ABD Başkanı Biden, İran masası için Robert Malley dedi…
ABD Başkanı Joe Biden, Cuma günü (dün) Robert Malley'i İran elçisi olarak atadı ve Washington'un nükleer anlaşmaya hızlı bir şekilde geri dönmesinin önündeki engellere rağmen Tahran ile masaya oturma isteğini göstermiş olduğu yorumları yapılıyor.
ABD Başkanı Joe Biden, Şahinlerin baskılarına rağmen Robert Malley’i İran özel elçisi olarak atadı, ancak bu baskılara karşı ne kadar karşı duracağı muamma…
Görevi devraldıktan sonra çalışma ekibini oluşturan Joe Biden, ABD’nin derin gücü olarak bilinen Şahinler cephesinin baskıları ile karşı karşıya. En çok da Biden’ın İran politikası ne olacak sorusu öne çıkıyordu. Biden, İran özel temsilciliğine Robert Malley’i baskılara rağmen atadı. Malley’in Obama döneminde İran’la yapılan nükleer anlaşmaları yürüten kıdemli bir diplomat.
ABD Başkanı Joe Biden, Cuma günü (dün) Robert Malley'i İran elçisi olarak atadı ve Washington'un nükleer anlaşmaya hızlı bir şekilde geri dönmesinin önündeki engellere rağmen Tahran ile masaya oturma isteğini göstermiş oldu.
Biden’dan Olumlu İşaret mi?
NIAC’ın kıdemli araştırma uzmanı Sina Toossi MEE’ye verdiği demeçte, Biden’ın kararı olumlu bulduğunu, Amerika’nın diplomasiye yeniden yönelme isteği olduğunu belirterek, “ABD dış politikası askeri olarak çok sert, ancak diplomatik olarak çok zayıf” olduğunu söyledi.
Senatör Bernie Sanders'ın dış politika Danışmanı Matt Duss, Biden'ı Malley'nin adaylığına yönelik saldırılar karşısında geri çekilmeyi reddettiği için takdir etti.
Gelişmeyle ilgili haberleri Twitter üzerinden değerlendiren Duss, bu politikayı başarılı kılmak için Robert'ten daha iyi kimse yok, bu yüzden Şahinler kararı sevmedi. Ayrıca Biden'ın bu seçimle güçlü durması ve karalama kampanyasını göz ardı etmesi çok iyi.”dedi,
Orta Doğu Enstitüsü'nün kıdemli bir üyesi olan Khaled Elgindy de duyuruyu övdü ve adaylığı "harika haber" olarak nitelendirdi.
Elgindy, Twitter'da yaptığı açıklamada," [Malley], geniş bilgi birikimine ve empatik bir eğilime sahip, Oldukça yetenekli ve düşünceli bir müzakerecidir - kelimenin tam anlamıyla önceki yönetimin Orta Doğu Palyaço ekibinin her üyesinin kutupsal zıttı." Dedi.
Malley Karşıtı Cephenin Rahatsızlığı İran
Siyonist lobiye olan bağlılığıyla tanınan ve Şahinler cephesinin etkili isimlerinden olan Senatör Tom Cotton, Malley'e karşı sert eleştirilerde bulunarak, onu İran hükümetine sempati duymakla ve "İsrail'e karşı sabotaj” yapmakla suçladı.
Yeni görevinde İran ile iletişim kanallarını yeniden kurmaya yardımcı olabilecek Malley, Senato onayına ihtiyaç duymuyor. Ancak lobilerin baskısına karşı ne kadar direneceği zaman gösterecek.
Biden ve üst düzey yardımcıları, İran'ın anlaşmaya tam olarak uyması durumunda nükleer anlaşmaya uymayı planladıklarını, daha sonra Tahran ile "daha uzun ve daha güçlü" bir anlaşma için müzakere başlatmak için Paktı kullandıklarını söyledi.
Kapsamlı Ortak Eylem Planı (JCPOA) olarak bilinen çok taraflı anlaşma, İran'ın ekonomisine karşı yaptırımların kaldırılması karşılığında nükleer programını sınırlandırdı.
Eski ABD Başkanı Donald Trump, Washington'u 2018'teki pakttan çıkardı ve Tahran'a karşı "Maksimum Baskı" yaptırım kampanyası başlattı.
Buna karşılık Tahran, uranyum zenginleştirmesini anlaşma öncesi seviyelere çıkararak, bir anlamda ABD’nin tek taraflı ve maksatlı kararına meydan okuyarak anlaşma kapsamındaki taahhütlerinin bir kısmını gevşetti ve uranyum zenginleştirmeyi bir üst düzeye çıkardı.
İran Parlamentosu da, ABD yaptırımlarının Şubat ayı sonuna kadar kaldırılmaması durumunda BM müfettişlerinin ülkenin nükleer tesislerine girişlerini kısıtlayan bir yasa da çıkardı. Yani, “yaptırımlara boyun eğmeyeceğiz” diyor.
İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, ABD yeni yönetimini yaptırımları "koşulsuz olarak" ortadan kaldırmaya çağırdı.
Ancak ABD yönetimi ilk adımın İran tarafından atılmasını bekliyor. Aslında ABD politikalarında bir değişiklik yok, 5+1 üyelerinin tutumu karşısında çıkış yolu arayan ABD, sadece masaya yeniden oturmak için İran’dan taviz koparmayı amaçlıyor.
Cuma günü erken saatlerde basının karşısına çıkan Psaki, anlaşmaya olası geri dönüşle ilgili bir soruya yanıt vermek için önündeki notlara ve metne bağlı kalarak cevaplamak zorunda kaldı.
Psaki,"Biden, takip diplomasisi yoluyla ABD'nin bu nükleer kısıtlamaları uzatmaya, güçlendirmeye, İran'ın balistik füze programı ve bölgesel faaliyeti de dahil olmak üzere diğer endişe verici konuları ele almaya çalışması gerektiğine inanıyor. Ama yine de, İran anlaşma kapsamında önemli nükleer kısıtlamalara uyum devam etmelidir." Dedi.
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Biden yönetiminin İran İslam Cumhuriyeti'nin balistik füzelerini ve "terörizmin sponsorluğu" olarak adlandırdığı şey de dahil olmak üzere İran'la daha geniş konuları ele almak istediğini söyledi, ancak Tahran'ın nükleer programını kısıtlama şartını önceledi.
NIAC'dan uzman Toossi, İran'ın son yıllarda karşılaştığı haksızlıkları, ABD'nin JCPOA'dan ayrılması, üst düzey İranlı General Kasım Süleymani ve nükleer bilim adamı Mohsen Fakhrizadeh'in öldürülmesi de dahil olmak üzere bir çok konuyu göz önünde bulunduran İran’ın JCPOA'yı yeniden canlandırmaya yönelik ilk adımı atmasını zorlaştırdığını, ayrıca anlaşmayı bozanın Tahran değil, Washington olduğunu söyledi.
Toparlayacak olursak ABD’nin İran yol haritası oldukça karmaşık görülse de, asıl etkinliği sahada görülecektir. Siyonist lobi ve ABD’nin derin yapılanması Şahinler bütün yolları deneyecektir. Her ne kadar Biden ılımlı adımlar atıyor gibi görünse de, ABD’nin emperyalist politikaları öncelikleri arasında olacaktır. Nitekim Biden Amerika’nın 40 yıllık memurudur ve en kirli politikalarında imzası vardır. İran yönetimi bütün bunların farkında ve ona göre de birkaç sıcak mesaja tav olmuyor.
İran’ın önünde bir cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Şimdilik bu seçimlere odaklanmış gibi görünse de, devlet olarak ABD’de atılan her adımı ivedilikle değerlendiriyor.
İran’ın barışçıl politikası her zaman İsrail’in provakatif girişimiyle sekteye uğratılmasına rağmen, ABD’nin hala İran’dan “yapıcı adım” atmasını beklemesi ise ayrı bir sorun olarak karşımızda duruyor.
Bütün bunları zaman gösterecek, ancak İran’ın kararlı politikaları ABD’yi masaya getirmeyi zorluyor gibi görünüyor. (Hürseda Haber)