'Hariri, Erdoğan'a mı sığınıyor?'
Lübnan'da hükümeti kurmakla görevlendirilen Saad Hariri'nin İstanbul'da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'la gerçekleştirdiği görüşmenin detayları merak konusu oldu.
Türkiye kamuoyunda, 'Türk Telekom'u batıran ve Türk bankalarından çektiği kredileri geri ödemeyen' kişi olarak bilinen Hariri'nin ziyaretinin asıl sebebini irdeleyen yazar Hamide Rencüzoğulları, Hariri'nin eski başbakan olduğunu hatırlattı ve aylardır hükümet kurmayı başaramadığına, bu yönüyle de Lübnan'ın çıkarlarını temsil etme adına İstanbul'a gelme ihtimalinin zor olduğuna dikkat çekti.
"Saad Hariri İstanbul’a niye geldi?" başlıklı, 14 Ocak tarihli yazısında Rencüzoğulları, Filistinli yazar Abdülbari Atvan'ın, Railyom’deki analizinde, "Erdoğan ile Hariri arasındaki tek ortak payda Müslüman Kardeşler'dir" yorumuna dikkat çekti.
Rencüzoğulları yazısını şu satırlarla sürdürdü:
"Suudi Arbistan, Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri’nin suikaste uğramasından bu yana yaklaşık 15 yıldır Saad Hariri’yi destekledi. Finanse etti, ama O’na her istediğini yaptırdı. Yani iki memnun müttefiktiler. Ama sonra Hariri gözden düştü… Riyad, 2017’den beri yerini kardeşi Baha Hariri’ye bırakmasını istiyor. Zorla alıkonma, uzaktan istifa ettirilme, krallıktaki şirketlerini iflas ettirme ve mali kaynaklarını kurutma hamlelerine rağmen Hariri o zamanlar Erdoğan’a sığınmadı. Tersine, hakarete uğramamış gibi Suud prensiyle normalleşme pozları verdi. Peki niye şimdi? Çünkü bu yakınlaşma çabalarına Suud sarayından bir yanıt alamadı. Şimdi yalnızlaşan ve kardeşi üzerinden kendisine darbe yapılan Hariri’nin yanında artık sadece İhvan müttefikliğini pekiştirebileceği Katar ve Türkiye var. Yani Atvan’a göre Hariri bütün yumurtalarını Erdoğan’ın sepetine bırakıyor ve bu da onun büyük kumarı olacaktır.
Bu görüşme Hariri için neden bir kumar? Çünkü esas olarak Erdoğan’ın bölgede büyük planı var. 'Sünni İslamın lideri olma planının bir parçası olarak bir süredir Lübnan Sünni toplumuna ulaşıp onu kendi tarafına çekmeyi planlıyordu. Hariri ailesinin etkisinden ve kontrolünden uzakta, kuzeydeki Trablus kentinin bir noktasından yola çıktı ve bu alanda “Türkmen” kartıyla büyük bir atılım gerçekleştirmeyi hedefledi.
Beyrut faciasından sonra Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun “Cumhurbaşkanı’nın talimatı var: Ben Türküm, Türkmenim diyen her soydaşımıza vatandaşlık vereceğiz” çıkışını hatırlayalım. Ama bu Türkmen kartı pek bir fayda getirmedi. Şimdi Hariri ile bu görüşmeden stratejik bir ittifak çıkarsa, bu sayede hem Türkmenlik üzerinden kuzeyde, hem de güneydeki Beyrut, Sayda ve çevresinde de Lübnan Sünni toplumunun çoğunu kontrol edebilecektir. Dolayısıyla Lübnan'daki kartlarını yeniden karabilecek, ittifaklarını da yeniden kurabilecektir!.." (Ajanslar)