Büyük Patron!
"BOP çerçevesinde Kanlı Arap Baharı’nı başarsız kıldığı, bölgede herkesin İsrail’in önünde diz çökmesini önlediği, Sünni Filistin halkına destek vererek teslim olmasını engellediği, İsrail’in korkulu rüyası Lübnan Hizbullah’a yardım ettiği, Kızıldeniz’in güney girişini kontrol eden Yemenlilere sahip çıktığı için ABD; ‘Şii’ İran’dan nefret ediyor. Oysa aynı ABD Şah döneminde aynı İran’la birlikte Menderes yönetiminde Türkiye’nin de stratejik müttefikiydi. O kadar ki atom bombası yapsın diye nükleer reaktör inşa konusunda Şah’a yardım etmişlerdi. O sıralar Türkiye ile birlikte İran, İsrail’in stratejik müttefiki idi."
Öncesi de var ama biz İkinci Dünya Savaşı ve sonrasına bakalım.
Dünyada atom bombalarını ilk kez kullanan ABD; Hiroşima ve Nagazaki’da en az 350 bin Japon’ın ölümüne ve iki katı kadar insanın yaralanmasına, hastalanmasına ve sakat kalmasına neden oldu.
1947’de BM’ni kullanarak Filistin’in yarısını alan ve dünyanın dört bir yanından taşınan Yahudilere vatan olarak veren ABD o gün bu gün bu coğrafyada olup biten HER ŞEYDEN sorumludur. Aynı ABD o gün bugün dünyada meydana gelen askeri darbe, ayaklanma, iç savaş, kargaşa, her türlü terör, uyuşturucu ticareti gibi aklınıza gelebilecek karanlık ve pislik tüm işlerin arkasındadır.
Son iki örneğiyle Irak ve Afganistan gibi onlarca ülke işgallerini saymazsak.
Milyonlarca insanın öldüğü, sakat kaldığı ve ülkesinden kaçmak zorunda bırakıldığı Kanlı Arap Baharı’nı hatırlatmaya gerek yok.
Öncesinde İngiliz patentli olan siyasal İslamcı tüm silahlı-silahsız örgütlerin kurulup kullanılmasında yine ABD vardır. Türkiye dahil dünyada yaklaşık 700 askeri bulunan aynı ABD; hoşlanmadığı ülkeleri düşman belliyor ve onları ‘tehlikeli’ ilan ediyor.
İran örneğinde olduğu gibi.
İran’ı çevreleyen bütün ülkelerde Amerikan üsleri var.
İran’ı çevreleyen ülkelerin tümü farklı nedenlerle İran’a düşman.
Zaman zaman İranlıları ayaklandırmaya kalkışan ABD; bölgesel ve uluslararası müttefiklerini kullanarak İran’ı sıkıştırmayı bir gelenek haline getirmiş ve 3 Ocak 2020’de Bağdat havaalanında İran’ın en önemli komutanı Kasım Süleymaniye öldürmüştü. Sonrasında aynı ABD İsrail’le birlikte İran, Suriye ve Lübnan’da düzenlediği suikastlerle çok sayıda İranlı bilim insanı ile birlikte askeri danışman ve komutanını öldürdü.
İran destekli Iraklı milis gruplar dün Suriye toprağını işgal etmiş Amerikan askerlerinin bulunduğu üssü SİHA’larla vurarak üç askeri öldürdü ve 35’i yaraladı.
Biden ve Amerikalı yetkililer neredeyse İran’a savaş ilan edecek.
110 gündür Gazze’yi yerle bir eden, çoğunluğu kadın ve çocuk 30 bin Filistinliyi vahşice öldüren, 80 binini yaralayıp sakat bırakan, doktor, sağlık elemanı, gazeteci ve BM görevlisi yüzlerce insanı canice öldürerek soykırım suçu işleyen İsrail’e destek vermekten utanmayan ABD İsrail ve kendisine karşı direnen herkesi düşman ilan ediyor ve saldırıyor.
Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gönderdiği mektup örneğinde olduğu gibi küstah kowboy kafası.
BOP çerçevesinde Kanlı Arap Baharı’nı başarsız kıldığı, bölgede herkesin İsrail’in önünde diz çökmesini önlediği, Sünni Filistin halkına destek vererek teslim olmasını engellediği, İsrail’in korkulu rüyası Lübnan Hizbullah’a yardım ettiği, Kızıldeniz’in güney girişini kontrol eden Yemenlilere sahip çıktığı için ABD; ‘Şii’ İran’dan nefret ediyor.
Oysa aynı ABD Şah döneminde aynı İran’la birlikte Menderes yönetiminde Türkiye’nin de stratejik müttefikiydi. O kadar ki atom bombası yapsın diye nükleer reaktör inşa konusunda Şah’a yardım etmişlerdi. O sıralar Türkiye ile birlikte İran, İsrail’in stratejik müttefiki idi.
Sünni Müslüman ülkeler gibi Türkiye; İsrail Gazze katliamlarını durdurmak için HİÇ BİR ŞEY yapmazken ‘Şii’ İran radikal ‘Sünni’ Hamas ve ‘Sünni’ Filistin halkına destek veriyor.
İLGİNÇ .
İşte böylesi karmaşık bir denklem içinde İran; Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen üzerinden İsrail, ABD ve tüm müttefiklerine kafa tutuyor.
Cesaret işi.
Bunak Beyaz Adam ‘Big Patron’ Biden ya yenilgiyi kabullenecek ya da İran’a savaş ilan edecek. Bunu da en çok Filistin halkını yenemeyen ruh hastası katil Netanyahu ve ortakları istiyor. Amerikalıların böylesi aptal ve elbette çılgınca planı bölgenin tümünü savaşa sürükleyecektir.
Bölgenin en önemli ülkelerinden biri olarak da elbette bu kargaşadan etkilenecek ülkelerin başında Türkiye gelmektedir .
İran, Irak, Suriye ve PYD/YPG/PKK’ya destek için Fırat’ın doğusunu işgal eden ABD’ye komşu Türkiye’de çok sayıda Amerikan üssü var. Aynı Türkiye; İran destekli Esad’a karşı savaşan on binlerce militana yardım etmek için Suriye toprağının yaklaşık %10’u kontrol ediyor.
Ve bütün bunlar Ankara’nın İsveç onayından ve Biden’ın F-16 sözünden sonra oluyor. Öncesinde İranlılar Mossad-CİA merkezi haline gelen Erbil ve çevresini bombaladı.
İran yanlısı Iraklı Şii milisler ise Filistin halkıyla dayanışmak için Suriye’nin doğusunda ve Kuzey Irak’taki Amerikan üslerine SİHA’larla saldırıyorlar.
Yine tam bu sırada İran Cumhurbaşkanı Reisi Ankara’ya geliyor ve aynı gün MİT Başkanı İbrahim Kalın Bağdat’a sonra da Erbil’e giderek Ankara’nın müttefiği Irak Kürt Federe Bölgesi Başkanı Mesut Barzani ile görüşüyor.
Her şey tamam da işleri karıştıracak olan ABD Türkiye’nin güneyinde Suriye’nin kuzeyinde Irak Kürt Federe Bölgesi benzeri bir oluşum kurarsa Ankara ne yapacak?
Elbette sorulacak çok sayıda soru ve anlatılacak bolca senaryo var ama bugün için bir tek yukardaki sorunun yanıtını bulabilenler olası bütün denklemleri de çözmüş olurlar! (tele1)
NOT: Alıntı makaleler Hürseda Haber'in yayın politikasını yansıtmayabilir.