"Müslüman ülkeler sadece ismen bağımsız!"
Malezya İslam Partisi Genel Başkanı Abdülhadi Awang, “Günümüzde İslam dünyasında olan biten, Müslüman ülkelerin sadece ismen bağımsız olmalarına rağmen hala sömürgenin etkisi altında olmasından kaynaklanıyor. Filistin’deki işgal bunun kanıtı.”
"Endonezya, Malezya ve Filipinler’de Müslüman nüfusun 400 milyon. Bu, hükümetler üzerinde büyük bir baskıyı temsil eden çok büyük bir rakam. 1948’deki Filistin Nekbesi’nden bu yana bu kişiler, hükümetlerinin İsrail’i tanımasını engelliyor."
Malezya İslam Partisi (PAS) Genel Başkanı Abdülhadi Awang, İsrail’in diğer bölgelere düzenlediği saldırılarla yayılmasının, İkinci Dünya Savaşı’nda Adolf Hitler’in yaşadığı gibi çöküşüne ve yok olmasına yol açacağını belirtti.
Abdülhadi Awang, “Günümüzde İslam dünyasında olan biten, Müslüman ülkelerin sadece ismen bağımsız olmalarına rağmen hala sömürgenin etkisi altında olmasından kaynaklanıyor. Filistin’deki işgal bunun kanıtı.” değerlendirmesinde bulundu.
“Kutsal Filistin topraklarının işgal edilerek Siyonistlere verildiğini”, bunun hilafetten İslam ülkelerinin sözde bağımsızlığını kazanmasından sonra gerçekleştiğini vurgulayan Awang, Müslüman ülkelerin sömürgeci ülkeler arasında taksim edildiğini vurguladı.
Malezyalı siyasetçi, İslam ülkelerinin halihazırda ABD ile dünyayı kontrol altına alan Avrupa ülkelerinin nüfuzu altında olduğuna dikkati çekti. Awang, sözlerine şöyle devam etti:
“Siyonizmin ABD ve Avrupa ülkelerinin silah, para ve medya desteğiyle nasıl hayatta kaldığını görüyoruz. ABD, güvenlik ve barış için arabulucu olarak ortaya çıktı, iki devletli çözümü önerdi, ne var ki Yahudiler ve Siyonistler, bu iki devletli çözümü kabul etmedi ancak İslam ülkeleri kabul etmeye zorlandı.”
Gazze’nin direnişi
Gazze Şeridi’nde olanların apaçık bölge sakinlerinin ablukaya alınması olduğunu vurgulayan Awang, bunun sadece İsrail’in değil uluslararası güçlerin de ablukası olduğunu dile getirdi.
Awang, ABD ve Avrupa ülkelerinin İsrail’i desteklemek için filolar gönderdiğini daha sonra da Arap ülkelerini iki devletli çözümü kabule zorladıklarını aktardı.
Malezyalı siyasetçi, “Gazze halkının, Mısır, Ürdün ve diğer komşu ülkelere tehcir edilmesi çabalarının tamamı başarısız oldu. Allah’a hamdolsun ki Gazze halkı, mücadeleci ve haklarında kararlı, bu da iman gücünden geliyor.” ifadelerini kullandı.
İsrail’in, 1967’de Batı Şeria ve Doğu Kudüs’ün yanı sıra Sina Yarımadası’nı işgal ettiği “Altı Gün Savaşı” olarak bilinen muharebeye işaret eden Awang, “Gazze’de yaşananlar karşısında çok etkilendik. İslami direniş yaklaşık bir yıl boyunca İsrail ile karşı karşıya gelebilirken ülkeler ve hükümetler 6 günde teslim oldu.” dedi.
İsrail’in yayılması
Abdülhadi Awang, İsrail’in çatışmayı Lübnan’a belki daha sonra başka bölgelere doğru genişletme hedeflerine ilişkin ise şunları söyledi:
“Siyasi tarih okuması yaptım. Hitler’in İkinci Dünya Savaşı’ndaki (1939-1945) düşüşünün nedeni kontrol ettiği devletlerin genişlemesi ve ardından savunmalarının zayıflamasıydı. İsrail artık şu andaki alanından daha fazla büyüyemez. Eğer genişlerse çöküşünün sebebi olur.”
İsrail’in Nil’den Fırat’a kadar büyük bir devlet kurmayı hedefleyen “Siyonist” bir doktrine sahip olduğuna dikkati çeken Awang, “İsrail, ABD’nin baskısı olmaması durumunda bu politikayı ve doktrini uygulayacaktır hatta ABD ile Avrupa buna baskı yapmaktan acizdir. Ancak bu doktrinin uygulanması İsrail’in sonunun sebebi olacaktır.” görüşünü dile getirdi.
Müslüman toplumlar uyanış içinde
Müslüman toplumların bir uyanış içinde olduğunu ve tek bir saf halinde Filistin’in yanında yer aldığını ifade eden Awang, bu uyanışın, devletlerin tutumunu değiştirecek büyük bir güç olduğunu vurguladı.
Awang, direnişin İslam hukukuna bağlı olduğuna, buna karşı İsrail’in hiçbir hukuku gözetmediğine dikkati çekerek, “İslami direniş, Filistin’de, Lübnan’da, Yemen’de veya komşu ülkelerde, İsrail’e karşı cihat içtihadına ve adil İslami yönetime bağlıdır. Savaşta bile, düşmanlarımıza karşı adil olmamız emrediliyor. Direniş, askeri tesislere saldırırken, İsrail sivil yerlere saldırıyor. Onlar (İsrailliler) çocukları ve yaşlıları öldürdüler ve hastaneleri yıktılar.” diye konuştu.
ABD, Avrupa ve Latin Amerika halklarının da İsrail’in saldırılarına karşı protestolar düzenlediğini, bunun İsrail’le normalleşme sürecini bertaraf ettiğini belirten Awang, Güney Afrika’nın da İsrail’e karşı Uluslararası Adalet Divanı’nda hukuki süreç başlattığını, tüm bunların Filistin lehine yaşanan gelişmeler olduğunu kaydetti.
Asya halklarının baskısı, devletleri İsrail’i tanıma konusunda engelledi
Awang, Endonezya, Malezya ve Filipinler’de Müslüman nüfusun 400 milyon olduğunu hatırlatarak, “Bu, hükümetler üzerinde büyük bir baskıyı temsil eden çok büyük bir rakam. 1948’deki Filistin Nekbesi’nden bu yana bu kişiler, hükümetlerinin İsrail’i tanımasını engelliyor.” diyerek sözlerini tamamladı. (AA)