Filistinli Bitlis Kaymakamı'ndan Arapça-Kürtçe sözlük
Osmanlı döneminde Kudüs Belediye Başkanlığı ve Kudüs Mebusluğu yaptıktan sonra Bitlis'in Mutki kasabasında üç yıl Kaymakamlık görevinde bulunan Filistinli Yusuf Ziya Halidi burada Kürtçe öğrenerek Arapça-Kürtçe bir sözlük kaleme aldı.
Bugün İsrail işgali altında bulunan Kudüs'te yaşayanlar bir zamanlar Osmanlı devletinin vatandaşı olarak dünyanın çeşitli yerlerinde üst düzey görevlere gelme imkanına sahipti. Bunun en iyi örneklerinden biri de şehrin önde gelen ailelerinden Halidilere mensup olan 1841 doğumlu Yusuf Ziya Efendi.
Halid bin Velid'in soyundan geldiği söylenen köklü bir aileye mensup olan ve Kudüs Belediye Başkanlığından Kudüs Mebusluğuna, Rusya'nın Poti şehrinde konsolosluk görevinden Siirt Mutasarrıflığına, oradan da Bitlis'in Muti Kazası Kaymakamlığına kadar birçok önemli görevde bulunan Yusuf Ziya Efendi'nin öyküsünü daha da ilginç kılan ise hiç şüphesiz yazdığı Arapça-Kürtçe Sözlük.
AA muhabirinin Osmanlı arşivlerinden derlediği bilgiye göre, Yusuf Ziya Efendi, 1887'de bir yıl kadar vekaleten yürüttüğü Siirt Mutasarrıflığı ve 1890-1893 yıllarında yaptığı Bitlis'in Mutki Kazası Kaymakamlığı sırasında Kürtçe öğrenerek Arapça-Kürtçe bir sözlük yazdı. Girişinde geniş bir gramer bilgisi de bulunan "El-Hediyyetu'l-Hamidiyye fi'l-Lugati'l-Kurdiyye" isimli sözlük 1893'te İstanbul'da basıldı.
Yusuf Ziya Efendi'ye Kürtçe-Arapça sözlüğün yazımında Molla Halil Siirdi'nin oğlu Molla Hamid de yardımcı oldu.
Sözlüğün orijinal baskısı Kudüs'te
Yusuf Ziya Efendi'nin akrabalarından Asım Halidi, 1900'de kurulan aile kütüphanesinin kapılarını AA ekibine açarak sözlüğün orijinal baskısını raflardan indirdi. Asım Halidi, 1900'de kurulan aile kütüphanesinin raflarında muhafaza ettikleri sözlüğün kendileri için büyük bir manevi değeri bulunduğunu söyledi.
Sözlüğün orijinal baskılarından sadece iki tane bulunduğunu kaydeden Asım Halidi, bunlardan birinin kendilerinde diğerinin ise İstanbul'daki Beyazıt Kütüphanesi'nde olduğunu belirtti.
5 bin 452 Kürtçe kelime bulunuyor
Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisinde Mehmet Suat Mertoğlu tarafından kaleme alınan "Yusuf Ziya Halidi" isimli bölümde söz konusu sözlüğün 5 bin 452 kelimeyi ihtiva eden alfabetik bir sözlük olduğu kaydediliyor.
Sözlükte ayrıca Kürt dilinin yapısı ve gramer özelliklerine dair bir mukaddime ile Şeyh Ahmed Hani'nin "Nubahara Bıçukan" adlı manzum eseri de yer alıyor. Bir kısmı açıklamalı olarak Kürtçe kaleme alınmış bazı dini-edebi metinlerle halk arasında yaygın bazı sözlere de yer verilen eserin sözlük kısmı Muhammed Mukri tarafından 1975 ve 1987 yıllarında Beyrut'ta yeniden yayınlandı.
Mehmet Emin Bozarslan da sözlüğün Arapça kısmını Türkçe'ye çevirip bazı çıkarma ve eklemelerle birlikte tekrar bastı.
Sözlükte yer alan bazı Kürtçe kelimeler
Kürtçenin Kurmanci lehçesi ile yazılan sözlükte yer alan Kürtçe kelimelerden bazıları ve anlamları ise şu şekilde:
"Bangdan: Ezan okuma fiilinin birleşik mastar hali. Şimdiki zaman hali, “Bang di de” (Ezan okuyor)", "Bawerkirin: İnanma fiilinin birleşik mastar hali. Şimdiki zaman hali, 'Bawer dike' (İnanıyor)", "Peyik: Yaya", "Piçuk: Küçük", "Behs: Haber, kıssa. Arapça’daki 'Bahs' kelimesinin tahrif edilmiş hali", "Banger: Kürtlerin toprak evlerinin damlarını sağlamlaştırmak üzere damların üzerinde gezdirdiği taş", Paşiv: Sahur. Ayrıca akşam yemeğinden sonra yenilen her öğün", "Bâzın: Bileklik", "Bask: Kanat" ve "Palgif: Yastık. 'Balgi' de deniyor."
İstanbul'da vefat etti
Asım el-Halidi, 1841'de Kudüs'te doğan Yusuf Ziya Efendi'nin 1906'da İstanbul'da vefat ettiğini ancak kabrinin tam olarak nerede bulunduğunu bilmediklerini söyledi.
Dini ilimlere giriş tahsilinden sonra Kudüs'te Fahriye Medresesi'nde bir süre fıkıf, nahiv, sarf, beyan, mantık ve belagat dersleri alan Yusuf Ziya Efendi, daha sonra Malta'daki İngiliz okulu ve İstanbul'da Amerikan Robert Koleji'nde coğrafya, hesap, Rumca, Fransızca ve İngilizce okudu.
Ağustos 1859'da Kudüs Şeriat Mahkemesi'ne mülazım (stajyer) olarak çalışan Yusuf Ziya Efendi, ardından İstanbul'a gelerek Mektubi-i Hariciye (Dışişleri Sekreteryası) kaleminde bir yıl mülazımlık yaptı.
Eylül 1867'de Kudüs Belediye Başkanlığına getirilen Yusuf Ziya Efendi, 30 Temmuz 1870'te istifa ederek bu görevden ayrıldı. Daha sonra birçok kez yeniden Kudüs Belediye Başkanlığı görevine getirilen Yusuf Ziya Efendi, Kudüs mebusu olarak da iki kez İstanbul'a geldi.
Yusuf Ziya Efendi, dönemin Dışişleri Bakanı Mehmet Raşit Paşa'nın himayesinde 1 Mart 1873'te Hariciye'nin tercüme kaleminde mülazım olarak da görev aldı.
Bu görevlerinin yanında Kudüs Sancağı'nda arazi yoklaması memurluğu, Gazze, Yafa, Cenin, Cebel-i Düruz ve Mutki kazaları kaymakamlığı, Siirt Vilayeti Mutasarrıflığı ve Rusya'nın Poti şehrinde konsolosluk gibi görevlerde bulundu.
Şapka giydiği ve bazı uygunsuz hareketlerde bulunduğu iddiası
Yusuf Ziya Efendi hakkında bir dönem bulunduğu Avusturya'nın başkenti Viyana'da "şapka giydiği ve uygunsuz hareketlerde bulunduğu" yönünde İstanbul'a bazı şikayetler ulaştı. Bunun üzerine yapılan tahkikatlar neticesinde bu şikayetlerin aslının olmadığı ve sadece birer iftira olduğu kanaatine varıldı. Eski İçişleri Bakanı Ethem Paşa da bu söylenenlerin yalan olduğu yönünde Yusuf Ziya Efendi lehinde tanıklık etti.
Avusturya-Macaristan, Rusya ve Almanya grand düklerinin Kudüs seyahatleri sırasında Yusuf Ziya Efendi'ye Avusturya devleti tarafından 3. dereceden Franz Jozeph nişanı, Almanya tarafından 3. dereceden Couronne de Prusse (Kronenorden) nişanı, Rusya tarafından da 2. dereceden Azize Anna (Svietoy Anni) nişanı takdim edildi.
Siyonist harekete karşı çıkarak Teodor Herz'le de mektuplaşan Yusuf Ziya Halidi hakkında Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisinde geniş bilgiler yer almaktadır.
Yusuf Ziya Efendi evli olmasına rağmen hiç çocuğu olmadı.
Babası Erzurum ve Maraş kadılığı dedesi Anadolu Kazaskerliği yaptı
Yusuf Ziya Efendi'nin babası Muhammed Ali el-Halidi Maraş ve Erzurum'da kadılık yaparken anne tarafından dedesi Musa el-Halidi ise Anadolu Kazaskerliği görevinde bulundu.
Kendisi de Osmanlı Devleti'nde üst kademelerde görev yapan Yusuf Ziya Efendi, başarılı bir devlet adamı olmanın yanı sıra Arapça, Türkçe, Kürtçe, Rumca, İngilizce ve Fransızca bilen önemli bir ilim adamı.
Devlet görevi için bir kaç yıl kaldığı Doğu Anadolu'da sözlük yazabilecek kadar Kürtçe öğrenmiş olması ise Yusuf Ziya Efendi'nin tüm nesillere örnek teşkil edecek nitelikteki bir azim ve çalışkanlığını gösteriyor. (AA)