İnsanlığın yiğidi, Fevzi El Cüneydi
Fevzi El Cüneydi…
On altı yaşında Filistinli bir çocuk…
Geleceğe kök salacak körpe bir tomurcuk…
Üzerinde ne bir mont var ne gocuk…
Cüneydi'nin derdini nasıl anlasın beyni Batı kültürüyle semirilmiş tosuncuk…
Fevzi El Cüneydi…
Ümmetin bütün yükünü sırtlamış…
Dağların, taşların yüklenmekten imtina ettiği bir davayı omuzlamış…
Yaşının bir buçuk katı oranında, tam yirmi üç israil asker/eşkıyası tarafından kuşatılmış…
Onunla göz göze gelmekten korkan Siyonistler gözlerini bağlar…
Gözlerindeki bağ yüreğimizi dağlar…
Ölü sandığımız ümmetin içinde şükür daha varmış sağlar…
Fevzi El Cüneydi…
Filistinli bir çocuk…
Cüneyd, yani asker…
Yani insanlığın uyuyan yanını eyleme geçirecek bir nefer…
Yürüyüşü vakur, duruşu mağrur…
Gözlerini ufka dikmiş…
Belli ki Yaradan'a arz ediyor meramını…
Ne eylemlerimizden medet umar ne dudaklarımızdaki tını…
Fevzi El Cüneydi…
Ailesinin geçimini sağlamak için okulu terk etmiş…
Evde onu bekleyen bir hasta anası ve bir hasta babası var…
Bir de sıcak yatağında cennet düşü kuran hasta ruhlar…
Fevzi El Cüneydi'nin yanında, ve korkak… ve aciz…
ve rezil bir sırtlan sürüsü bir aslan parçasını zaptetme çabasında…
Fevzi El Cüneydi…
On altı yaşında Filistinli bir çocuk…
Kendi yarasını kendi kaşımaya indi…
Sorununu çözemez ne bey ne efendi…
Korkutmuyor siyonistin kahır kemendi…
Diğer Filistinli çocuklar gibi ölmeden ölümü yendi…
Fevzi El Cüneydi…
Yılbaşından beri cezaevine alınan yedi yüz Filistinli çocukların bir ferdi…
Hasta ümmetin dinmeyen sancısı, bitmeyen derdi…
Ve Cüneydi ile göz göze gelmeye utanan bizler…
Ekranlarda sıkılmış yumruklarla destanını izler…
‘Ama'yla başlayan derin(!) ve bilge(!) içerikli gönül rahatlatan analizler…
Her bahanemiz bir hakikati gizler…
Ve sen, koca yürekli çocuk, Fevzi El Cüneydi…
İmanı ve onuru dünyevi dağdağaya tercih eden delişmen yiğit,
Sana imreniyor ve itiraf edeyim ki seni anlayamıyoru(m)z!
...
...
(Doğruhaber)