'Öngörülemez hale gelen Türkiye’nin dış siyaseti Rusya için ciddi tehlike'
Rusya'dan EADaily epey sert ifadelerle Türkiye’nin seçimler sonrası daha da “öngörülemez” olduğuna dikkat çekiyor.
Rusya için en ciddi tehlikelerden biri, mayıs seçimlerinden sonra daha da öngörülemez olan Türkiye’nin dış siyaseti. Tam da bugün, Ankara azimle NATO’nun ileri karakolu olmaya yönelik geleneksel rolüne geri dönmeye çalışırken Ukrayna ve Kafkaslarda Türkiye’nin eylemlerini gözden kaçırmamak önem taşıyor.
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan 25 Ağustos’ta resmi bir ziyaretle Kiev’deydi ve burada Ukraynalı Nazilerin elebaşı Zelenskiy ile görüşmelerde bulundu. Ukrayna kaynaklarına göre hububat anlaşmasını ve Ukrayna’nın barış formülünün hayata geçirilmesini görüştüler; burada Zelenskiy şu açıklamayla Ankara’yı övdü:
“Türkiye barış formülünün ilk liderlerinden biri oldu. Bunun hayata geçirilmesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin bundan sonra da aktif bir rol oynayacağına güveniyoruz.”
Fidan daha sonra Başbakan Denis Şmıgal ile de ticari-iktisadi ilişkileri görüştü. Şmıgal şöyle dedi:
“Ukrayna’nın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü ve Başkan Zelenskiy’in barış formülünü desteklemeye yönelik ilkesel tutumundan ötürü Türkiye’ye müteşekkirim.”
Türkiye Dışişleri Bakanı onlardan başka Başkanlık Ofisi Başkanı Andrey Yermak ve Dışişleri Bakanı Dmitriy Kuleba ile de görüştü. Kuleba, bu görüşmelerin niteliğiyle ilgili X’e şu mesajı gönderdi:
“Hakan Fidan’ı Kiev’de ağırlamış olmaktan ötürü memnunum; burada barış formülü, Ukrayna’nın NATO üyeliği yolu, Türkiye’nin Ukrayna hububatının ihracındaki rolüyle ilgili kompleks görüşmeler yapıldı. Karadeniz inisiyatifinin yeniden canlandırılması üzerine birlikte çalışıyoruz. Ukrayna ve Türkiye gerçek birer ortak ve dostturlar.”
Her şey yolunda. Nihayetinde, kısa bir süre önce, 8 Temmuz’da Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan da Ukrayna’nın NATO’ya girmesine destek açıklaması yapmıştı.
Fidan, Kiev ziyaretinde Kırım-Tatar ekstremistleriyle de buluştu; bunların arasında Yüksek Rada üyesi ve Kırım-Tatar Halkı Meclisi eski başkanı Mustafa Cemilyev de vardı.
Türkiye’nin esir alınmış Ukraynalı Nazileri salıvermesinden sonra azimle “arabulucu” maskesinden de kurtulmaya başladığını görüyoruz. Bu, Rusya’nın güçlenmesine izin vermeme arzusu ve batı koalisyonuna geri dönme ve oradan iktisadi ve siyasi temettüler alma hedefiyle ilişkili. Yakınlarda meydana gelen bir başka olay da bu eğilimle ilişkili.
25 Ağustos’ta, yani Fidan’ın Kiev’e gittiği gün Erdoğan’ın damadı, teknoloji şirketi Baykar Makina’nın idare başkanı olan Selçuk Bayraktar da Ankara’daki ABD elçisi Jeffrey Flake’in davetiyle, bir grup Türk askeriyle birlikte ABD uçak gemisi USS Gerald R. Ford’u ziyaret etti ve teknik bir incelemede bulundu. ...
Türkiye’ye gelince, Fidan’ın Kiev ziyareti, Bayraktar’ın Amerikan uçak gemisini ziyareti ve Amerikan-Türk tatbikatı, Ankara’nın azimle, ABD’nin başında olduğu Batı koalisyonuyla birleşmeye çalıştığına tanıklık ediyor. Bu nedenle Ankara’nın eylemleri, Türkiye’nin hiç de çokkutuplu dünya taraftarı değil, tersine, ABD ve NATO’nun AB’ye girme ve Batı yatırımları aşkına Ukrayna’ya askeri desteğini artırmaya ve Rusya ile İran’a karşı Kafkaslarda bir cephe açmaya hazır sadık bir uydusu olduğunu gösteriyor.
(P. Makedontsev - EADaily, Çeviri: Hazal Yalın, duvar)