Siyonist medya: Ensarullah ikilemi İsrail’in kafasını karıştırıyor
Jerusalem Post: "Ensarullah kırılması zor bir ceviz. Dengeyi değiştiren kilit faktöre (Ensarullah'a) destek ise İran'dan geliyor ve o nedenle de Ensarullah'ın saldırganlığını engellemenin en etkili yolu da Tahran'daki hükümete karşı doğrudan harekete geçmek."
Jerusalem Post'un bildirdiğine göre, Yemen'de Ensarullah ile karşı karşıya gelmek hem İsrail hem de ABD için benzersiz zorluklar teşkil ediyor ve Ensarullah şu anda insansız hava araçları ve balistik füzelerle İsrail'e saldırmak üzere programlanmış durumda.
İsrailli gazetede yer alan Ferhad Rızai imzalı ‘’İsrail Husileri zayıflatmak için İran'la karşı karşıya gelmeli’’ başlıklı görüş yazısı, ‘’Husilerin yenilmezliğinin nedenlerini araştırarak’’ Ensarullah’ı ‘kırılması zor bir ceviz olarak niteledi; Ensarullah’ın gücünün ‘’hem maddi destek hem de stratejik rehberlik sunan İslam Cumhuriyeti'nin sağladığı sponsorluk, silahlanma ve eğitimden kaynaklandığını’’ iddia etti:
‘’Husilerin saldırganlığını sona erdirecek etkili bir strateji sadece Husilere karşı doğrudan önlemleri değil aynı zamanda İran'a karşı önlemleri de içermelidir. Tahran'daki rejime dokunulmadığı sürece, Husilerin küresel ticaret ve güvenliği tehdit etme kapasitesini desteklemeye ve onları insansız hava araçları ve balistik füzelerle İsrail şehirlerini hedef almaya yönlendirmeye devam edecektir.’’
Jerusalem Post, Ensarullah konusunda ''dengeyi değiştiren kilit faktörün İslam Cumhuriyeti'nin desteği olduğunu'' ve ''Ensarullah'ın saldırganlığını engellemenin en etkili yolunun Tahran'daki rejime karşı doğrudan harekete geçmek olduğunu'' öne sürdü.
Yılın ilk günü, Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü'nde yayımlanan Danny Citrinowicz tarafından yazılan ‘‘Ensarullah Sorununun Çözümü İran'da Değil’’ başlıklı makale, İran Araştırmaları Uzmanı Ferhat Rızai'nin yazısıyla, Ensarullah'ın ''caydırılmasının imkansıza yakın olduğu'' hususunda uyuşsa da Ensarullah'ın İran'ı hedef alarak durdurulabileceği senaryosu konusunda ayrılıyorlar.
İsrailli Danny Citrinowicz, Direniş Ekseni aktörlerinin İran ile olan ilişkilerinde bir tür ‘’patron-müşteri’’ ilişkisi olmadığını anlamış, General Kasım Süleymani’nin mirası olan Direniş Ekseni’nin ideolojik-inanç temelli yapısına -Batılı istihbarat örgütlerinin de kabul ettiği üzere- amansız baskılar ve askeri müdahaleler ile bile hiçbir şey yapılamayacağı bilincine yaklaşmış görünüyor.
‘’Tansiyon: İslam İnkılabı Devrim Muhafızları ve Bölgesel Çalışmalar’’ adlı kitabın yazarı Nadir Eskevi’nin de ifade ettiği gibi:
‘’İran’ın bölgede yaratıp desteklediği hareketlerle irtibatı, ortaklık ilişkisi şeklindedir, askeri ilişki değil.’’
İran'ın müttefiki olan Ensarullah, ‘’bölgesel istikrarı ve küresel deniz güvenliğini tehdit etmek için’’ gelişmiş silahlardan ve Tahran'ın stratejik desteğinden yararlanarak İsrail'e ve küresel ticaret yollarına yönelik saldırılarını yoğunlaştırıyor.
Yemen'in “kapalı bölge” statüsü Gazze, Lübnan ya da Suriye'dekinin aksine erişimi ciddi şekilde kısıtlıyor ve istihbarat toplamayı son derece zorlaştırıyor.
Dahası, Ensarullah'ın yerel topluluklarla derinlemesine bütünleşmesi ve insan istihbarat ağlarını sofistike bir şekilde kullanmaları, doğru ve eyleme geçirilebilir istihbarat elde etme çabalarını zorlaştırıyor.
Ayrıca Lübnan, Suriye veya Gazze'den farklı olarak Yemen'in engebeli ve dağlık arazisi Ensarullah'a askeri operasyonları zorlaştıran ve konvansiyonel savaş taktiklerinin etkinliğini azaltan doğal tahkimatlar sağlıyor.
Bu coğrafi avantaj Ensarullah'ın yıllarca süren hava bombardımanına ve Suudi liderliğindeki koalisyon tarafından desteklenen güçlerin birçok cephede gerçekleştirdiği saldırılara dayanmasını sağladı.
Silahları, güçleri, havadan ve uydudan aralıksız takip edilmelerine rağmen bu müdahaleler onları önemli ölçüde zayıflatmadı.
Aksine Ensarullah, ülkenin büyük bir bölümü üzerindeki kontrollerini pekiştirdiler.
ABD öncülüğündeki koalisyon Yemen’e ikinci kez mağlup oldu
İsrailli gazete Siyonist rejimin, Ensarullah'ın ''artan füze ve insansız hava aracı saldırılarıyla karşı karşıya olduğunu ve büyük ölçüde İran'ın sponsorluğu, silahlandırması ve eğitimi sayesinde caydırılamadıklarını'' iddia etti.
Jerusalem Post’un ifadelerine göre, geçtiğimiz yıl boyunca, Ensarullah Kızıldeniz'i Aden Körfezi ve Hint Okyanusu'na bağlayan hayati bir tıkanma noktası olan Babülmendep boğazındaki deniz trafiğine karşı ‘yıkıcı bir kampanya’ yürüttüler.
Bu saldırganlık Süveyş Kanalı üzerinden mal akışını tehlikeye atarak birçok nakliye şirketinin bölgedeki operasyonlarını askıya almasına neden oldu.
Ensarullah 40'tan fazla ticari gemiyi hedef aldı ve diğerlerini Ümit Burnu çevresindeki daha uzun ve daha pahalı yollardan yeniden rota belirlemeye zorladı.
ABD öncülüğündeki çok uluslu koalisyon bu tehdide karşı Refah Muhafızı Operasyonu'nu başlatmış olsa da operasyon Ensarullah saldırılarını durdurmayı başaramadı.
Benzer şekilde Ensarullah da İsrail'e en az 200 füze ve 170 insansız hava aracı fırlattı.
İsrail de buna karşılık olarak karşı saldırganlık saldırıları gerçekleştirdi ancak, yine de Ensarullah yılmadı.
Direniş Ekseni bileşenleri birleşik bir ordu gibi hareket ediyor
İran'ın Ensarullah'ı Direniş Eksenine dahil ettiği 2014 yılından bu yana İslam Devrim Muhafızları Ensarullah'a silah, eğitim ve stratejik askeri destek sağladı.
Bu da Ensarullah'ı ''yerel bir isyancı gruptan gelişmiş savaş yürütebilen bir orduya'' dönüştürdü.
Bu destek gemisavar füzeler, radar sistemleri, mayınlar ve patlayıcı insansız hava aracı botları içererek Ensarullah'ın deniz taşımacılığını aksatmasına ve Babülmendep Boğazı'nı tehdit etmesine olanak sağladı.
Buna ek olarak İran, daha fazla askeri yardım ulaştırmak için Mahan Air aracılığıyla bir “hava köprüsü” de dahil olmak üzere hava ve deniz tedarik zincirleri kurdu.
İran'ın kapsamlı desteğine dayanan Devrim Muhafızları Ensarullah'a gemisavar balistik füze ve kısa-orta menzilli balistik ve seyir füzeleri de dahil olmak üzere bir dizi gelişmiş silah sağladı.
Bunlar arasında yaklaşık 1.450 km menzile sahip Hayber Şiken balistik füzesi (“Hatam” veya “Filistin-2” olarak yeniden adlandırıldı) de bulunuyor.
Ayrıca Devrim Muhafızları Ensarullah'a koalisyon füze savunma sistemlerine intihar saldırıları için Kasef-1 İHA (genellikle “kamikaze” İHA olarak adlandırılır) dahil olmak üzere çeşitli insansız hava araçları sağladı.
Direniş Ekseni’nin öncüsü İran, ayrıca radar tesisleri ve Patriot füze bataryaları gibi yüksek değerli hedefleri vurmak için yüksek patlayıcı başlıklarla donatılmış Vaid-2 (IRGC'nin Şahit 136) ve Ebabil İHA'larını konuşlandırıyor.
Devrim Muhafızları, donanma yeteneklerini güçlendirmek için Ensarullah'a patlayıcı yüklü insansız, uzaktan kumandalı botların yanı sıra deniz mayınları ve gemisavar veya insan tarafından taşınabilir füzeler tedarik etti.
Bu varlıklar Ensarullah'ın bölgedeki sivil limanlar ve enerji altyapısı da dahil olmak üzere kara ve deniz hedeflerine yönelik saldırılar gerçekleştirmesini sağladı.
Ensarullah tarafından Eylül ve Aralık aylarında İsrail'e karşı kullanılan ve “Hatam” ya da “Filistin-2” olarak adlandırılan füzelerin, DMO'nun 2022'de tanıttığı Hayber Şiken füzesinin bir türevi olan Fettah'a çok benzediği dikkat çekiyor.
Devrim Muhafızları'nın kapsamlı desteğini genişleten çok sayıda kaynak, Ensarullah'ın İran'da eğitim aldığını ve İran akademilerinde ileri denizcilik eğitimi aldıklarını belirtiyor.
Haberler, 200 kadar Ensarullah savaşçısının İran'ın Zibakenar'daki Hamenei Deniz Bilimleri ve Teknoloji Akademisi'nde eğitildiğini ve Yemen'deki deniz operasyonel becerilerini önemli ölçüde geliştirdiklerini öne sürüyor.
Bu eğitim programları Ensarullah'ın hem askeri hem de sivil hedeflere karşı füze ve insansız hava aracı saldırıları da dahil olmak üzere sofistike askeri operasyonlar yürütmesini sağladı.
DMO ayrıca Yemen'deki müttefikine kritik istihbarat, gözetleme, hedef edinme ve keşif (ISTAR) verileri sağlayarak Ensarullah'ı destekliyor. (YDH)