Saad El Hariri'nin dış ziyaretleri ne anlama geliyor?
Lübnan'da kabineyi kurmakla görevli olan başbakan Saad El Hariri, 17 Şubat günü Doha'ya gitti ve Katar dışişleri bakanı Muhammed bin Abdürrahman ile görüştü.
Saad El Hariri'nin dış ziyaretleri Aralık 2020'den itibaren başlamıştı. Saad Hariri ilk başta Aralık 2020'de BAE'ne ziyarette bulunmuştu. Ardından Ocak 2021'de Türkiye'ye ve sonrasında da Şubat ayında Mısır ve Katar'a ziyarette bulundu. Saad El Hariri, Lübnan siyasal sisteminde hala resmi bir şahsiyet olmamasına rağmen bu ziyaretleri yapmaktadır. Aslında Saad El Hariri, Lübnan Parlamentosundan güvenoyu almasına rağmen hala yeni kabineyi kuramamasından dolayı bu ülkenin resmi başbakanı sayılmamaktadır.
Görünen o ki bu dış ziyaretlerin en önemli hedefi Lübnan'da kabineyi kurma doğrultusundadır. Seyyid Hasan Nasrullah da Salı akşamki Şehit Günü dolayısı ile yaptığı konuşmasında bu hususa değinip kabinenin hala oluşturulmamasını eleştirdi. Lübnan Hizbullah Hareketi genel sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah konuşmasında Lübnan'da kabinenin kurulması sürecinin dış bir mesele haline getirilmeye çalışılmasını eleştirdi ve bunun Lübnan siyasi meseleleri karıştıracağını daha da karmaşık hale getireceğini ve aslında savaşa davetiye çıkarmak olduğunu belirtti. Seyyid Hasan Nasrullah bu hususta şöyle bir vurguda da bulundu:" Bizce, bu fikir, bir grubun yabancıların yardımı ile diğerlerinin karşısında gövde gösterisi yapmak istediği içindir. Bu süreç, yeni işgalciliğe davetiye çıkarmak anlamına gelip ülkenin egemenliğine ters düşmektedir. "
El Hariri, Ekim 2020'de Lübnan'ın yeni kabinesini kurmakla görevlendirildi ancak dört ay geçtiği bir sırada, ilerleme kaydetmemesinin yanı sıra, kabineyi oluşturma sürecinin çok daha uzun süreceği vizyonunu da çizmeye başladı. Lübnan'ın Gelecek Hareketi'nin başkanı, kabine oluşturmak için Arap ülkelerinden ve Türkiye'den yardım istiyor. Bu yardım bir yandan bu ülkelerin Lübnan Cumhurbaşkanı Michel Aoun ile görüşmek veya diğer yandan Saad El Hariri'nin Lübnan'daki imajının ve konumunun güçlendirilmesi için mali yardımlar alması çerçevesinde olabilir.
Bu bağlamda haber kaynakları, Katar'ın, Doha'da Lübnanlı gruplar arasında arabuluculuk yapmak istediğini bildirdi. Katar, Lübnan'daki anlaşmazlıklar ve hatta ihtilaflar tırmandırdıktan sonra 2008'de Lübnanlı gruplar arasında arabuluculuk yaptı. Ancak Lübnan'daki kabine oluşumunun uluslararası bir mesele haline getirilmeye çalışılması, El Hariri ve destekçileri için bir başarı kazandırmayacaktır.
Bunun nedeni Lübnan kabinesinin kurulamamasının önündeki en büyük engelin iç anlaşmazlıklar olmasıdır. Özellikle Suudi Arabistan ve BAE gibi ülkelerden dış müdahaleler yapılsa da Lübnan içinden yayınlanan haber ve bilgiler, iki fikrin karşı karşıya gelmesinin Lübnan kabinesinin kurulamamasının ana nedeni olduğunu gösteriyor.
Saad al-Hariri'nin bazı yabancı aktörlerin desteğiyle ortaya koyduğu bu fikir, teknokratik ve partiler arası bir kabine oluşumu çerçevesindedir. Lübnan'daki güç kotası sisteminin ülkenin zorluklarının ve sorunlarının önündeki en büyük engel olduğuna inanılıyor. Buna karşılık, Lübnan Cumhurbaşkanı Michel Aoun ve Hizbullah tarafından öne sürülen bir başka görüş, ülkede teknokratik, partiler arası bir hükümetin kurulmasına karşı çıkıyor. Bu karşı çıkmanın temel nedeni, bir yandan teknokratik bir hükümet kurulmasının, başbakanlık görevini Sünnilere verme yükümlülüğü ile bağdaşmazken, diğer yandan teknokratik hükümetin Lübnan iktidar yapısı ile bağdaşmamasıdır.
Bu arada, teknokratik bir hükümetin kurulmasına karşı çıkan bir başka faktör de Lübnanlı şahsiyet ve gruplara duyulan güvensizlik. Direniş Koalisyonu, teknokratik hükümetin üzerine yapılan ısrarın, Suudi Arabistan, BAE, İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri tarafından takip edilen Lübnan güç yapısındaki direniş konumunu ortadan kaldırma veya azaltma planı olduğuna inanıyor. Buna göre, Michel Aoun ve Hizbullah ve müttefikleri, teknokratik bir hükümet karşısında ulusal birlik hükümetinin kurulmasını vurguluyorlar. Direnişe Vefakarlık Fraksiyonu başkanı Muhammed Raad, tek çözümün Taif anlaşma sürecine dayalı bir ulusal birlik hükümeti kurmak olduğunu, aksi takdirde ülkenin geçici bir hükümetin gölgesinde kalacağını söyledi.
Bu durum göz önüne alındığında, El Hariri'nin yurtdışı ziyaretlerinin ve kabinenin uluslararası mesele haline getirilmesinin Lübnan'daki bu siyasi çıkmaza son veremeyeceği de kesin bir dille söylenebilir. (Ajanslar)