Güneyliler dönerken, işgalci yerleşimcilerin dönüşü hala hayal
Lübnan'daki çatışmanın sona ermesinden iki ay sonra bile, işgal altındaki Filistin'deki kuzeyli yerleşimcilerin ülkelerine geri dönüşü zorlu bir çaba olmaya aday.
Union Center for Research and Development tarafından yapılan bir araştırmaya göre, yerinden edilmiş yerleşimcilerin geri dönüşü, İsrail rejimi tarihinde benzeri görülmemiş bir yerinden edilme sürecine tanıklık eden bir savaşın ardından, kuzeyli yerleşimcinin güvenini yeniden kazanmak ve onu geri dönmenin faydaları konusunda ikna etmek için İsrail güvenlik ve siyasi liderliğinin büyük bir çaba göstermesini gerektirecek.
Araştırma, işgal altındaki kuzey topraklarında yaşanan yerinden edilme krizinin çeşitli yönlerini inceliyor ve özellikle kuzeyli yerleşimcilerin devletin ve sınırlarının hayati savunucuları olarak gerekliliğini vurguluyor.
Yerleşimciler ile rejim arasındaki ilişki, hem savaş deneyimlerinden hem de tarihsel şikayetlerden kaynaklanan güvensizlikle dolu.
Çalışmanın yazarları, krizi çözmek ve bu yerleşimcilerin geri dönüşünü kolaylaştırmak için zorlu bir vizyon öneriyor.
İşgal altındaki topraklarda diğer bölgelere sunulan destekle karşılaştırıldığında İsrail rejimi tarafından sağlanan destekte keskin bir eşitsizlik algılayan Celile sakinleri tarafından hissedilen yaygın adaletsizlik duygusunun altını çiziyorlar.
Bu rapor aynı zamanda kuzeydeki yerleşimciler arasında yetersiz kamu hizmetlerine atfedilen aşağılık duygusuna da değiniyor.
Bu konuyu açıklamak için çalışma, hükümetin Koruyucu Hat Operasyonu'ndan sonra güney yerleşimlerindeki yerinden edilme krizine verdiği tepkiyle kuzeydeki durumu ele alışını karşılaştırıyor.
Rejim, 7 Ekim'in ardından Gazze'deki yerleşimlere yardım etmek üzere hızlı bir şekilde bir komite kurarak bu yerleşimlerin ihtiyaçlarını karşılama konusundaki kararlılığını ortaya koyarken, ateşkesten sonra bile henüz özel bir takip komitesi görmemiş olan kuzeydeki yerleşimciler için benzer bir desteğin olmaması tam bir tezat oluşturuyor.
Yerleşimcilerin kuzeye dönme koşulları
Araştırma, 13 binden fazla kuzeyli yerleşimcinin otellerde ve devlet tarafından finanse edilen diğer konaklama yerlerinde kaldığını, yaklaşık 50 binin ise sığındıkları topluluklara entegre olduğunu gösteriyor.
Bu da savaşın sona ermesinden yaklaşık iki ay sonra kuzeye dönmemeyi tercih eden yerleşimcilerin toplam sayısını 63 bin 935'e çıkarıyor.
Yerlerinden edilen bu kişiler, geri dönüşleri için kapsamlı bir koşullar listesi oluşturdular ve bu da tartışmaları eyleme dönüştürmenin zor olduğu İsrail rejimi için önemli zorluklar yaratıyor.
Temel güvenlik talepleri arasında güney Lübnan'da bir tampon bölge oluşturulması, güvenli geri dönüşü sağlamak için stratejik askeri noktalar oluşturulması ve Lübnan tarafından gelebilecek ateşkes ihlallerine yönelik tedbirlerin uygulanması yer alıyor.
Ayrıca, mevcut güvenlik açıklarının kapatılması ve gelişmiş koruyucu barınakların inşa edilmesi isteniyor.
Sosyo-ekonomik açıdan ise yerleşimciler, tarım ve sanayiye öncelik veren sağlam bir kalkınma planı, etkilenenlere acil mali yardım ve sağlık sektöründe iyileştirmeler yapılması çağrısında bulunuyor.
Ayrıca gençler için istihdam olanakları yaratacak girişimlere, yatırımların arttırılmasına ve Celile bölgesinin yeniden iskânını amaçlayan bir demografik stratejiye ihtiyaç olduğunu vurguluyorlar.
İsrail’in strateji eksikliği
Araştırma, kuzey bölgesinin çatışma sırasında önemli yapısal dönüşümler geçirdiğini ve bunun da uzun süreli etkileri olan stratejik zorluklara yol açtığını vurguluyor.
Özellikle, kuzeyin kimliği müstahkem bir savunma hattı ve Siyonist yerleşimin kalesi olmaktan çıkıp bir eğlence bölgesi ve aileler için geçici bir dinlence yeri haline geliyor.
Bu geçiş, özellikle yerel sakinlere vaat edilen önemli hibe ve fonlar ışığında, devlet bütçesi üzerinde ekonomik bir baskı yaratabilir.
Buna ek olarak, uyanık bir savunma stratejisinin bir parçası olarak kuzeyde sürekli bir varlığa duyulan ihtiyaç nedeniyle ordu artan bir baskıyla karşı karşıya kalabilir.
Ayrıca, bölge sakinlerinin Lübnan sınırına yakın bölgelere dönmeye direnmesi, sınırı Hizbullah'a karşı savunmasız bırakabilir ve savunmayı zayıflatan coğrafi güvenlik boşlukları yaratabilir.
Çalışma, kuzey yerleşimlerinin yeniden nüfuslanmasının İsrail'in ulusal ve dış güvenliği için hayati önem taşıdığını vurguluyor.
Kuzeydeki nüfusun uzun vadede azalması, gelecekteki çatışmalarda kuzey sınırının açığa çıkması ve genç nüfusun kaybedilmesinin ekonomik sonuçları gibi vahim sonuçlar doğurabilir.
Araştırma ayrıca savaşın kuzey sakinleri arasında hassasiyetleri artırdığını ve artık kişisel güvenliğe daha geniş ulusal çıkarlardan daha fazla öncelik verdiklerini belirtiyor.
Şu anda İsrail rejimi bu karmaşık meseleyi ele alacak kesin bir stratejiden yoksun. (YDH)