Türkiye'de onlarca ilden yükselen feryat: İsrail'e Geçici Değil, Kalıcı Ambargo!
Türkiye’nin dört bir yanında İsrail’in kuruluşu ve Filistinli Müslümanların sürgün ediliş sürecinin başlangıcı olan Nekbe Günü münasebetiyle basın açıklamaları tertip edildi.
Türkiye’nin dört bir yanında İsrail’in kuruluşu ve Filistinli Müslümanların sürgün ediliş sürecinin başlangıcı olan Nekbe Günü münasebetiyle basın açıklamaları tertip edildi.
Onlarca ilde aynı günde düzenlenen basın açıklamasında, Hamas’ın Aksa Tufanı Savaşı ile ikinci Nekbe planını bozduğu belirtildi. Kudüs’te Siyonist İsrail askerini bıçakladıktan sonra şehit edilen Hasan Saklanan’ın yoluna bağlılık mesajı verildi.
İşgalci rejimin son koz olarak Refah’a saldırı planını gündemine aldığına dikkat çekildi ve “Refah, Siyonizme mezar olacak” sloganları yükseltildi.
Ak Parti iktidarının ticareti kesme kararını olumlu bulmakla birlikte, üçüncü ülkeler üzerinden ticaretin devam ettiği haberlerinin geldiği ve iktidarın bu konuda tutarlılık ve samimiyete ihtiyacı olduğu vurgulandı.
Azerbaycan ve Kazakistan petrolünün Bakü-Ceyhan Boru Hattı’ndan İsrail’e akmaya devam ettiği kaydedilerek “İsrail’e giden yakıt ticareti kesme kararının dışında bırakılmıştır” denildi.
Basın açıklamasında ayrıca ticareti kesme kararının ateşkes ve insani yardım şartına bağlandığı anımsatılarak “ Filistin’de işgal son bulana kadar kalıcı ambargo uygulanmalıdır” ifadelerine yer verildi.
İsrail’e mühimmat ve istihbarat desteği veren ülkemizdeki NATO üslerine de temas edilerek “İncirlik, Kürecik Kapatılsın” çağrısı yapıldı.
CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Hamas’ı terör örgütü olarak nitelemesine de tepki gösterildi ve “Ana akım Batı Medyası ve Siyonist rejim bile Hamas’ın sivil katlettiğine delil getiremezken, İmamoğlu’nun bu ifadeleri tam bir skandaldır” denildi.
Basın açıklamasında Amerika'dan Avrupa'ya ve dünyanın dört bir yanındaki üniversite kampüslerine yayılan Filistin İntifadası'na selam gönderildi ve insanlık vicdanın emperyalizmi dize getireceği kaydedildi.
SİYONİZM YENİLECEK, FİLİSTİN HALKI MUTLAKA EVİNE GERİ DÖNECEKTİR!
Emperyalizmin ve Siyonizm’in karşısına dikilen kıymetli dostlar,
Filistin halkı tarafından “Nekbe” olarak adlandırılan “Büyük Felâket”in üzerinden tam 76 yıl geçti.
Emperyalizmin arkalamasıyla Siyonistlerin tedhiş, terör ve katliamlarla Filistin halkını yurtlarından çıkarıp İsrail denen işgalci varlığı ikame ettikleri dönemden bugüne Filistin’de tehcir, katliam ve gasp bitmediği gibi direniş de bitmedi.
Çok şükür ki devran döndü! Direniş, Siyonistlerin “İkinci Nekbe” hayalinin karşısına dikilerek bütün hesapları altüst etti, bütün plânları bozdu!
Biz, bir yandan Birinci Nekbe’nin yıl dönümünde Siyonistlere, emperyalistlere olan öfkemizi, kinimizi diri tutmak, Filistin halkının acılarına ortak olmak için meydanlara çıkarken diğer yandan “İkinci Nekbe”ye geçit vermeyen Direniş’in yanında saf tutmak, Siyonizm’e ve emperyalizme olan düşmanlığımızı tazelemek için yan yana, omuz omuza hizalandık!
Kardeşler,
Bütün bir dünya, eşi benzerine pek rastlanmayan tarihi anlara tanıklık ediyor.
Çok küçük bir kara parçasına, egemen dünya düzeninin tüm bileşenlerini de arkasına alarak en ağır saldırılarda bulunan Siyonist İsrail’e karşı Filistin halkı eşsiz bir direniş sergiliyor.
“İkinci” Nekbe niyetine fedâkârâne bir gayretle karşı koyan Filistin halkı, emperyalist merkezler ve Siyonist rejim tarafından soykırımla terbiye edilmek isteniyor.
Kendisiyle iftihar ettiğimiz şehidlerimiz Hasan Saklanan, Yakup Erdal ve Seyfullah Bilal Öztürk kardeşimizin de dâhil olduğu yiğitler topluluğu, işte böylesi bir dönemde insanlığın ufuklarına yeni bir anlayışın, idealin resmini çizmiştir.
Bu resme, bu ideale düşmanlık eden şer cephesi, İkinci Nekbe için doğrudan ve dolaylı gayretlerle Siyonistlere elinden gelen desteği vermektedir.
Halklarının, kampüsleri dolduran üniversite öğrencilerinin barış ve adaletten, Siyonist katliam ve işgale karşı Filistin halkından yana duran iradelerinin hilâfına İsrail’i koruyup kollayan başta Büyük Şeytan Amerika olmak üzere egemen Batı bloğu, insanlık için yüz karası olmuş; allayıp pulladığı ideal ve tasavvurları çöküp çürümüştür.
Yeryüzünün pek çok merkezinde ayağa kalkan vicdanları, kampüsleri direniş alanlarına çeviren öğrenci kardeşlerimizi selamlıyoruz. İradeleri irademizdir, ortaklaşmasından onur duyduğumuz iradelerimiz Allah’ın izniyle Direniş’in iradesiyle bütünleşmeye ahdetmiştir!
Direnişin yoldaşları!
Gazze direnişinin insanlığa bir kez daha yol göstermek için yükseltip armağan ettiği “Küresel İntifada” çağrısına karşı küresel şeytani düzenin hamlelerini kendi coğrafyamızdan yola çıkarak boşa düşürmekle yükümlüyüz.
Şehit Hasan Saklanan kardeşimizin Siyonistlerin “İkinci Nekbe” niyetine canını ortaya koyarak set çekme azmi, bir fedâ meşalesi olarak yolumuzu aydınlatmalıdır.
Aynı azim ve kararlılık, 1 buçuk milyon Filistinlinin sığındığı Refah’ın müdafaasında omuzlarımıza yüklenen sorumlulukların ifası için şarttır.
“İkinci Nekbe”ye azmeden Siyonist şeytanlığa karşı Refah’ı savunmak; barış, adalet ve vicdandan yana duranların boynunun borcudur.
Biliyoruz ki Refah’ı savunmak bütün Gazze’yi savunmaktan geçer.
Biliyoruz ki Gazze’yi savunmak bütün Filistin’i savunmaktan geçer.
Biliyoruz ki Filistin’i savunmak bütün Ortadoğu’yu savunmaktan geçer.
Yine biliyoruz ki Ortadoğu’yu savunmak bütün mazlum ve mustazaf coğrafyaları, bütün ezilenleri, yoksulları, hürriyetten mahrum bırakılanları savunmaktan geçer.
Gazze Direnişinin yılmaz neferleri!
Refah’a saldırma, yeni katliamlarda bulunma cüretinde bulunan Siyonist düşmana karşı nerede, hangi pozisyonda mevzilenmemiz gerektiği açıktır.
Bu mevzilenişin bir ucunda Kudüs şehidimiz Hasan Saklanan kardeşimizin örnekliği yer almaktadır.
Bu mevzilenişin diğer ucunda ise Siyonistleri besleyen damarları kurutma mücadelemiz vardır.
Aylardır meydanlardayız.
Başka pek çok grup ve çevre ile birlikte AK Parti iktidarına “İsrail’le Ticaret, Filistin’e İhanet” ve İhanetten Vazgeç, Ticareti Kes!” diye seslendik.
Çağrılarımız duymazdan gelindi. Pek çok Filistin dostu, bu çağrıyı yükselttiği için gözaltına alındı, tutuklandı. Bu vesileyle bu cesur ve yürekli kardeşlerimize, Direniş adına minnet duygularımızı sunuyoruz.
İktidar tarafından uzun süre yok sayılan hakikatler, yükselttiğimiz basınçla en nihayetinde önce kısıtlama sonra tümden bütün ticari faaliyetlerin durdurulması kararı ile kabul edildi.
Böylece aylardır sloganlarımıza taşıdığımız “9 Milyar Dolarlık Ticaret Kesilsin!” talebimizdeki hakikat bizzat cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından ikrar edilmiş oldu.
Bu kararın ancak on binlerce kardeşimizin katledilmesinden ve Gazze’deki benzersiz yıkımdan sonra alınmasına olan öfkemizi ve bundan dolayı iktidardan hesap sorma hakkımızı mahfuz tutarak konuşuyoruz:
İsrail’le ticaretin kesilmesi önemli bir karardır ancak bazı tereddütleri de taşıyoruz.
Farklı yol ve yöntemlerle ticaretin sürdüğü haberlerini alıyoruz. Takipteyiz. Yarım kalan siparişler için üç aylık izinlerden bahsediliyor! Üçüncü ülkeler üzerinden ticaretin yürümesi için zemin hazırlanıyor. Hem ticaretin belirli ölçüde de olsa çeşitli kaçamak yollara başvurularak gerçekleştirilmesi, hem de ateşkes ve insani yardım şartına bağlanması asla kabul edilemez. İsrail’le ticaret Filistin’de kesin çözüme ulaşılıncaya kadar tamamen durdurulmalıdır. Bu bağlamda, geçici değil kalıcı bir ambargo uygulanmalıdır.
Kazakistan ve Azerbaycan petrollerinin Siyonist savaş makinesine Bakü-Ceyhan boru hattı üzerinden akmaya devam ettiğini, bunun “ticareti durdurma” kararının dışında bırakıldığını da biliyoruz.
Bütün bu gerçekler ışığında iktidarın İsrail’le ticaret konusunda samimiyet ve tutarlılığa ihtiyacı olduğu açıktır. Kamuoyunun bu konudaki tereddütleri mutlaka giderilmelidir.
Diğer taraftan ana muhalefet partisi CHP’nin Hamas hazımsızlığı devam ediyor. Ana akım Batı medyası ve Siyonist rejim bile Hamas’ın sivil katlettiğine delil getiremezken CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Hamas’ı terörist olarak nitelemesi tam bir skandaldır. Bu söylem ve duruş CHP’nin ne denli Amerika ve Batı yörüngesinde olduğunun açık bir göstergesidir.
Kıymetli arkadaşlar,
Refah’ın savunmak için buradan yükselteceğimiz çağrının, sesin, talebin ilki “Süreli Değil Kalıcı Ambargo!” olmalıdır.
Yetersiz ve belirsiz ticaret durdurma kararları ancak Siyonist sermayenin işine gelecektir. İşgal ve katliamda pay sahibi olan işbirlikçi sermaye ile olan hesabımız da elbette bir kenarda durmaktadır. Sanmasınlar ki onları da ticareti durdurma kararı alarak geçmiş hesabın üzerini kapattığını düşünen iktidar gibi unuttuk! Bütün işbirlikçilik ve ihanetlerin hesabını muhakkak soracağız! Kimse kendini rahat hissetmesin! Timsah gözyaşlarına prim vermeyeceğiz!
Refah’ı savunmak için yükseltmemiz gereken bir diğer ses mutlak surette İncirlik üssünün ve Kürecik Radarının kapatılması olmalıdır. İncirlik ve Kürecik üsleriyle sembolize ettiğimiz emperyalist üslerin Anadolu’dan sökülmesi hedefimiz, Siyonistlerin kolunu kanadını kıracak tarihi bir adım olacaktır. Uzun soluklu anti-emperyalist ve anti-Siyonist mücadelemiz, bu hedefin her dâim odağa alınmasını sağlamalıdır.
Refah’ı savunmak için atacağımız bir diğer somut ise adım Kazakistan ve Azerbaycan petrollerinin sevkiyatını yapan Bakü-Ceyhan boru hattının vanalarını kapattırmak olmalıdır. Siyonist katliam mekanizmasını önemli ölçüde sarsacak bu adım için irade ve bilinçler, şehit Hasan Saklanan azmiyle bilenmelidir.
Mazlumların yârenleri!
“Nekbe”nin üzerinden 76 yıl geçti.
İşte o 76 yılın her bir günü başka bir sürgün ve katliama tanıklık ederken bir yandan da Direniş’in serpilip büyümesine, intifadanın mayalanmasına tanıklık etti.
Kudüs’te, Ramallah’ta, Gazze’de, Filistin’in her bir noktasında taş atan minik yüreklerde boy veren direniş, sadece kendini özgürleştirecek bir mücadele olmadı; bütün bir yeryüzünde işgale uğramış, özgürlükleri gasp edilmiş halkların, bütün ezilenlerin kurtuluş nefesine dönüştü.
Bugün de mucizevî bir şekilde küresel bir vicdan devrimi vâr eden İntifada, anlamsızlık batağında çırpınan insanlık için hakiki bir kurtuluş meşalesine dönüştü.
Biz de şehidimiz Hasan Saklanan gibi bu hat üzere ayakları sabit duranlardan olmaya ahdettik!
“Birinci Nekbe”nin yaralarını sarıp geri dönüş umudunu büyüteceğiz.
Evet, Filistin halkı geri dönecek. Buna inancımız tamdır. Ellerinde anahtarları, gözlerinde özgürlük parıltılarıyla; Siyonizm’i ve emperyalizmi mağlup etmenin haklı gururuyla Filistin’i şenlendirecek!
“İkinci Nekbe”ye geçit vermeyen iradeyi hep birlikte tahkim edeceğiz.
Yaşadığımız her bir coğrafyadaki Siyonist katliam ve yıkım rejiminin yanında duran işbirlikçilik ve ihanet kıskacını parçalayacağız!
Yaşasın Küresel İntifada!
Yaşasın Gazze Direnişimiz!
Yaşasın Refah Direnişimiz!
Nekbe Bitecek, Filistin Halkı Geri Dönecek!
Selam Olsun Kudüs Şehidimiz Hasan Saklanan Kardeşimize! (İslamianaliz)
#Şanlıurfa'da coşkulu bir kalabalıkla "Hamas'a Selam Boykota Devam" sloganlarını hep birlikte haykırdık. Siyonist işgal rejiminin Türkiye'deki tüm uzantıları temizlenene, bütün ilişkiler kesilene kadar alanlarda olmaya devam edeceğiz #kassamtugayları #getoutofrafah… pic.twitter.com/HngasbXHz7
— Direniş Çadırı (@direniscadiri) May 12, 2024
#Şanlıurfa'da coşkulu bir kalabalıkla "Hamas'a Selam Boykota Devam" sloganlarını hep birlikte haykırdık. Siyonist işgal rejiminin Türkiye'deki tüm uzantıları temizlenene, bütün ilişkiler kesilene kadar alanlarda olmaya devam edeceğiz #kassamtugayları #getoutofrafah… pic.twitter.com/HngasbXHz7
— Direniş Çadırı (@direniscadiri) May 12, 2024
Şanlıurfa
Trabzon
Düzce
Tekirdağ
Sakarya
Adıyaman
Afyon
Ankara
Osmaniye
Bursa
Alanya
Antalya