Şefi Yardımcısı ve yaptırımların kaldırılmasından sorumlu Koordinatör Enrique Mora Salı günü Katar'ın Doha kentinde bir araya geldi.
ABD'nin İran Özel Temsilcisi Robert Malley bu amaçla Pazartesi akşamı Doha'ya giderek Katar Dışişleri Bakanı ile görüştü. Katar Dışişleri Bakanlığı da bu görüşmelerin Doha'da yapılmasını memnuniyetle karşıladı. Viyana'da 27 Aralık 2021'de başlayan yaptırımların kaldırılmasına ilişkin sekizinci tur müzakerelere, AB dış politika şefi Joseph Borrell'in önerisiyle 11 Mart 2022'de geçici olarak ara verildi ve müzakereciler siyasi istişareler için başkentlerine döndüler. O zamandan beri, ABD'nin İran ve nükleer anlaşmaya yönelik yasadışı eylemlerini telafi etme kararındaki gecikmeler nedeniyle müzakere süreci de durdu.
Ancak İran ile ABD arasındaki dolaylı görüşmelerin yeniden başlaması, anlaşmanın yeniden canlandırılacağı anlamına gelmiyor, çünkü anlaşma artık ABD'nin siyasi kararına bağlı ve anlaşmanın imzalanması yaptırımların kaldırılmasına ve anlaşmanın hayata geçirilmesine bağlıdır. İran'a kabul edilebilir bir garanti verilmesi de burada çok önemli. Aslında, kalıcı bir anlaşmayı belirleyebilecek olan koşul, yaptırımların etkin bir şekilde kaldırılması ve olası bir anlaşmada İran'ın çıkarlarının korunmasıdır; Buna göre İran, müzakerelerin sonuçlandırılması için gerekli öneri ve girişimleri sağlamıştır.
Doha görüşmelerinin arifesinde, Beyaz Saray sorumluluktan kurtulmaya ve görüşmelerin kaderini İran'ın karar alma mekanizmasına bağlamaya çalıştı. Bu bağlamda Joe Biden'ın ulusal güvenlik danışmanı Jake Sullivan, ülkesinin Kapsamlı Ortak Eylem Planı-KOEP'i ihlal etmedeki rolüne değinmeden bir kez daha topu İran sahasında attı ve ABD'nin iddiasını yineledi ve İran'ı nükleer silaha yönelmekle suçladı.
Elbette, ABD'li yetkililerin bu tür açıklamaları, Cumhuriyetçi ve Demokrat hükümetlerin eylemlerinin pratikte neredeyse aynı siyasetlerin peşinden gittiklerini gösterdiği gibi, İran İslam Cumhuriyeti'nin KOEP'in tam olarak uygulanması için kalıcı bir anlaşmaya duyulan ihtiyacı neden vurguladığını bir kez daha kanıtlıyor. İran'a karşı aynı politikalar uygulandıktan sonra Viyana görüşmeleri de durdu çünkü Biden yönetimi, Trump'ın başarısız maksimum baskı politikasını eleştirmesine rağmen, bu politikasını değiştirmeyi reddetti ve yaptırımları etkili bir şekilde kaldırmayı ve İran'a geçerli bir garanti vermeyi reddetti.
Dolayısıyla Doha'daki mevcut görüşmeler, ABD hükümetinin Kapsamlı Ortak Eylem Planı-KOEP ile ilgisi olmayan yeni ve yanlış taleplerde bulunmadan gerçekçi ve güvenilir bir şekilde anlaşmaya varması için gerekli siyasi iradeyi göstermesi için bir başka fırsattır. İran Dışişleri Bakanlığı eski sözcüsü Said Hatibzade, Pazartesi günü Doha'daki görüşmeler hakkında şunları söyledi: "Hem şekil hem içerik açısından anlaşmaların olduğunu onaylayabilirim, ancak Amerikalıların pratikte adım atması ve Trump mirasını geride bırakması, sorumlu davranmaları bizim bekleyişimizi gerektirmektedir."(Ajanslar)