Başbakan yardımcılarının görev dağılımı
65. Hükümet'in ilk Bakanlar Kurulu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe'de toplandı. Toplantı sonrası Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Başbakan yardımcılarının görev dağılımını açıkladı.
Basın açıklaması yaparak gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kurtulmuş, "64. Hükümet'e reform hükümeti demiştik. Bu hükümete de reform ve atılım hükümet demek daha doğru olur. Pazar günü TBMM'de güven oyu olarak ümit ediyoruz ki hükümetimiz resmen de kuruluş aşamasını tamamlamış olur. Zor bir süreçte Başbakanlık yapan sayın Ahmet Davutoğlu'na en kalbi duygularımızla şükranlarımızı sunuyoruz" dedi.
GÖREV DAĞILIMLARI BELLİ OLDU
Başbakan yardımcılarının görevlerinin de belirlendiğini açıklayan Kurtulmuş, görevlendirmelere ilişkin şu ifadeleri kullandı: "Başbakan Binali Yıldırım kendisine bağlı kurum ve kuruluşlar, MGK Genel sekreterliği, MİT Müsteşarlığı, TOKİ Başkanlığı, Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanlığı, basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü, Tanıtma Fonu Kurulu Genel Sekreterliği.
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli'nin görevleri; TBMM ile ilişkiler, reformların ve yatırımların koordinasyonu ve izlenmesi, yatırım ortamının iyileştirilmesi. İlişkili kuruluşlar; SPK Başkanlığı, BDDK, TMSF
Başbakan yardımcısı Mehmet Şimşek'in görevleri; Hazine Müsteşarlığı, TC. Merkez Bankası, TC. Ziraat Bankası, Türkiye Halk Bankası, Türkiye Vakıflar Bankası, Türkiye Kalkınma Bankası.
Başbakan yardımcısı Tuğrul Türkeş'in görevleri; Milli Güvenlik Kurulu'nun tavsiye kararlarının ve görüşlerinin değerlendirilmek üzere Bakanlar Kurulu'na sunulması kabulü halinde bu tavsiye kararanlarının uygulanmasının koordinasyonu ve izlenmesi. Kıbrıs ile koordinasyon işleri, Medeniyetler İttifakı Projesi'nin yürütülmesi, 100. Yıl anmaları ile ilgili konuların koordinasyonu. İlişkili kuruluşlar; Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanlığı
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak'ın ana görevi; İnsan hakları ile ilgili kurullar ve koordinasyonu. İlişkili kuruluşlar; Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Kişisel Verileri Korumu Kurumu, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, Türk İşbirliği ve Koordinasyonu Ajansı Başkanlığı,
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un görevi, hükümet sözcülüğü, Kamu diplomasisi ile ilgili işleri yürütülmesi ve Danıştay ile ilgili ilişkiler, Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye Radyo Televizyon Üst Kurumu Genel Müdürlüğü, Anadolu Ajansı Genel Müdürlüğü, Radyo Televizyon Üst Kurulu.
DOKUNULMAZLIK DOSYALARI
Dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin bazı milletvekillerinin AYM'ye bireysel başvuru kararı sürecini değerlendirmesi istenen Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili olarak kamuoyunun çok ciddi beklentisi vardı. Doğal olarak Parlamento'ya yansıdı. Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkının önünü açan bildiğiniz gibi AK Parti Hükümetleridir. İsteyen Anayasa Mahkemesi'ne müracaat eder. Anayasa Mahkemesi de her bir dosya ile ilgili bireysel başvurularla ilgili herhangi bir şekilde karar verebilir. Ancak dokunulmazlık dosyaları ile ilgili verilecek olan karar, bu dosyaların açılacağı mahkemeleri ilgilendiren bir husustur. Bunun da altını çizmek isterim. Böylece, TBMM başından itibaren söylediğimiz siyasi sorumluluğu kendi üstüne almadan milletin beklentilerini karşılamış bu dosyalardaki dokunulmazlıkları kaldırarak ilgili dosyalar bundan sonraki süreçte ilgili mahkemelere gidecek o mahkemeler karar verecek. Kimisi için lehte kimisi için aleyhte verecek. Mahkemenin ne karar vereceğini bilmiyoruz ama Anayasa Mahkemesi'nin bu bireysel talepleri değerlendirmesi başka bir konudur. Hatta değerlendirmeye uygun olup olmadığı kararı da Anayasa Mahkemesi'nin kendisinin alacağı bir karardır. Ama dosya münderecatı ile ilgili karar verme yetkisi AYM'de değildir. O mahkemelerin alacağı kararlardır" ifadelerini kullandı.
FEHRİYE ERDAL'IN İADESİ
Fehriye Erdal'ın yargılanmasına karar verilmesine ilişkin bir soruya Kurtulmuş şu yanıtı verdi: "Fehriye Erdal'ın Türkiye'ye iadesi ile ilgili talep defaatle Belçika makamlarına iletilmiştir. Türkiye bu konuda suçluların iadesi tahammülleri çerçevesinde nasıl hareket edilmesi gerekiyorsa Fehriye Erdal ile ilgili bu talepleri sıklıkla tekrarlamıştır. Türkiye olarak üzerimize düşeni yapıyoruz. Türkiye'de işlenmiş olan bir suçtan dolayı çok tabi olan suçlunun suçu işlediği yerde yargılanmasıdır. Türkiye olarak bu fırsatı verdiğiniz için ayrıca teşekkür ediyorum. Bir kez daha görüşümüzü tekrarlıyoruz; Fehriye Erdal'ın özellikle Sabancı suikastı gibi çok önemli bir suikastın zanlısı olan Fehriye Erdal'ın Türkiye'de yargılanması en doğal durumdur. Bu doğal durumun sağlanması için Belçika makamlarının hiçbir siyasi mazerete sığınmaksızın Fehriye Erdal'ın iadesi karşılıklı ilişkilerin dostluğun ve hukukun gereğidir. Ümit ederiz ki, Belçika makamları gereğini yerine getirir."
"DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI 63 VE 64. HÜKÜMET'TE BAŞBAKANLIĞA BAĞLIYDI"
Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan kendisinin sorumlu olmasına ilişkin bir soruya Kurtulmuş, "Bu kurumların tamamı Başbakanlığa bağlı kurumlar. Bu teamüldür. Türkiye'de Geleneksel anlayıştan bir tanesi. 63 ve 64. Hükümet'te Başbakanlığa bağlıydı. Bu yeni Başbakan'ın bir tasarrufudur" diye yanıt verdi.
KAN ÜZERİNDEN KURULAN CÜMLELER
Yeni anayasa çalışmalarına ilişkin Kurutulmuş, "Yeni Anayasa talebi, 79 milyonu ilgilendiren bir taleptir. Bu talep yok sayılamaz. Anayasa perspektifimiz nedir bunu hepimiz ortaya koyalım. Bundan hiç kimse kaçamaz. Ancak Anayasa meselesi gündeme geldiği zaman, evet biz diyelim ki; 'Başkanlık' sistemini teklif ediyoruz, bir başka parti başka bir şeyi teklif edebilir, bir başka parti 'yarı başkanlık' sistemini teklif edebilir, ya da başka bir formül ortaya koyabilir, ama kategorik olarak yapılan bu tekliflere kulakları tıkayarak bunların üzerinden herhangi bir şekilde 'biz görüşmeyiz', herhangi bir şekilde 'bunları gündeme getirmeyiz' demek, kabul edilebilir bir şey değildir. Anayasa tartışmalarının olduğu bir yerde, herkes görüşlerini masaya getirir, tartışır, bu görüşler milletimiz tarafından karşılık bulursa, sonuçlanır. Nihayetinde bütün bu sistem teklifleri Anayasadaki değişiklik tekliflerinin birinci derecede ve yegane muhatabı milletin kendisidir. Millet istiyorsa başımızın üstüne istemiyorsa, zaten hiçbir değişiklik yapılamaz. Lafı dönüp dolaştırıp kana getirmek kan üzerinden kurulan cümleler ile anayasa değişikliğini tartışmaya taraf olmak asla demokratik değil kabul edilemez. Bütün partilerle her türlü uzlaşıya açığız" açıklamasında bulundu.
CHP grup toplantısında atılan sloganları da eleştiren Kurtulmuş, "Siyasi hasım olmak başka bir şeydir. Siyaseti bu kadar edepsiz yapmak da bambaşka bir şeydir. Bu hakaretler kabul edilemez. Hakaretleri yapanlar ve seyirci kalanlar mahkemelerin önünde de yaptıklarının hesabını verirler" dedi.
64. Hükümet'in programında, cemevlerinin irfan merkezleri sayılması, Alevi dedelerine maaş bağlanması gibi eylem maddelerinin olduğunu belirten bir gazetecinin, dün Başbakan Binali Yıldırım tarafından açıklanan 65. Hükümet programında böyle bir düzenlemenin yer almadığı, bu konunun çalışmalardan çıkarılıp çıkarılmadığına ilişkin sorusuna Kurtulmuş, şöyle cevap verdi:
"Geçen hükümet de AK Parti hükümetiydi, bu hükümet de AK Parti hükümetidir. Dolayısıyla Türkiye'de toplumsal bütünlüğün sağlanması, farklı toplum kesimlerinin hak ve özgürlüklerinin korunması ve geliştirilmesi anlamında atılacak adımlar konusunda belli bir tutarlılık içerisinde hareket ettiğimizi söylememiz gerekir. Hükümetimizin değişmiş olması bu anlamda toplumsal bütünlüğü sağlayacak adımların atılmasına engel bir durum değildir. Biz Türkiye'de her bir vatandaşımızın mezhebi, meşrebi, dini kökeni ne olursa olsun, herkesin kendisini eşit ve birinci sınıf yurttaş hissedeceği bir Türkiye kurmakla yükümlü olan bir hükümetiz.
Bu çerçevede 65. Hükümet'in de tabii ki eylem planı içerisinde Türkiye'deki farklı toplumsal kesimlerin hak ve hukuklarının geliştirilmesi, özgürlüklerinin geliştirilmesi, bu anlamda gündeme gelen taleplerin değerlendirilerek bunlarla ilgili adımların atılması da yer almaktadır. Bunun bir zamanlaması, bir siyasi sıralaması, önceliği olacak. Dolayısıyla zaten dün Sayın Başbakanın Meclisteki okuduğu hükümet programı, çoğunu atlayarak okuduğu bir hükümet programıdır, diyebilirim ki, yarısına yakınını okumamıştır. Dolayısıyla birçok madde kendisinin TBMM'deki sunumu içinde zaten yer almadı. Ancak bu meseleyi böyle değerlendirmenizi istirham ederim. Bir süreklilik içerisinde Alevi yurttaşlarımızın da hak ve özgürlükleri konusunda diğer toplumsal kesimlerin hak ve özgürlükleri konusunda da gerekli duyarlılık gösterilecek, gerekli adımlar atılacaktır. Bununla ilgili çalışmalarımız son noktaya doğru geliyor." (Ajanslar)