Kurdaş, Bahçeli'ye AKP'nin suçlarını hatırlattı: 1 Mart'ı kim emretti
Millî Gazete Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş, TV5'te 'Buyurun Başlıyoruz' programında değerlendirmelerde bulundu.
Millî Gazete Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş, TV5'te 'Buyurun Başlıyoruz' programında ülke gündemine dair değerlendirmelerde bulundu.
Gündem konuşmasına 12 Eylül 1980 Darbesi'nin yıl dönümüyle ilgili başlayan Kurdaş, "12 Eylül Darbesi Türkiye'nin o günkü şartlarda dönemin küresel düzeni içindeki muhkem haline getirmektir ve Türkiye merkezli İslam dünyasına yön vermek üzere yapılmıştır. Yani bunu açmak gerekiyor. 12 Eylül'den sonra Türkiye'de muhafazakarlığı şekli şemaili değişmiştir, ruhu da değişmiştir. Bu bağlamda yenileşme süreçleri başlamıştır. İdeoloji, ve fikirlerden uzaklaşılmıştır. Öbür taraftan Türkiye'nin liderliğinde İslam dünyası da önemli etki altında kalmıştır. 12 Eylül Darbesi bu anlamda kapitalin, paranın, sermaye sahiplerinin darbelerinden birisidir, küresel dünyaya açılan kapılardan da birisidir. Bu çerçevede bu darbeyi sadece Türkiye ile ilgili de okumuyorum" dedi.
"Erbakan hocamız 12 Eylül öncesinde siyasete yön verdi"
12 Eylül Darbesi'nin aynı zamanda küresel bir darbe olduğuna işaret eden Kurdaş, sözlerinin devamında şunları söyledi:
"Doğrudan doğruya 12 Eylül Darbesi İsrail ile ilgili de bir hakikattir. Çünkü Türkiye'de siyasetin tamamı cezalandırılmıştır. Siyasi zeminde Milli Selamet Partisi ve Erbakan Hocamız Türkiye'de siyasete yöne vermeye başlamıştı. Bu süreçte Kudüs'ün İsrail'in başkenti olmasıyla ilgili süreci noktalamamış ve önüne engel olmuştur. Bu bakımdan 12 Eylül Darbesi Kudüs'ün İsrail başkenti olması ve Büyük İsrail'in kurulması noktasında küresel sistem ve Siyonizm yeni bir hamle yapmıştır. Bu bakımdan da sadece 'Türkiye'yi ve Ankara'yı ilgilendiriyor' gibi bir okuma yapmak isabetli olmaz."
"Kim tarihi parçalarsa o köksüzleşme çalışmalarının içindedir"
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in İzmir'in düşman işgalinden kurtuluşunun 100'üncü yıllında yaptığı konuşmalarını eleştiren Kurdaş, şu şekilde konuştu.
"Konjonktür ve zamanlama olarak ve içerik ve muhteva olarak kabul edilebilir bir konuşma değil. İzmir'in kurtuluşunu ve bir zaferi konuşuyoruz. Konjonktür Yunanistan konjonktürü, gündem Yunanistan ve adalar. Amerika'nın Yunanistan üzerinden Türkiye'ye yapmış olduğu tehditler var. Siz 100 yıl önceki bir konuya böyle bir törenle giriyorsunuz. Yanlış bilgiler ve yanlış değerlendirmelerle tartışma oluşturacak, bileni bilmeyeni konuşturacak bir tavır sergiliyorsunuz, bu kabul edilebilir bir şey değil. Bizim tarihimiz, bizim ceddimiz, bizim varlık sebebimizdir. Hürmetimiz ve muhabbetimiz vardır ve bu da köktür. Bu bakımdan biz tarihimizi 100 yıllık senelere bölerek anlatamayız, parçalayamayız. Bırakın tarihimiz bir bütün olsun. Türkiye'nin bu milletin tarihi 50 yıllık, 20 yıllık bir tarih değil. Asırlık tarihimiz var. Bin yıllık devlet geleneğinden bahsedeceksek Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanlığı'nın yaşı cumhuriyetin yaşında fazla olacak, İçişleri Bakanlığı'nın, Sayıştay'ın, Jandarma Genel Komutanlığı'nın, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın, ordumuzun ve askerimizin, kimi kurum ve kuruluşlarımızın 150 yıllık, 180 yıllık yaşı olacak sen bugün siyasi değerlendirmeler yaparken geleceksin 100 yıldan bahsedeceksin, bu doğru bir şey değildir. Kim tarihini hangi saikle olursa olsun bölerse köksüzleşme çalışmalarının içindedir. Bu millet köksüz bir millet değil. Bu milletin inancı vardır, bu milletin tarihi vardır. Şerefli ve izzetli bir tarihi vardır. Ve bu millete de tarihini anlatan bir Milli Görüşü vardır."
"15 yıl Erdoğan’a söyledi, şimdi de muhalefete laf söylüyor"
MHP lideri Devlet Bahçeli'nin "6'lı Masa Biden'dan icazet almadan adayını açıklamaz" sözlerine tepki gösteren Kurdaş, Bahçeli'nin geçmişte Erdoğan'a yönelik sözlerini gündeme getirerek şu ifadeleri kullandı:
"Devlet Bahçeli'nin çıkışları hiç ilginç değil. Devlet Bahçeli, 20 yıldır aynı metni okuyor. Bu metinler Cumhur İttifakı'na katılmadan önce Sayın Erdoğan için aynı metinleri okuyordu. Bugün de Cumhur İttifakı'nın bir unsuru olarak muhalefete okuyor. Bunlar dikkate alınacak açıklamalar değil, yakışıksız açıklamalar, siyaseten doğru olmaya açıklamalar. Bugün ittifak içinde olduğu Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 20 yılı, hem AKP'nin tarihini hem de AKP'nin Amerika Birleşik Devletleri'yle ittifakının tarihini anlatır .Müttefiklik tarihini anlatır, kandırılmışlık tarihini anlatır. Siz tutup da ABD Başkanlarının sürekli kandırdığı bir iktidarın parçası olacaksınız, ABD Başkanı Joe Biden gibi birisinin desteklediği bir iktidarın parçası olacaksınız diğer taraftan da muhalefete Joe Biden gibi birtakım güzellemeler yapacaksınız. Zaten Sayın Bahçeli'nin metinleri hep bilindik sözler, hep aynı dil, aynı kelimelerden oluşuyor. 15 yıl boyunca da Sayın Erdoğan ve AKP'li yöneticilere karşı yazıldığını ve okunduğunu biliyoruz. Bugün de oradan bu tarafa okunuyor. Farklı bir durum yok. Bunun MHP'ye bir faydası yok. Bugün MHP hızla düşüyor ve yüzde 7'nin de altına iniyor."
"Sayın bahçeli, 1 Mart’ı ve Kaddafi’nin katledilmesini kim emir verdi"
AKP'nin Ege ve Kıbrıs politikaları üzerinden MHP lideri Devlet Bahçeli'nin muhalefet hakkındaki sözlerine tepki göstermeye devam eden Kurdaş şu değerlendirmeleri yaptı:
"Benim içindeki yaralar büyüktür. Bunlardan bir tanesi 1 Mart Tezkeresi ikincisi ise Libya'da Muammer Kaddafi'ye yapılanlardır. Libya lideri Muammer Kaddafi, Kıbrıs Barış harekatı sırasında Türkiye'ye silah gönderilirken omuzunda silah taşımıştır. Bize uçak lastikleri vermiştir, bedava yakıt vermiştir. Biz de gittik Amerika istedi, NATO istedi diye adamın evini başına yıktık. Bugün övünenler var. Sonra da güçlü bir lider profili çizmeye kalkışıyoruz. Kıbrıs Barış Harekatı döneminde Yunanistan ve Libya'nin ticareti çok yüksek düzeydeydi. İki ülke ciddi anlamda ticaret hacmine sahipti. Ama Kaddafi, Libya Türkiye'yi tercih etti, Yunanistan ile bütün ticaretini kesti, bir kalemde sildi ve bize büyük güç ve destek verdi. Bizim Müslüman ve tarihine bağlı iktidarımız da Abdulhamid filmleri çeker, Ertuğrul filmleri çeker, malum edebiyatları yapan iktidarımız da gitti Muammer Kaddafi'yi cezalandırdı. Kimin emriyle Amerikan Başkanının emriyle. Bahçeli bilsin. Kaddafi, ABD Başkanının emriyle NATO'nun emriyle cezalandırıldı. Emirleri kimin nereden aldığı bellidir. 1 Mart Tezkeresi'nin emrini kim vermişti? O günkü ABD Başkanı vermişti. Libya'ya savaş gemisi gönderilme emrini o günkü ABD Başkanı vermişti. Bunlarda çıkacak 'Muhalefet ondan bundan emir alacak' diye hakikati karartıyorlar. Bu topluma zulmediyorlar. Sayın Bahçeli'nin bu açıklamaları kendi milletine zulüm açıklamalarıdır. Hakikati gün yüzüne çıkartmak ise adalettir. Bizim görevimiz ise adalet ışığını yakmak olmalıdır." (Ajanslar)