Gelin Soframıza Bir Tabak Fazla Koyalım
On bir ayın sultanı Şehri Ramazan gönüllerimize ve sofralarımıza geldi. Günlük yaşantımıza da geldi misafir oldu. Evlerimize bir yıllık birikintilerden arınma, temizlenme, yapılan hatalardan, günahlardan, gafletle geçen günlerden, tıka basa yiyerek yorulan mideleri dinlendirme ve nefsi terbiye muhasebesi... Malını kirden arıtma, fakirin, yoksulun, açların halinden anlama ayıdır Ramazan ayı.
Halbuki bizlerin telaşı tam tersi olmuş: Çoğumuzda bir telaş, bir düşünce, sanki Ramazan bizler için bir yük oluvermiş. Ben açlığa, susuzluğa dayanamam korkusu, endişesi başlar neden niçin aç kaldığımızın farkında bile olmayız. Günler öncesinden yemek telaşı başlar, derin dondurucularımıza içli köfteleri, mantıları, yuvarlamaları doldururuz, hepsi bir aylık yemek telaşı, halbuki adı üstünde rahmet ayı, bereket ayıdır ramazan ayı. Gelin bırakalım bunlarla uğraşmayı her gün Rabbimiz neyi nasip etmişse onu koyalım soframıza. Bizler asıl tıka basa doldurarak büyüyen midelerimizi birazcık küçültelim, açların ve bir lokma ekmeğe muhtaç olanların halinden anlayalım ve dünyalıkla doldurduğumuz beyinleri Kuran ve tefekkürle besleyelim, nefis muhasebesi yapalım gafletle geçen günlerin telafisini edelim.
Gelin soframıza bir tabak fazla koyalım, gönüllerimize ve sofralarımıza iki cihan güneşi sultanlar sultanı nebilerin sultanı Peygamber (s.a.v) 'i buyur edelim. Soframıza belki gelir, bereketi ile dolar soframız, gül kokusu ile aydınlanır o zaman karanlık odalarımız, kararmış kalplerimiz, sevgiye susamış gönüllerimiz her günü aynı geçen monoton hayatımıza belki can gelir daha bir dikkat ederdik. Sofra adabına onun gibi otururduk, sakin sakin yerdik yemeğimizi, üç yudumda içerdik suyumuzu, kalkardık sofradan yarı aç onun gibi, yenilmezdik nefsimizin hırsına, gelin bir tabak fazla koyalım soframıza.
Gelir miydi acaba bizlerin şu anki Ramazan sofralarına? Gelmezdin tabi ki. Bir günlük iftar sofrasına, koyduğumuz yemekler bir haftalık yetecek kadardı. Bir öğünlük sofrada en az dört çeşit yemek, sofralarımıza gelir miydin acaba? Bir tabak daha koysaydık soframıza, gelir miydin acaba?
Birbiriyle yarışan zengin sofralarına yanı başında bir tabak sıcak çorba bile yapamayan yoksul varken, Efendimiz (s.a.v)' in buyurduğu gibi: '' Komşusu açken tok yatan bizden değildir.'' hadisini hatırlatmak lazım.
Ramazan sofraları olmuş gösteriş sofrası, dolmuş randevu listesi, fakire, yoksula yer kalmamış, bulunmak ister miydi acaba bu listede? Bir tabak daha koysaydık, istemez idi tabi ki.
Halbuki Ramazan ayı rahmet ayı, bereket ayı, günahlardan arınma ayı, nefsi arzulara gem vurma ayı, tövbe ve bağışlanma ayı, malını kirden temizleme ayıdır. Akrabayı, yoksulu, fakiri, düşkünü, yetimi ihtiyacı olana yardımlaşma ayıdır. Birlik ve dostluk ayıdır.
Gelin Ramazanın hakkını verelim. Sofralarımızı Rabbimizi (c.c).ve Resulünü razı edecek şekilde hazırlayalım ve soframıza yanı başımızdaki mazlum ve ihtiyacı olan din kardeşimizi davet edelim. İftarımızı onlarla paylaşalım, sofrada nefsimizi değil vicdanımızı doyuralım. Soframıza bir tabak fazla koyalım. Gelin aç kalmış ruhlarımıza iftar ettirelim, Kuran’la besleyelim onu zikirle süsleyelim teheccütler İle besleyelim, tekbirlerle salavatlarla süsleyelim.
Ömür sermayemizin belki son Ramazanıdır her hakkın anını verelim, tuttuğumuz orucumuzun bizlere zarar değil de kar getirmesi için çalışalım. Nefsimize zincir vuralım, o zincirin kırılmaması için Kuran, ilim ve amel ile besleyelim. Bir yıl boyunca insan hata, günah ve gafletle geçirir. İşte bir yıl sonu insanoğlunun arınması ve tertemiz bir seneye girmesi için bir başlangıçtır mübarek Ramazan ayları.
Çoğu kalpler vardır; kararmış ve katılaşmış bir tebessümle ziyaretle yumuşar o taş kalbi Ramazanın rahmeti, iner kalbine yumuşar, kırılır cimrilik zinciri. Bu ayda uzanır eli nice yoksula, belki de bir tabak fazla koyar sofrasına.
Dolar bu ayda camiler tıklım tıklım, miraca yükselir bütün gönüller. Titretir bu ayda Kuran bülbülleri arşı, açılır nice günahkar eller, Rabbinin huzurunda titrek bedenler. Çalınır nice yoksulun umuda kapanmış kapıları, gülmeyi unutmuş yüzleri, tebessüm eder mahcup mahcup. Güler o gün küçücük bedenlerdeki gözler, kuru ekmeğin yanında sıcacık et yemeğini görünce. Nice yoksulun umududur rahmet ayı Ramazan. Gelin soframıza bir tabak fazla koyalım
Rabbim, bu Ramazanı Şerifi bizlere hayırlı ve bereketli kılsın
(Gaziantep Günebakış)