HÜDA PAR'a Karşı Uluslararası Komplo
Aralık 2012'de resmen kurulmasının ardından Türkiye genelinde teşkilatlanma çalışmalarını hızla sürdüren Hür Dava Partisi (HÜDA PAR)'a karşı kurulan komplo uluslararası boyut kazandı. Reuters'ten sonra İngiliz The Ekonomist dergisi de HÜDA PAR hakkında asılsız iddialar ortaya attı.
Batman'da Hür Dava Partisi (HÜDA PAR)'a karşı PKK/BDP tarfından başlatılan ve Batman emniyeti tarfından desteklenen derin komplo uluslararası yayın kuruluşlarının asılsız iddiaları ile yeni bir boyut kazandı.
Dünya’nın önde gelen Uluslar Arası Haber Ajanslarından REUTERS’in, HÜDA PAR hakkında ki asılsız iddialarının ardından İngiltere'nin The Economist dergiside HÜDA PAR hakkında asılsız iddialara yer verdi.
The Ekonomist Dergisi temsilcisi Amberin Zaman tarafından hazırlanan haberde HÜDA PAR hakkında yanlış iddialara yer verilirken oluşturulmak istenen kaos ortamının körüklenmesine yönelik gayret olduğu görüldü.
HÜDA PAR'ın Batman'daki merkezini ziyaret eden Economist temsilcisi ''İslami değerler ve çoğunluğu Sünni 14 milyon Kürde daha geniş haklar için'' kurulan partinin Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yılmaz, ''Şeriat istiyor musunuz?'' sorusuna, ''Herşeyden önce biz Müslümanız, ama insanların ne istediğini dikkate alacağız. Ve onlar da hiç kuşkusuz Allah'ın yoluna bağlı kalacaklardır.'' diyerek yazıya başlıyor.
Dergi, HÜDA PAR'ın ortaya çıkışının İslamcı ve milliyetçi Kürtler arasında yeni bir hakimiyet mücadelesine yol açmasından endişe duyulduğunu ve birçoklarına göre yeni partinin Türkiye ile İran arasındaki gerginlikleri yansıtan bir boyutunun da olduğunu iddia ederek HÜDA PAR'ın Türkiye'deki Hizbullah ile yakından bağları olduğunu, Ankara'nın uzun yıllardır Hizbullah'ı İran'ın maşası olmakla ve laiklik karşıtı ideolojiyi Türkiye'de yaymaya çalışmakla suçladığını yazdı.
The Ekonomist Ergenekon Diliyle Konuştu
Ergenekon ve PKK ile aynı dili konuşan Ekonomist temsilcisi; 1990'lı yıllarda Türkiye'deki ''derin devletin'' Hizbullah'ı PKK üyeleri ve destekçilerini öldürtmek için kullandığını yazan Economist, ancak Hizbullah'ın döktüğü kan Güneydoğu illeri dışına taşınca Ankara'nın İslamcı militanları tasfiye etmek için harekete geçtiğini ve Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu'nun 2000 yılında polisle girdiği çatışmada öldürüldüğünü yazdı.
Batman Valisinden Ekonomist'e yalanlama
Batman Valisi Yılmaz Arslan'ın, ''Hizbullah ölmedi. HÜDA PAR'la geri dönüş yaptılar. İran HÜDA PAR'ı kullanarak Türkiye'yi ve PKK ile başlatılan barış sürecini zayıf düşürmeye çalışıyor" şeklinde konuştuğunu iddia eden Ekonomist Dergisi'ne Batman Valiliğinden yalanlama gecikmedi;
22.11.2013 tarihli Batman Valiliği tarafından söz konusu habere karşı yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
"Bazı gazetelerin, internet haber sitelerinin ve dergilerin 22.11.2013 tarihli sayısında yer alan değerlendirmelerde, Amberin Zaman isimli gazetecinin yazılarına atıf yapılarak Batman Valisi sıfatıyla, siyasi olarak algılanabilecek bazı ifadeler kullandığım iddia edilmektedir.
Haber-yorumda adıma atfen kullanılan ifadelerin hiçbiri bana ait değildir. Haberi yapan gazeteci ile yaptığımız görüşmede, bölgedeki genel konular konuşulmuş olup; siyasi değerlendirme anlamına gelecek ifadeler tarafımca kesinlikle kullanılmamıştır.
Valiler, ülkemizde faaliyet gösteren siyasi partiler hakkında veya ülkenin dış politikasını ilgilendirecek konularda yorum ve değerlendirme yapmanın görev alanlarına girmediğini bilecek kadar idari tecrübeye sahiptirler.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur. Yılmaz ARSLAN Batman Valisi"
Ekonomist Dergisi'nden PKK'ya övgü
The Ekonomist Dergisi, HÜDA PAR'ın 2014 yerel seçimlerine katılacağını açıklamasından bu yana, laik duruşunu kararlı biçimde ortaya koyan PKK ile arasında bir kişinin ölümüne dek varan gerginliklerin yaşandığını iddia ederek Batman'ın BDP'li Belediye Başkanı Serhat Temel'in de HÜDA PAR'ın arkasında Türkiye'yi karıştırmak isteyen İran'ın bulunduğu görüşünü aktarıyor.
HÜDA PAR'ın Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yılmaz'ın da İran'ın bir günah keçisi gibi ortaya sürüldüğünü fakat partisinin İran devrimine saygı duyduğunu belirten sözlerini aktaran Ekonomist Dergisi kendince iddiaları doğrulamaya çalışıyor.
Economist'e göre yerel seçimlerde BDP'nin sandıkları silip süpürmesi beklense de, HÜDA PAR'ın da bazı dindar Kürtleri kendi saflarına çekmesi olası görülüyor. Dergi, partinin gecikmeli olarak Kürt milliyetçiliğine kucak açmış olmasının da oylarını yükseltebileceğini aktarıyor.
16 Kasım'da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanında Mesud Barzani ve Şiwan Perwer'le birlikte Diyarbakır'a yaptığı ziyareti ve burada Kürdistan kelimesini ilk defa telaffuz edişini hatırlatan Economist, BDP liderlerinin Erdoğan'ı seçimler öncesinde ucuz oy avcılığıyla suçladıklarını kaydediyor.
Fakat Economist, taraflar arasındaki karşılıklı suçlamalara rağmen, 11 aydır kesintisiz süregiden barış ortamından ayrılmayı hiçkimsenin istemediğini vurguluyor.
Derginin görüş aldığı yerel bir gazetenin sahibi Arif Arslan'ın ''Kürtler nihayet barışın tadına vardı. Bunu kim zedelerse, HÜDA PAR dahil, sandığa gömülecektir.'' dediğini aktarıyor.
The Ekomomist Dergisi'nde yayınlanan haberi Taraf Gazetesi'ndeki köşesine de taşıyan Amberin Zaman'ın kaos ortamını körüklemeye yönelik provakatif ve asılsız iddialar içeren yazısını aşağıya alıyoruz;
2 Kasım gecesinden beri bu soru Batman’ın gündeminden düşmüyor. Zira o gece silahlı bir grup petrol mahallesinde BDP’ye yakın bir ailenin düğününe saldırdı. Özcan Temel adında iki çocuk babası bir genç hayatını yitirdi. Olayın failleri arasında, Hür Dava Partisi (HÜDA-PAR) üyesi olduğu, ve aynı zamanda Hizbullah örgütünde de yer aldığı iddia edilen bir şahıs 12 Kasım günü tutuklanarak cezaevine kondu. V.G.’nin tutuklandığı gün Batman’daydım. Batman’ın en saygın yerel gazetelerinden Batman Çağdaş gazetesinin sahibi meslektaşım Arif Arslan ile birlikte hemen HÜDA-PAR’ın ilçe başkanlığına gittim. HÜDA-PAR yöneticileriyle görüştüm.
Hizbullah partileşiyor yorumları beraberinde geçen aralık ayında faaliyete geçen HÜDA-PAR nasıl oldu da şiddete bulaştı? Soru önemliydi çünkü.
HÜDA-PAR bunu her ne kadar inkâr etse de kâbus gibi geçen 90’lı yıllarda “derin devlet”in desteğiyle PKK ve sempatizanlarına karşı savaşan Hizbullah örgütü ile en azından manevi bağları var.
Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu’nun 2000 yılında İstanbul Emniyeti’nin düzenlediği bir operasyonda öldürülmesiyle birlikte Hizbullah büyük bir darbe yemiş, uykuya geçmişti. Zamanla başta Mustazaf-Der olmak üzere çeşitli sivil toplum kuruluşları etrafında yeniden örgütlenen eski Hizbullah üyeleri “sivilleşme” faaliyetleri çerçevesinde kanlı domuz bağları, satırlı infazları unutturmaya gayret ettiler. Tüm bunların komplo ve “derin devletin” işi olduğunu tekrarladılar. Aynı zamanda yüzbinlerin katıldığı Peygamberimizi Anma Mitingleri, toplu iftarlar düzenlediler. İkna olmayan devlet 2012 yılında Mustazaf-Der’in Hizbullah terör örgütüyle bağlarını öne sürerek derneği kapattı. Yerine İslamiyet vurgusuna bir de Kürt milliyetçiliğini katan HÜDA-PAR doğdu.
Sorularımızı yanıtlayan HÜDA-PAR Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yılmaz PKK ile HÜDA-PAR arasındaki artan tansiyonu “derin devlet”e bağlıyor. “Fırat’ın doğusundaki yapıya dokunulmadı” diyen Yılmaz BDP ile “her zaman diyaloga hazır olduklarını” vurguluyor ve ekliyor: “Şiddet’le işimiz olmaz. V.G.’yi iyi tanıyoruz, o masum.”
“Derin devlet”in temel amacının barış ortamını bozmak olduğunu belirten Yılmaz, BDP’nin ise herhangi bir rakibe tahammül edemediğinden yakınıyor. Oysa bölgede BDP’nin karşısındaki tek ciddi rakip AK Parti. Koyu dindar, aynı zamanda milliyetçi Kürt oylarını her iki partiden çalabileceklerine inanan HÜDA-PAR hummalı bir seçim çalışmasına başlamış. Ve ilginç bir detay: Gençlerin Suriye’deki “cihada” katılmaları için Selefileriden gelen yardım “ricalarını” net biçimde reddetmişler.
Bunun bir sebebi aynı zamanda PYD ile de savaşan cihatçıların yanında yer alarak Kürt milliyetçi imajlarına zarar vermemek. Öte yandan, İran’a duydukları sempati yüzünden Esad’ı destekleyen İran karşısında yer almamak olsa gerek.
Ancak Batman’ın BDP’li belediye başkanı Serhat Temel’e göre HÜDA-PAR ile İran arasındaki bağ sempatiden çok öteye gidiyor. Son olayların arkasında “derin devletin değil İran’ın parmağı” olduğunu savunan Temel sözlerini şöyle sürdürüyor: “HÜDA-PAR bu kadar maddi imkâna nasıl sahip, bu kadar büyük organizasyonların altından nasıl kalkıyor? İran sayesinde. Kandil’in İran’a yönelik gittikçe sertleşen açıklamaları ve barış süreci onları çok rahatsız ediyor. Şubat veya marttı, İranlı bir heyet Kandil’e gidip savaşı yeniden başlatmaları karşılığında destek sözü verdi, Kandil reddetti.”
HÜDA-PAR’ın şiddetle reddettiği bu iddiaları Batman Valisi Yılmaz Arslan da kısmen tekrarlardı. Bizlere “İran Türkiye’yi sıkıntıya sokmak için Hizbullah’ı kullanıyor” açıklamasında bulunan Yılmaz “ancak abartılacak bir durum yok, devlet burada” diyor. Farklı açılardan da olsa HÜDA-PAR, BDP ve devlet son durum karşısında aynı noktada birleşiyorlar: Hedefte 11 aydır cenazesiz geçen barış süreci var.
Provakatif eylemleri kaos ortamına çevirmeye çalışmaları yeni değil
İngiliz haber dergisi The Economist’in Gezi Parkı eylemleri üzerinden Türkiye’de kaos ortamının oluşması için yayınlanan yazı ve haberlerin arkasında gazetenin Türkiye Temsilcisi Amberin Zaman’ın olduğu ortaya çıkmıştı.
Müslümanların sesi konumunda olan HÜDA PAR'ın yükselişini ve halk içinde oluşan huzur ortamını hazmedemeyen çevreler, seçimler yaklaştıkça, oluşturulan provakatif eylemleri fırsat bilerek kaos ortamı oluşturma gayretleri artış göstereceğe benziyor. (Hürseda Haber)