NATO Genel Sekreteri Türkiye’yi ikna için geliyor!
"NATO, Rusya’nın karşısında tek vücut olarak durmak istiyor ve Türkiye’den de tarafsızlığı ya da arabuluculuğu bırakmasını isteyecek. NATO’nun Türk boğazlarına ihtiyacı var!"
Geçtiğimiz hafta Biden'ın başkanlıktan giderayak Rusya’ya karşı Ukrayna’nın füze kullanılması yönündeki izniyle birlikte bu hafta önemli gelişmeler yaşandı. 19 Kasım'da Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin altı Amerikan ATACMS füzesiyle Bryansk bölgesine saldırdığını bildirdi. İki gün sonra bakanlık, hava savunma sistemlerinin İngiliz yapımı iki uzun menzilli Storm/ Shadow füzesini düşürdüğünü bildirdi. 21 Kasım'da ise Rusya Devlet Başkanı Putin, Dnipro’ya orta menzilli balistik füze saldırısı düzenlendiklerini duyurdu. Rusya Ukrayna’nın Dnipro şehrini çoklu savaş başlığı taşıyan yeni bir orta menzilli balistik füzeyle vurdu. Saldırısından sonra Putin, Ukrayna'nın Rus topraklarını hedef almak için silahlarını kullanmasına izin veren ülkelere yönelik Moskova'nın bu ülkelere ait askeri hedefleri vurma hakkına sahip olduğunu söyledi.
İngiltere’den de gelen haberler pek iç açıcı değildi. İngiltere'nin üst düzey askeri yetkililerinden birisi, Putin’in bir başka Doğu Avrupa ülkesini işgal etmesi halinde, İngiltere silahlı kuvvetlerinin Rusya ile savaşmaya hazır olacağını söyledi. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, Ukrayna'nın uzun menzilli Fransız füzelerini Rusya'ya karşı kullanabileceğini belirtti. Barrot, Fransız askerlerinin Ukrayna'da savaşa katılma olasılığına ilişkin ise "Herhangi bir seçeneği dışlamıyoruz" şeklinde konuştu.
Türkiye de meseleye duyarsız kalmadı. Dışişleri Bakanı Fidan yaptığı açıklamada; "Adam şunu söylüyor, 'Siz benim topraklarımın içerisinde benim tolere edebileceğimden daha fazla füze ve saldırı yaparsanız, benim bunu durdurmamın yolu, elimdeki araçlarla olmuyorsa, diğer bir üst aracı kullanırım'. Bunu açıktan söylüyor. Bu bir şaka değil. Karşı taraf ise 'Senin elinde nükleer silah var, sen beni nükleerle tehdit ediyorsun diye istediğin yeri işgal etmene de ben izin vermem' diyor. Oldukça sıkıntılı bir konu", dedi. Aslında bu tablo uluslararası ilişkiler üzerine çalışanlar için yabancı bir durum değil. Biz buna literatürde güvenlik ikilemi diyoruz. Kabaca tanımlamak gerekirse iki devletin birbirine bakarak, birbirini tetikleyerek sürekli silahlanması…Hakan Fidan böyle bir restleşmenin nükleer savaşı tetikleyebileceği endişesini dile getiriyor. Haklı da uluslararası güvenlik için en büyük tehdit bu tür silahlanmadır!
Fidan, Kuzey Kore'nin de Ukrayna'daki savaşa asker göndererek aktif taraf olmasıyla "küresel yaygınlaşmaya" işaret etti. "Amerika'nın baştan beri gönderdiği silahlar, Avrupa'nın gönderdiği silahlar, savaşa açıktan taraf oldukları bir durumu ortaya çıkardı," dedi.
İşin Türkçesi, Dışişleri Bakanı Fidan diyor ki ABD ve Avrupa’nın başından beri Ukrayna’ya sağladığı silah ve öteki destekler bugün Kuzey Kore’nin Rusya’ya yaptığı destekten farklı değil…
Zaten Rusya tarafından Kuzey Kore askerlerinin Rusya’da bulunmasının uluslararası hukuka uygun olduğu açıklaması geldi.(Bu konuyu ile ilgili detaylara 19 Kasım’daki Üçüncü Dünya Savaşı için düğmeye basıldı mı? başlıklı yazıma bakılabilir)
Şimdi gözler NATO’da… Ukrayna-NATO Konseyi'nin 26 Kasım'da yapılması planlanan acil toplantısının ana konusu Rus tarafının son eylemleri olacak. NATO, artık yavaş yavaş safını belli etmeye; hatta Rusya ile olası bir savaşa hazırlanmaya başladı. NATO’nun Rusya’dan sonraki en önemli gündem maddesi Türkiye nerede yer alacak meselesi. Bu sorunun cevabı önemli. NATO Türkiye’yi yanında görmek istiyor, bu nedenle NATO Genel Sekreteri Rutte, Ankara’nın tavrını görmek için Türkiye’ye geliyor. Gerekirse Türkiye’yi ikna için uğraşacak. Çantasında neler var henüz belli değil. Ama belli olan tek şey NATO, Rusya’nın karşısında tek vücut olarak durmak istiyor ve Türkiye’den de tarafsızlığı ya da arabuluculuğu bırakmasını isteyecek. NATO’nun Türk boğazlarına ihtiyacı var!
Bu haliyle, yaşananlar bize İkinci Dünya Savaşı'nda Nazi Almanya’sı ile Müttefikler arasına sıkışmış Türkiye’yi hatırlatmıyor mu? (Barış Adıbelli, CGTN Türk)
NOT: Alıntı makaleler Hürseda Haber'in yayın politikasını yansıtmayabilir.