İffet, Müslüman'ın şahsiyet ve kimliğidir
Allah’ın adıyla
Allahü teala, insan neslinin devamı için, erkek ve kadını birbirine karşı cazip kılmıştır. Aynı zamanda, bu kuvvetli duygu karşısında, insanları, dünyada çetin bir imtihana tabi tutmuştur. Dünyadaki kısa ömrümüz içinde, en zor imtihan iffet imtihanıdır.
İnsanların kusursuz olması veya insanın düşüklüğü, daha ziyade iffet işinde belli olur. Allahü teala, Kur’an-ı kerimin birçok yerinde, iffetini muhafaza edenlere, büyük mükafatlar vaad etmiş, iffetini muhafaza etmeyenlere de, Cehennem azabını göstermiş.
İffetlerini koruyan erkekleri ve kadınları bağışlayacağını ve onlara büyük bir ödül hazırladığını haber verir (Ahzâb 33/35).
İffet, kadın-erkek her insanda bulunması gerekli üstün manevi bir özellik, ahlaki bir güzelliktir. Kur’an-ı Kerim’de gözlerin haramdan uzak tutulması; ırz, namus ve iffetin titizlikle korunması emredilmiştir.
Kur’an, Yusuf peygamber ile Hz. Meryem’i iffet abidesi olarak insanlara örnek vermektedir. Yusuf peygamber, vezirinin eşinden gelen bir günah çağrısı karşısında “ya Rabbi! Bu kadınların beni davet ettikleri o haram fiildense, zindan benim için daha iyidir” diyerek hapse girmeyi, iffetini ayaklar altına almaya tercih etmiştir. (Yusuf, 12/33)
“Mü’min erkeklere söyle: Gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler, mahrem yerlerini korusunlar. Bu onların arınmasını daha iyi sağlar. Allah yaptıklarınızdan şüphesiz haberdardır. Mü’min kadınlara da söyle: Gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler, iffetlerini korusunlar…”(Nur, 24/30-31)
İnsan günahlarının çoğu, iffet konusu içindedir. İffet, bir genç kızın veya kadının, değeri para ile ölçülemeyen bir mücevheridir. Bu mücevheri ele geçirmek için, Allahü tealadan korkmayan her erkek, bütün şeytanlığını kullanır. Ele geçirdikten sonra, maksadına erişmiştir. Artık o, mücevherlikten çıkmış, adi bir taş olmuştur. Sokağa atılıverir. Bu alışverişte, erkek, bir namus hırsızıdır. Kadın ise, mücevherini çaldırmış, bir zavallıdır.
Bir insanın ve bir ailenin şerefi ve itibarı, bu duygu karşısındaki tutumu ile ölçülür. Zengin ve çok güzel bir kadın, eğer iffetsiz ise, itibarsızdır. Fakir ve namuslu bir kadın ise, her yerde, her zaman itibarlıdır, saygıya layıktır.
İffetli insan, Allah’ın haram kıldığı kötülükleri düşünmeyeceği için kalbinin sağlığını korumuş olur ve böylece maneviyat basamaklarını daha kolay tırmanır.
İffetin zıddı olan iffetsizlik; Allah’ın haram kılıp nefse hoş gelen şeyleri yapmaktır. Onun için İffetsizlik, şeytanın dürtüsüyle insanlara çok cazip gelmektedir. İşte bu cazibesinden dolayıdır ki, insanların büyük bir kısmı kendisini haramlara karşı koruyamamakta ve iffetsizlik yapmaktadırlar. Özellikle yeni nesil, kadın-erkek ilişkilerinde harama bulaşma noktasında çok lakayt davranmaktadır. İslami değerlere karşı pek hassasiyet taşıyamamaktadırlar. Gittikçe manevi değerlerimiz silinmekte, yerine tamamen bize yabancı olan “batı” medeniyetinin gayrı insani ve İslami değerleri yerleşmektedir. Bu da toplumun yozlaşmasına ve çürümesine sebep olacaktır ki bunun faturasını bu toplum çok pahalıya ödeyecektir.
O halde, erkek-kadın ilişkilerinde önemli olan husus, iffetsizliğe düşmemektir. Hatta, iffetsizliğe kapı aralayan durumlardan bile kaçınmaktır. Bu inanç ve bu bilinçle hareket ettikten sonra, kadın ile erkeğin bir arada yaşamasını hiç kimse “hak” adına yasaklayamaz. Önemli olan Peygamber’in ahlakına, Hz. Hatice’nin asaletine ve Hz. Meryem’in iffetine sahip olmaktır. İşte, müminlerden istenen budur.
Sonuç olarak belirtelim ki, iffet, Peygamberler ahlakıdır ve hz Yusuf’ça hz Meryem´ce bir tavırdır. İffet, Müslüman’ın şahsiyet ve kimliğidir. Ona hiçbir zaman iffetsizlik yakışmaz. İffet, toplumun emniyet mekanizması ve ailenin direğidir. İffet, hakka saygının, emre itaatin ve ahde vefanın göstergesidir.
(Rast Haber)