Türkiye “Küçük Amerika” olamadı ama ABD Türkiye’nin irisine dönüşüyor
1950’de Cumhuriyetin ilk çok partili seçiminde iktidara geldiğindeki hedeflerinden biriydi Türkiye’yi “Küçük Amerika” yapmak. “Her mahalleden bir milyoner” çıkacak, ABD’nin yaşadığı zenginliklere Rusya’daki -o zamanki- komünist rejimle mücadelesine katılarak biz de erişecektik. Tıpkı şimdi Donald Trump’ın Meksika Körfezinin adını Amerika Körfezi ilan etmesi gibi Türkiye’deki turistik lokantalarda kırk yıllık Rus salatasının ismi silinip Amerikan salatası yapıldı.
Amerikan salatası ismi tutmadı.
Türkiye de “küçük Amerika” olamadı.
Ama ABD “battal boy” bir Türkiye’ye dönüşüyor.
Aslında Trump’tan önce başladı ama şimdi tescilleniyor.
Dünyanın yeni ve acı gerçeği
Dünyanın en büyük ekonomik ve askeri gücü, kapitalist “birinci” dünyanın lideri ABD, siyasi ve hukuki olarak dünyaya acı bir örnek olacak gerilemenin içinde.
Trump’ın ilk döneminde atadığı yüksek yargıçlar şimdi onun aleyhinde açılan davaların düşmesini sağlıyor.
Süper demokrat Biden, yolsuzluktan yargılanan oğlu dahil ve henüz soruşturma açılmamış “yakın çevresi” dahil çok sayıda kişiye peşinen Başkanlık affı çıkarıyor, bir yandan etkisi altındaki dünyaya “kayırmacılık” parmağını sallarken.
Kimsenin inanmadığı “Savaşları bitirme” sözü veren Trump, aynı konuşmada Panama Kanalını gerekirse asker zoruyla alma vaadinde bulunuyor.
Gelelim bunun dünyada nasıl karşılandığına.
ABD’deki havayı daha önce yemin törenine katılan Mehmet Ali Yalçındağ’ın izlenimiyle, “İlk dönemde Trump’a oy verdiğini saklayanlar, şimdi gururla söylüyor” diye aktarmıştım.
Uluslararası hava için Davos’a uzanalım.
Davos, Davos olalı…
Her yıl Davos’ta toplanan Dünya Ekonomik Forumuna bu yıl Türkiye’den resmi katılım olmadı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Gazze Katili İsrail’in Cumhurbaşkanı Yitzak Herzog’un katılımını protesto ediyor. Gerçi Suriye’deki HTŞ yönetiminin Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani
Davos’a katıldı ama bizim hükümetten kimse katılmayınca, zamanında Davos’ta özel oturumlar, davetler düzenleyen Türk patronlar da katılmadı, CEO’lar, CFO’lar katıldı.
Dünyanın süper patronları da Davos’ta değil, kendilerini Trump’ın yemin töreninde göstermek için Vaşington’daydı.
Alında yeni dünya düzensizliğinde Davos türü toplantıların eski önemi de tartışılır halde, ama konumuz o değil şimdi.
Trump da Davos’a video konferansla katıldı. “Yeniden Büyük Amerika” sloganını Avrupalılara kendi üslubunca anlattı.
Davos’u izleyen gazeteci arkadaşımız Afşin Yurdakul’un aktaracağım izlenimleri, insana “Davos, Davos olalı…” dedirtiyor gerçekten.
Amerika, Avrupa, Rusya, Türkiye
Afşin Yurdakul’un izlenimleriyle durum şöyle olmuş.
Trump’ın arkasından saydıran Avrupalı ekabir, video mesajına canlı bir alkış koparmış. Oysa Trump 2018’de, ABD Başkanıyken Davos’a gittiği de Avrupa ekabiri onu protesto etmişti; bu defa ili kez davet etmişler, ne olur kendiniz gelin diye. İlkeler Avrupa’sı söylemi de buraya kadar demek ki.
Trump sorular da almış iş dünyasından ama tesadüfe bakın ki soru aldığı kişiler zaten Trump’a yakınlığıyla bilinen kişilermiş.
Davos açılış konuşmasında Trump’a “Bizi hasım görme” mesajı veren Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’e “siz de bize iyi davranın” mesajı vermiş.
Suudi Arabistan’ın ABD’ye 600 milyar dolar yatıracağını açıklayıp 1 trilyon isterken salon kahkahayı koparmış.
Bir gün önce aynı salonda BM Genel Sekreteri Antonio Guterres İsrail’in her an Batı Şeria’yı işgal ve ilhak etme tehlikesi olduğunu söylüyordu ki liberal demokrasinin bayraktarı Avrupa medyasının buna ayıracak zamanı yoktu. Öyle ya, Filistin’in yok edileceğini söylemek de bir nevi anti-Semitizm sayılabilir, başlarını belaya sokabilirdi.
Amerika güdümüne daha açık bir Avrupa’ya doğru gidiyoruz.
Endişe içinde Trump’ın Rusya lideri Vladimir Putin’le Ukrayna üzerine ne konuşacaklarıma bakıyorlar bir yandan.
Bakalım Türkiye’nin Amerika falı da ne çıkacak bu ortamda. (yetkinreport)
NOT: Alıntı makaleler Hürseda Haber'in yayın politikasını yansıtmayabilir.