Arnavutluk polisi münafıklar karargahının kontrolünü ele geçirdi
Arnavutluk'un Tiran'daki Eşref 3 karargahında Halkın Münafıklarına yönelik artan denetiminin ardından, ülke polisi bu karargahı kontrol etmek için yeni kısıtlamalar getirdi. Buna göre polisin izni olmadan kampa giriş çıkışlar yasaklandı.
Arnavutluk hükümeti, şu anda Fransa'da bulunan bu terör örgütü lideri Meryem Recevi'nin ülkeye girişini yasakladı.
Arnavutluk Başbakanı Edi Rama da bir ay önce Alman kanalı "Spiegel" ile yaptığı röportajda, bu ikiyüzlü terör örgütünün Arnavutluk'u İran'a karşı savaşmak için kullanamayacağını söyledi.
Edi Rama şunları söyledi: Arnavutluk, İran'la savaşa girme niyetinde değil ve misafirperverliğimizi suistimal eden hiç kimseyi kabul etmeyecek.
Özellikle bu ülkenin çevik kuvvet polisinin bu yıl Haziran ayında Eşref 3'e düzenlediği baskının ardından Arnavutluk hükümetinin, terör örgütü Halkın Münafıkları üzerindeki baskıları, aşağılanmaya ve baskıya maruz kaldıklarını iddia eden bu tarikat mensupları arasında bir protesto ve eleştiri dalgasına neden oldu.
Bu yıl Haziran ayında polis Eşref Kampı 3'teki Halkın Münafıkları örgütünün siber suçları işledikleri bürosunun bulunduğu yere giderek çok sayıda bilgisayarlarına, hard disklerine ve sunucularına el koydu. Bu sunucuların, bu grubun İran içindeki bağlantıları hakkında önemli bilgiler içerdiği söyleniyor
Meryem Recevi ve Mesud Recevi (hayatta olduğuna dair çelişkili haberler var) dahil olmak üzere Halkın Münafıkları terör örgütü liderleri son olaylarla ilgili sessiz kaldılar. Bu konu örgüt üyeleri üzerindeki iç baskıyı artırdı ve birçoğu Eşref kampından ayrılmak istedi.
Halkın Münafıkları örgütü liderleri bu insanlara ülkeden ayrıldıktan sonra eğer İslam Cumhuriyeti'ne muhalefetlerini sürdürmeye devam ederlerse Mehsa Emini'nin ölüm yıldönümünden itibaren geçen yılki olayları ve sonrasında meydana gelen gelişmeleri araştıracaklarına dair söz verdi.
Eşref 3'te şüpheli ölümler silsilesi
Geçtiğimiz günlerde Eşref 3'teki Halkın Münafıkları örgütünün bazı üyelerinin şüpheli bir şekilde öldüğüne dair haberler geldi. Aralarında bu grubun eski üyelerinden İsmail Alipur Abidi de bulunuyor.
1950 yılında Lahican'da doğan Alipur, AmerikaBirleşik Devletlerinde elektrik mühendisliği bölümünde okudu ve buradan mezun oldu. 1987'de Kutsal Savunma savaşı ortasında Halkın Münafıkları örgütüne katıldı.
Bazı kaynaklara göre, Alipur'un ölüm sebebi, Halkın Münafıkları örgütünün lider kadrosunun, Arnavut polisinin son saldırısından sonra Alipur'un örgütten ayrılmasından ve Halkın Münafıkları terör Örgütü’nü açıkça eleştiren gruba katılmasından korkması oldu.
Bu konu örgüt liderlerinin, Halkın Münafıkları örgütünün durumuna yönelik eleştirileri sebebiyle, Alipur'un hastalığına ve şiddetli diyaliz problemine rağmen örgütten ayrılma iznini iptal etmesine yol açmış ve Tiran Hastanesi'ndeki sağlık takibi engellemiştir.
Halkın Münafıkları terör örgütünün Alipur'a olan desteğini kesmesi ve sağlık hizmetlerine ulaşmasını engellemesi içerideki protestoları yoğunlaştırdı. Alipur Amerika dönüp tedavi sürecini geçirmek için pasaportunun teslim edilmesini istedi. Ancak kendisine bu iznin verilmemesi bu yıl 3 Ağustos'ta onun ölümüne yol açtı.
İsmail Alipur Abedi Sözde Ulusal Kurtuluş Ordusu'nun komutanlarından biri olarak Aftab, Chelcheragh ve Forough Javidan (Mürsad) operasyonlarına katılmıştı ve Kutsal Savunma yıllarında Baas rejiminin zindanlarında İranlı tutsaklara işkence ve sorgu yapılmasında etkin olan örgüt isimlerinden biriydi.
Ayrıca Arnavut polisinin geçtiğimiz günlerde Eşref 3 karargahına düzenlediği saldırıda, bu örgütün Ali Müsteşari lakabıyla bilinen ve eski üyelerinden olan Abdulvahab Faraci de öldürüldü. Bazıları, bu kişinin örgütün kendisi tarafından (örgüt içi sorunlar nedeniyle) öldürüldüğüne inanıyor.
Faraci, Şehit Hassan Ayet suikastının ana faillerinden biriydi. (Tesnim)