'Sosyal medya kişiyi aileden kopuyor'
Sosyalleşme adına girilen internetin, kişiyi sosyal hayattan sanal bir dünyaya sürüklediğine dikkat çeken Radyocu Gökhan Dağtekin, ''Sanal değil imtihan dünyasında yaşadığımızı unutmayalım'' hatırlatmasında bulundu.
Günümüzde yaygınlaşan akıllı telefon, tablet ve bilgisayarlarlar günlük hayatı kolaylaştırırken teknoloji bağımlılığını ise tetikliyor. 7’den 70’e toplumun büyük kısmını etkisi altına alan internet ve sosyal medya, özellikle yeni nesli sanal bir dünyaya hapsederek gerçek dünyadan uzaklaştırıyor. Aynı çatı altında yaşayan anne-baba ile çocukları arasındaki iletişimi kopma noktasına getiren teknoloji ve internet bağlamlılığı, günümüzün en büyük sorunu olarak görülüyor.
Kitap ve gazete okumanın yanı sıra radyo dinleme alışkanlığını da olumsuz etkileyen teknoloji bağımlılığı hakkında İlke Haber Ajansı’na (İLKHA) konuşan Vuslat FM Genel Yayın Yönetmeni Gökhan Dağtekin, çarpıcı tespitlerde bulundu. Sosyalleşme adına girilen internetin, kişiyi sosyal hayattan sanal bir dünyaya sürüklediğini ifade eden Dağtekin, “Sanal değil imtihan dünyasında yaşadığımızı unutmayalım” hatırlatmasında bulundu.
Vuslat FM Genel Yayın Yönetmeni Gökhan Dağtekin ile yaptığımız röportajdan dikkat çeken başlıklar:
Bir radyocu olarak sosyal medya ve teknoloji bağımlılığını nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Bilinçsizce kullanılan teknoloji, aile kurumunu tehdit ediyor”
“Maalesef teknoloji, hayatı kolaylaştırması gereken bir araç olması gerekirken insanları aile, arkadaş, komşu ve sosyal hayattan soyutlar bir halde kullanılmaya başlandı. Günün büyük kısmında bilinçsiz teknoloji kullanan kişiler, kendisine bilgi ve donanım kazandıracak okuma alışkanlığından ve radyo gibi kültürel ve sosyal yönlerini güçlendirecek araçlardan da uzaklaşıyor.
Şimdilerde küçük çocuğundan en büyük aile ferdine kadar herkesin elinde akıllı telefonlar var. Bağımlılık seviyesine ulaşan teknoloji kullanımı yüzünden anne-babalar, kendilerine bir konuda danışmak isteyen çocuklarının yüzüne bile bakıp cevap vermiyor. Aynı odada oturan aile fertleri, birbirleriyle konuşup sohbet etmek yerine, sosyal medya üzerinden edindiği “Sosyal Arkadaş”ı ile muhabbet etmeyi tercih ediyor. İnternet üzerinden sosyalleştiğini zannederken maalesef en yakını olan ailesinden kopuyor. Bilinçsizce kullanılan teknoloji, maalesef aile kurumunu tehdit eder duruma geldi.”
Teknoloji bağımlılığına karşı ebeveynlere ne gibi görevler düşüyor?
“Tedbir alınmazsa çocuklarımızı sanal âlemde kaybedebiliriz”
Her şeyin aşırısı zarar olduğu gibi teknoloji kullanımında da bu böyledir. Bu konuda anne-babalar öncelikle kendilerinden başlayarak çocuklarına olumlu örnek olmaları lazım. Başta cep telefonu kullanımı olmak üzere sosyal medya olayını mutlaka denetim ve kontrol altına almak gerekiyor. Ev ortamında cep telefonları bir kenara bırakıp sohbet ortamları oluşturmalıyız. Çocuklarımız bir soru sorduğunda veya ödevi için bir şey danıştığında mutlaka onunla ilgilenmeliyiz. Yani aile bağlarını kuvvetlendirmek için iletişim çok önemli. Bu şekilde bilinçli davranırsak evlerimiz huzur duyduğumuz yuvalar haline gelecektir. Yok, eğer biz böyle yapmazsak sosyal medyada sanal dostlar edinen çocuklarımız, Allah muhafaza sanal âlemde kaybolacaktır.
Teknoloji bağımlılığına karşı sizce radyolar bir bilinçlendirme yapıyor mu, Vuslat FM olarak bu konuda nasıl bir tutum içindesiniz, bunu bizimle paylaşır mısınız?
“Ümmetin sanal değil gerçek bir vuslata ihtiyacı var”
Vuslat FM olarak biz, aile ve toplumun sosyal yapısını tehdit eden bu soruna çözüm sayılabilecek yayın politikası sürdürme gayretindeyiz. Bundan dolayı İslami, sosyal ve kültürel hassasiyetleri dikkate alan programlara öncelik vermeye özen gösteriyoruz. Günlük yayınlarımızda Kur’an-ı Kerim, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in ve ashabının hayatına öncelikle yer veriyoruz. Dini ve ilmi konuların ele aldığı yayın akışımızda; dinleyicilerimizle sohbet etme imkânı bulduğumuz istek programlarımız var. Bizi arayıp canlı yayına katılanlar; ailelerine, arkadaşlarına ve tüm Müslümanlara selamlarını yollayıp eserler hediye etme imkânı buluyor. Bu şekilde hem selam ve hediye sünneti ihya ediliyor hem de ümmet arasındaki muhabbet bağı pekişiyor. Ümmetin sanal değil, gerçek bir dünyada, gerçek bir kardeşlikte vuslatı için yayınlarımızda titiz davranıyoruz.”
“Radyo ile sanal âlem birbirinden çok farklı”
Radyo ile sanal âlem arasındaki farka da değinen Dağtekin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mesela evini düzenleyen veya çocuklarıyla ilgilenen bir bayan, radyosunu açınca Kur’an-ı Kerim, siyer ve dini bilgiler paylaşılan programları dinleyebilir. Radyo dinlemekle hiçbir işi de aksamayacaktır. Aynı şekilde işinde veya araçta radyo dinleyen baylar için de bu böyledir. Bu noktada tüm ailelere İslami yayın yapan radyoları dinlemelerini tavsiye ediyoruz. Çünkü bu radyoları dinleyen anne-baba ve çocuk hem ilmi hem de manevi yönden kazanım elde edecek hem de toplumdan soyutlanmayacaktır.”
“Radyomuz vesilesiyle sıla-i rahim yapanlar dahi var”
Şehir ve apartman yaşantısında komşunun komşusunu tanımaz hale geldiği ve sıla-i rahimin terk edilmeyle karşı karşıya kaldığı günümüzde Vuslat FM olarak ümmetin vuslatı için bir şeyler yapma gayretinde olduklarını ifade eden Dağtekin, “Her gün programlarımızı arayan yüzlerce kişi, yoğun iş hayatı veya mesafe uzaklığından dolayı gidip göremediği annesi, babası, kardeşi ve yakınlarına selamlar yollayıp bir bakıma sıla-i rahim yapıyor. Dinleyicilerimiz birbirlerine selamlar yollayıp muhabbetlerini pekiştirme imkânı buluyorlar. Radyomuz vesilesiyle birbiriyle tanışıp kaynaşan yüzlerce kişi arasında bir muhabbet söz konusu. Adana’nın dışında bizi Türkiye’nin değişik illerinden hatta yurt dışından yüzlerce kişi dinliyor. Kimi arayıp İslam ümmeti için içinden geçen güzel duyguları, kimi duasını, kimi muhabbetini paylaşıyor. Burada sanal değil gerçek kardeşlik söz konusu” diye konuştu.
“Dünya hayatı gelip geçici bir imtihan yurdudur, asıl yurt ise Allah katındadır”
Radyoyu sadece bir müzik kutusu olmaktan çıkartarak İslami, sosyal ve kültürel içerikli derslerin yapıldığı bir okula dönüştürme misyonunu benimsediklerini dile getiren Dağtekin, “Allah’a kulluk için yaratıldığımızın şuurunda olarak gerçek hayattaki imtihanla yüzleşmeli, sanal âlemde kaybolmamalıyız. Dünya hayatı gelip geçici bir imtihan yurdudur, asıl yurt ise Allah katındadır. Bunu böyle bilen kullar olarak hareket etmek zorundayız.” diyerek sözlerini tamamladı. (Ayhan Kaya-İLKHA)