Saadet Partisi'nden 'Mabet' Kelimesine Tepki
Saadet Partisi Mahalli İdarelerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İlyas Tongüç, TBMM'den geçen ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün onaylaması için Çankaya Köşkü'ne gönderilen Yeni Büyükşehir Yasası'nın içinde Cami'nin yanı sıra Kilise ve Havraların onarımı, yapımı ve suyunun karşılanmasına yönelik maddeye tepki gösterdi.
AKP iktidarının bunu gizli saklı önergelerle geçirmesini eleştiren Tongüç, "Mabet kelimesi adeta yasanın içine gizlenerek geçirilmiş. Gizli saklı gece yarısı verilen önergelerle kanun hazırlanmaz" diyerek eleştiri de bulundu. Tongüç, 'Mabet' kelimesinin 90 sayfalık kanunu içerisine adeta gizlendiğini ifade ederek, "90 sayfalık kanunun içerisinde adeta gizlenmiş, hatta görülmemesi arzu edilmiş 'mabet' kelimesi sihirli bir şekilde oraya konduğu anlaşılmamaktadır.
Belediyeler meclis kararıyla, 'su, bina onarımı, yapımı gibi konularda mabetlere yardımcı olabilirler' diye bir şekilde metine konulmuş. Mabet kelimesine baktığımızda normal bir vatandaşımız, bunu cami olarak algılayacaktır. Burada caminin dışında bir takım maksatlar da hedeflenmiştir. Bu kelimenin altına Kilise ve Havralarda yerleştirilmiştir, bu çok tehlikelidir" dedi. "AKP yetkilileri milletin huzuruna çıkarak buradan ne istediklerini açıklamak zorundadır. Gizli saklı gece yarılarında bir kanun hazırlanmaz, hazırlanmışsa bunu halka açıklamalıdırlar" diyen Tongüç, "AKP'yi bunu açıklamaya davet ediyoruz.
Şu anda mevcut camilerimizin, yapımı onarımı, elektrik, su giderleri cami cemaatleri tarafından karşılanırken, 'camiyi de içine alıyoruz' diyerek mabet kelimesi adı altında 'Kilise ve Havraları da alıyoruz' diyerek bir açıklama yapmaları gerekir. Mabet'ten kasıtları nedir bunu açıklamalıdırlar. Milletin bunu kabul etmesi mümkün değildir. Onlarda bunu bildikleri için gece yarısı önerge ile geçiriyorlar" dedi.
Daha önce de AB uyum yasaları çerçevesinde camiler yerine ibadethane kelimesinin kullanılmasının dayatıldığını da altını çizen Tongüç, "AB uyum yasaları çerçevesinde camiler yerine ibadethane diye bir kelime koydular. Birçok ilimizde hiç Hristiyan'ın olmadığı yerlerde misyoner evleri adı altında evler açıldığını biliyoruz.
Misyonerlik faaliyetleri çerçevesinde birçok derneğin bu çalışmaları yaptığını biliyoruz. Devletin bu yönde desteği ise bu faaliyetlerin olabildiğince artmasına sebep olacaktır. Biz Hristiyan'ların olduğu yerde Kilise olmasın demiyoruz. Olmayan bir yerde Kilise'nin ne işi var. Sonrada oraya cemaat mi sağlanacak. AB'ye gireceğiz diye dinimizden, imanımızdan vaz mı geçeceğiz. AB'nin misyonerlik faaliyetlerine göz mü yumacağız. AKP maalesef bu konularda gereken dersi alamamıştır. Bu konudaki endişemiz hala devam etmektedir" diye uyarıda bulundu. (Milli Gazete)