Aşnas: Ankara, İsrail ile Filistin arasında yeni bir rol üstlenebilir!
Ankara’da üst üste kritik ziyaretler gerçekleşeceği duyuruldu. Bölgede diplomatik görevler de üstlenmiş olan yazar Emir Aşnas, Türkiye’nin İsrail ve Filistin ilişkilerinde Ankara’nın üstlenebileceği rolü Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi.
"Abbas’ın başında olduğu Filistin yönetiminin çözülmesi ne İsrail ne de ABD tarafından istenilmiyor. Netanyahu da Israil Parlamentosu’nda Filistin yönetiminin kendi lehlerine çalıştığını da açıkça belirtmişti."
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas Türkiye’de. İsrail Başbakanı Netanyahu'nun 28 Temmuz'da Türkiye'ye yapacağı ziyaret ise sağlık sorunları nedeniyle ertelendi. Her iki ziyaretin eş dönemli gerçekleşmesinin planlanması, Türkiye’nin Israil ve Filistin arasında uzlaşı sağlanması için yeni bir adım için rol üstlenip üstlenmeyeceğine ilişkin tartışmaları da beraberinde getirdi. Sürece ilişkin, bölgede diplomatik görevler de üstlenmiş olan yazar Emir Aşnas Al Ayn Türkçe için değerlendirdi.
Aşnas, Türkiye’nin üstlenmesine yönelik doğan beklentiye ilişki, “Türkiye de dahil pek çok ülkenin devlet olarak tanıdığı, ancak fiilen devlet olmayan, Birleşmiş Milletler’de de ‘gözlemci üye’ statüsünde bulunan Filistin’in Devlet Başkanı Mahmut Abbas’ın ziyaretinin, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu aynı günlere denk gelecek olması elbette dikkat çekmişti. Kamuoyunda Abbas’ın ve Netanyahu’nun ziyaretlerinin aynı günlere gelmesi gerek ülke içine gerekse de bölge kamuoyuna, Türkiye’nin her iki ülke ile de ilişkileri geliştirdiği, bununla birlikte Ankara’nın iki kesimle ilişkilerini geliştirmesinin Filistin halkı lehine olduğu izlenimine yönelik zamanlamanın da denk getirildiği algısı oluşmuştu.” ifadelerini kullandı.
Aşnas, Netanyahu yönetiminin içeride ve dışarıda zor durumda olduğunu da sözlerine eklerken, Türkiye için daha büyük bir sorunla da karşı karşıya olduğunu vurguladı, “Netanyahu, hali hazırda ABD tarafından dahi ziyareti istenilmeyen, İsrail ile dost diğer ülkelerin de benzer yaklaşıma sahip olduğu bir isim. Normalleşme anlaşmaları kapsamında İsrail’in uzlaştığı Arap ülkeleri tarafından da istenilmemişti ziyareti. İsrail tarihi açısından bile en sağcı, ırkçı hükümetin başında Netanyahu. Ayrıca, ‘Yargı reformu’ olarak isimlendirilen, yargıya müdahaleyi içeren kanun tasarısı sebebi ile de İsrail vatandaşlarının en az yarısını karşısına almış, uzun süredir protesto gösterilerinin de hedefinde. Bunların yanısıra, Türkiye açısından sindirilmesi daha da zor olan, Mavi Marmara’ya saldırı emrini veren, 10 silahsız sivil insanın ölümüne yol açmış olması”
“ANKARA ADINA AKILCI HAMLE”
Aşnas, Abbas’ın ve Netanyahu’nun ziyaretlerine ilişkin planlamalar arasında da bir fark olduğunu belirterek, “Netanyahu’nun tüm bu özellikleri düşünülünce, Ankara’nın Mahmut Abbas ile Netanyahu ziyaretini aynı günlere denk getirmesi, aslında son derece anlaşılabilir. Bu, Ankara için de akıllıca bir hamle olarak görülebilir. Türkiye, buna paralel olarak Abbas’ın ziyaretini 3 gün süren üst düzey bir ziyaret olarak planlarken, Netanyahu’nun ziyaretini ise daha düşük seviyede, günlük çalışma ziyareti olarak planladı ve gösterdi. Tabi tüm bunlar aslında Filistin Devlet Başkanı’nın ziyaretini, Netanyahu ile bağlantılı olduğu düşüncesini ortadan kaldırmadı. Filistin yönetiminde bir yetkili de zamanlamanın bir tesadüf olduğu, Netanyahu ile zamansal ortaklaşmanın da bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini söylemek zorunda kaldı.” ifadelerini kullandı.
“ABBAS, HALKIN ÖFKE İLE YAKLAŞTIĞI BİR İSİM”
Aşnas, Abbas’ın ziyaretinin ekonomik olmaktan öte politik anlamlar taşıdığını da belirtirken, “Filistin ve Türkiye arasından ekonomik bir fayda ilişkisi pek mümkün değil. Türkiye’nin ekonomik olarak zor durumda olmasından da öte, Filistin’e yapılacak her yardım İsrail onayı gerektiriyor zaten. Ziyaret daha çok siyasi ilişkileri ile alakalı.
Abbas, ülke içerisinde oldukça zor durumda. Öncelikle 1996’dan bu yana seçim yapılmıyor. Halkın önemli bir kısmının öfkesi ile muhatap. Yani halkı nezdinde popülaritesi oldukça düşük durumda.” dedi.
Aşnas, tüm bu meşruiyet krizine rağmen Filistin’de bir yönetsek kriz istenilediğini düşündüğünü de, “Ancak, Abbas’ın başında olduğu Filistin yönetiminin çözülmesi ne İsrail ne de ABD tarafından istenilmiyor. Netanyahu da Israil Parlamentosu’nda Filistin yönetiminin kendi lehlerine çalıştığını da açıkça belirtmişti.” ifadeleri ile belirtti.
Türkiye’nin son dönemde Filistin içerisinde geçmişe nazaran daha çeşitlenmiş bir ilişkiye sahip olduğunu da vurgulayan Aşnas, “Türkiye, özellikle son yıllarda geçmişten farklı olarak Hamas dışındaki Filistinli gruplarla, Filistin yönetimi ile ilişkileri geliştirdi. Abbas, hemen her sene Türkiye’yi ziyaret ediyor. Mevcut statükonun sürmesini sağlamak için Israil’in Türkiye’den önemli beklentileri var gibi.” dedi.
“HAMAS İLE İSLAMİ CİHAD ARASINDA UÇURUM BÜYÜYOR”
Aşnas, Filistin içerisinde de yeni bi sürecin yaşanmakta olduğunu belirtirken, “Filistin topraklarında Israil’e karşı eylemleri İslami Cihad ve bağımsız gruplar yönetiyor. Hamas bu başlıkta pek rol almıyor. Bu açıdan da bakarsak, Kahire’de bu ay sonunda yapılacak Filistin diyaloğuna, Abbas yönetiminin hapiste tuttuğu militanlarının bırakılmaması halinde katılmayacağını açıkladı. Hamas ile İslami Cihad arasında da bir ayrışma büyüyor. Burada hem Filistin yönetimi hem de Hamas’ı Israil ile uzlaşıya ikna etmek için Tel Aviv’in de Türkiye’den beklentileri var. Abbas’ın Türkiye’de Hamas yetkilileri ile görüşmesi de bekleniliyor Kahire öncesinde.
Netanyahu’nun ziyaretinin ertelenmesi ile Abbas ziyareti eksik kalsa da, Türkiye’nin İsrail-Filistin işbirliği için rol üstlenmeye daha fazla adım attığı bir Abbas ziyareti de izleyeceğiz.” ifadelerini kullandı.(Al-Ain Türkçe)