İranlı milletvekili ve siyaset bilimci: Nükleer silahı elde ettiğimizi düşünüyorum!
İran İslam Cumhuriyeti Meclisi üyesi Dr. Ahmed Behşayiş Ardestani, Roydad 24 haber kanalına verdiği 10 Mayıs 2024 tarihli röportajda “İran'ın nükleer silah elde ettiğini ancak bu aşamada bunu açıklamadığını” iddia etti.
İran İslam Cumhuriyeti Meclisi üyesi Dr. Ahmed Behşayiş Ardestani, Roydad 24 haber kanalına verdiği 10 Mayıs 2024 tarihli röportajda “İran'ın nükleer silah elde ettiğini ancak müttefikleri Rusya ve Çin'i ya da dünyayı korkutmamak için bu aşamada bunu açıklamadığını” iddia etti.
63 yaşındaki Ardestani, mevcut Meclis'te İsfahan'ı temsil ediyor ve 2012'den 2016'ya kadar Meclis Ulusal Güvenlik Komitesi üyesiydi. Ahmed Ardestani, Tahran'daki Açık Üniversite ve İmam Sadık Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü ve öğretim üyesidir. Avustralya'nın New South Wales Üniversitesi'nde uluslararası ilişkiler alanında doktora yaptı ve İran siyasi düşüncesi ve dış politikası üzerine araştırmalara yoğunlaştı.
Ardestani bu röportajında Ayetullah Ali Hamaney'in danışmanı ve İran Dış İlişkiler Stratejik Konseyi Başkanı Kemal Harrazi'nin son açıklamalarını ve diğer resmi yetkililerin İran'ın nükleer doktrininin sivilden askeriyeye doğru değişebileceğine dair beyanlarını "nükleer bombaya sahip olduğumuzu ilan etmeden önceki bir ön adım" şeklinde değerlendiriyor. Aşağıda röportajın özetini sunuyoruz:
"Gerçekte, bunu başardığımızı yavaş yavaş duyurmak istiyoruz... Bunu bir anda duyurup dünyayı korkutmak istemiyoruz. Görünen o ki İran nükleer silahlara sahip oldu ve bu sayede [14 Nisan 2024'te] İsrail'e bu kadar güvenle saldırabildi. Daha önce de Amerika'nın Ayn El-Esad hava üssüne saldırmıştı. Bana göre nükleer silahlara ulaştık ama bunu duyurmuyoruz.”
"Ülkeler birbirleriyle çatışmaya girmek istediklerinde eşit olmaları gerekir. İran'ın Amerika ve İsrail ile eşit olabilmesi için nükleer silaha sahip olmalıdır. İran İsrail'e saldırdığında Amerika'ya zarar verdi çünkü İsrail'in destekçisi Amerika, İngiltere ve Fransa'dır. Amerika'nın kendisinin de bir nükleer bombası var ve İran genellikle her şeyi enine boyuna düşünmeden harekete geçmez. Yani nükleer bombaya sahip olmasaydı İsrail'e saldırmazdı, çünkü savaş durumunda karşı taraf kendi nükleer silahını kullanabilirdi."
"Nükleer bombaya sahip olduğumuzu Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'na bildirmemize gerek yok. Birçok kez İran bu konuda birkaç kelime söyledi ve UAEK bunu dikkate aldı, bazı durumlarda ise İran'ın kendisi UAEK'nın [İran'ın nükleer tesislerini] ziyaret edeceğini açıkladı. Rusya'nın Ukrayna'ya, İsrail'in Gazze'ye saldırdığı ve İran'ın Direniş Ekseni’ni güçlü bir şekilde desteklediği bir ortamda, caydırıcılık sisteminin İran'ın nükleer bombaya sahip olmasını gerektirmesi doğaldır. Ancak İran şimdi bombaya sahip olduğunu açıklarsa, bu farklı bir tartışma doğurur.”
"Eğer UAEK İran'ın nükleer bombaya sahip olduğunu bilirse bunu hemen açıklayacaktır. Ancak şu anda İran'ın nükleer sahadaki ilerlemesi hakkında sadece varsayımda bulunuyor. Yani, İran'ın nükleer bomba üretmeye yaklaşmak için biraz zamana ihtiyacı olduğunu ve bunu yapmak isterse örneğin iki ay süreceğini söylüyor.”
"İran'ın Amerika ve İsrail karşısındaki tutumuna gelince, İran'ın bir nükleer bomba elde ettiğini ama bunu açıklamadığını düşünüyorum. UAEK müfettişleri İran'ın nükleer bomba inşa ettiği yere götürülüyor mu? İran 1.648 milyon kilometrekarelik yüzölçümüne sahip büyük bir ülke. UAEK'yı bombanın inşa edildiği yere mi götürüyoruz? Hayır! UAEK'ya bizim tarafımızdan seçilen belirli merkezleri ziyaret etmesini söylüyoruz ya da UAEK kendisi hangi merkezleri ziyaret etmek istediğini bildiriyor.”
"Şimdi ben bunları bir uzman ve analist olarak söylüyorum, söylediklerimden dolayı tesisleri denetlemelerine neden olacak resmi bir pozisyonum yok! Bir analist olarak İran'ın davranışlarına ilişkin bu analizi hücum realizmi olarak sunuyorum. Bu, İran'ın nükleer bombaya sahip olduğu zaman geceleri rahatça uyuyabileceği anlamına geliyor, çünkü İran'ın düşmanı İsrail'in nükleer bombası var.”
"İmam Hamaney'in nükleer bombaları yasaklayan fetvası aktif yaklaşım hakkındadır. Yani bu konuda ilerlemeyi ilk biz başlatmadık ve savunma politikamızda nükleer bombaya yer yok; ama bazen pasif olmaktan aktif olmaya geçmeniz gerekir. Nitekim Rehber'in fetvası İran'ın aktivizmini içeriyor - ancak bölgedeki hasmınız İsrail nükleer bombaya sahip olduğunda ve sizi sürekli taciz ettiğinde, yanıt verme aşamasına geçiyorsunuz. İran'ın nükleer silah meselesine yanıtı, rahat uyumak istediğimiz için nükleer silah elde etmektir.” (Medyasafak)