HÜDA PAR: CHP zihniyeti hiç değişmedi
CHP'nin tartışmalı parti meclisi kararını değerlendiren HÜDA PAR Genel Sekreteri Şehzade Demir, "Açıkladığı Parti Meclisi Kararı ile HDP'li vekillere sahip çıkan CHP; HDP'nin seçim dönemlerinde ve sonrasında uyguladığı baskıcı politikalara ses çıkarmadı. Bunu ciddi anlamda sorgulamak gerekir." dedi.
CHP'nin Parti Meclisi kararıyla ilgili Doğruhaber Gazetesine açıklamalarda bulunan Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Sekreteri Demir, Cumhuriyetin kurulduğu günden bu yana CHP'nin zihniyetinin hiç değişmediğinin altını çizdi.
"Bunu ciddi anlamda sorgulamak gerekir"
CHP'nin bugün ortaya koyduğu politikanın tek parti düzeninin devamı olduğunu vurgulayan Demir, "Açıkladığı Parti Meclisi Kararı ile HDP'li vekillere sahip çıkan CHP; HDP'nin seçim dönemlerinde ve sonrasında uyguladığı baskıcı politikalara ses çıkarmadı. Bunu ciddi anlamda sorgulamak gerekir. HDP; CHP'nin bir dönem Türkiye'de tek parti dönemlerinde uyguladığı politikaların bir benzerini bölgede uyguladı. HDP'li vekiller bölgede adeta diktatörlük yaparken CHP buna hiç ses çıkarmadı. Bugün bu gözaltı ve tutuklamaları eleştiren CHP'nin; HDP'nin tek tipçi anlayışına ses çıkarmaması oldukça manidardır. Bunu mahkemelerin ve hükümetin HDP'ye yönelik yaptığı operasyonlara destek amacı ile söylemiyorum. CHP tek parti döneminde Türkiye'de nasıl bir diktatörlük anlayışına sahip idiyse HDP'nin de bölgede aynı yöntemi uyguladığını söyleyebiliriz. Bunu seçim dönemlerinde halk üzerinde uyguladığı büyük baskı ve tehditlerde gördük. Sadece tehdit ile kalmadılar, aynı zamanda siyasi parti temsilcilerini katletmek suretiyle bunları yaptılar. Bu diktatörlük anlayışına ses çıkarmayan CHP bugün HDP'ye sahip çıkıyor." ifadelerini kullandı.
"Kaosu desteklemek basın özgürlüğü olarak görülemez"
CHP'nin basın özgürlüğü noktasında vicdanlı bir değerlendirmede bulunmadığının altını çizen Demir, “Cumhuriyet Gazetesi'nin İslami kurum, kişi ve kuruluşlar hakkında sürdürdüğü yayınları hepimiz biliyoruz. Kaosu ve anarşiyi destekler mahiyette yayınlar yapmak basın özgürlüğü olarak görülemez. Basın özgürlüğü demek insanların inançlarına, değerlerine hakaret etmek, küçük görmek demek değildir. Basın ve yayın organları; halkın sorunlarını rahatça dile getirmeli, ancak bunu farklı emeller uğrunda kullanmamalıdır. Ancak hiç kimse de bunu suiistimal etme hakkını kendinde görmemelidir.” diyerek sözlerini noktaladı.
"Kaosun olduğu yerde CHP vardır"
CHP'nin tek parti döneminde uyguladığı politikaları sürdürdüğünü söyleyen Şehzade Demir'i destekleyen ifadeler kullanan yazar Vahdettin İnce de, CHP'nin parti meclsi kararına tepki gösterdi. İnce şunları kaydetti: “Kaosun olduğu yerde CHP vardır. Türkiye tarihi kaoslarla dolu, bu kaosların büyük çoğunluğunda CHP'nin imzası vardır. Bugün yaşadığımız bütün sorunlar; alevilerin sorunları, dindarların sorunları bütün sorunlar CHP'nin tek parti zihniyetinin bize armağan ettiği sorunlardır. CHP'nin bugün Cumhuriyet Gazetesi ve HDP'ye sahip çıkması da sorunun bir şekilde çözülmesini istemiyor olmasındandır. Çünkü CHP'ye göre bu ülkede kaosun olması gerekiyor, huzurun olmaması gerekiyor, insanların bir arada barış içinde yaşamaması gerekiyor. Bütün mesele budur. Bütünlük, birlik ve kardeşlik sağlandığı zaman bu milletin neler yapabileceğini iyi biliyorlar. CHP, özetle bu ülkede kaosun bekçiliğini yapıyor.”
CHP'nin Cumhuriyet Gazetesi'ne sahip çıkışının kendilerince mağdur olmuş gazetecilere veya demokratik değerlere sahip çıkmak olarak değerlendirilemeyeceğine vurgu yapan İnce, “CHP zihniyetinin iktidarda olduğu, iktidar ortağı olduğu dönemlerdeki tutumu açık ve net ortadadır. Bu geçmişinden dolayı da bir özeleştiride bulunmadı bugüne kadar. Dolaysıyla CHP'nin Cumhuriyet Gazetesi'ne sahip çıkışını, özgürlükçülük veya gazetecilik mesleğine sahip çıkmak olarak değerlendirmek mümkün değildir. Cumhuriyet Gazetesi'nin bugüne kadar hangi tutum içinde olduğu herkesin malumudur. 15 Temmuz darbe girişimi ve daha önceki MİT tırları davasında FETÖ örgütünün yanında yer alarak açıkça safını belli etti. Bütün bunları destekleyen bir gazete barışı değil kaos ve karmaşayı destekledi. FETÖ ve PKK'ya can simidi oldu. Erdoğan düşmanlığında birleşen bu yapılar Türkiye'yi kaotik bir ortama sürüklemek istiyor. Halk bunların gerçek yüzünü görüyor ve artık prim vermiyor.” ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin nerede bir menfaati varsa CHP'nin o menfaatin karşısında durduğunu ifade eden Abdurrahman Kurt ise şöyle konuştu: “Türkiye'nin nerede bir menfaati varsa CHP bunun tam karşısında duruyor. Burada büyük bir ittifak var. Bu ittifakın içerisinde CHP, FETÖ, HDP ve darbeye teşebbüs eden diğer unsurlar var. Dolaysıyla bu bir saf belirleme meselesidir. Yerli olanlarla yerli olmayanların meselesidir. Bugün yerelden yani toplumdan güç alanlar ile dışardan güç ve destek alanların iyi görülmesi gerekir. CHP'nin darbe girişimi başladığında ortaya koyduğu tavırlar kendini gizleme olarak anlaşılmalıdır. Bugün yaptıkları bunu ortaya çıkarıyor. CHP'nin HDP'ye sahip çıkması Kürt halkına duydukları sıcaklıktan değildir. Kürtlerin başına gelmiş en büyük beladır CHP zihniyeti. Türkiye'deki günahların anasıdır CHP. Bugün HDP Ak Partiye karşı olduğu için CHP ona sahip çıkıyor. Kürt sorunun ana kaynağında CHP vardır. Cumhuriyet Gazetesi ve yazarların bir kısmı derin Gladyo operasyonlarının bir parçasıdır. Bunu sürdürdüğü yayın politikası ile ortaya koymaktadır. Bugün saflar netleştiği için savaş açığa çıkmıştır.” dedi. (Doğruhaber)