'Eli Kanlı' Olmak İçin Tetik Çekmek Şart mı?
Bölücü terör örgütünün uluslararası çapta adının duyulmasına yol açan ilk saldırısı ne zamandı?
1984 yılında.
Takvim 15 Ağustos'u gösteriyordu.
Siirt'in Eruh ilçesindeki Jandarma Karakol binasına saldırmışlardı.
Terör örgütü o günü kendince kutluyor ancak onun öncesi var.
İlk kan döküşünün tarihi 1979'a uzanıyor.
14 Temmuz 1979'da Hilvan'ın Kırbaşı köyünde, Adalet Partisi Şanlıurfa Milletvekili Celal Bucak'ın 8 yaşındaki çocuğunu öldürmüşlerdi.
Örgütün kuruluş tarihi ise daha eski.
Kimi kayıtlarda 1978, kiminde ise 1974 olarak geçiyor.
*
Aslında hangi tarihin esas alınacağı, peşpeşe yapılan toplantıların, alınan kararların hangi kapsamda değerlendirileceğine bağlı.
Kanaatimce, toplantılara katılanların 'ilan etme kararı' öncesini yok saymak doğru olmaz.
*
Bugün 66 yaşında olan Abdullah Öcalan, örgütü kurduğunda 26 yaşındaydı.
Son fotoğraflarında saçı sakalı beyazlamış halde görüyoruz.
Yakalanıp Türkiye'ye getirildiğinde 51'indeydi.
*
1973 doğumlu BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise Eruh saldırısı yapıldığında 11 yaşındaydı.
Örgüt kurulduğunda ise 1 yaşında.
Bunları niye belirttiğimi uzun uzun açıklamaya gerek yok.
Demirtaş'ın hayatının nasıl geçtiğini, hangi olaylara şahitlik ettiğini, 'her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar' diyebilecek biri olduğunu anlatmaya çalışıyorum.
Terörün ne demek olduğunu bilir.
Eylemin ne demek olduğunu bilir.
Sokağın ne demek olduğunu bilir.
*
Siyaset sahnesine ilk çıktığında, pek çok kişiye sempatik gelmişti.
Yakışıklı bir delikanlı olarak, kalabalıkların karşısında güzel cümleler kuruyordu.
Son olarak cumhurbaşkanlığı seçiminde aday oldu ve partisinden daha fazla oy aldı.
Seçimi kazanan Recep Tayyip Erdoğan gibi...
Kampanya süresince sakin ve ölçülü konuşmaya gayret ediyordu.
Birçok kesim tarafından takdir gördü.
Ancak seçimden önceki Demirtaş ile seçimden sonraki Demirtaş arasında büyük bir fark olduğunu söyleyebiliriz.
*
Hangisi gerçek?
Kitleleri sokağa çağıran Demirtaş mı, seçim kampanyasında oy isteyen Demirtaş mı?
Davete uyup sokağa çıkanlar demokratik eylem sınırını aşarak kan dökmeye başladıklarında, Demirtaş hakikaten şaşırmış olabilir mi?
Nasıl ter döktüğüne şahit olduk.
Eylemin, sokağın, kalabalıkların anlamını çok iyi bilen bir Genel Başkan 'Ben öyle söylemedim' derken ne kadar samimidir?
Bunun hesabı sorulacaksa, bu samimiyet derecesi ve sokağın, kitlenin algısını yönlendirmek de dikkate alınmalı.
*
Delikanlı iken eli kanlı durumuna düşmek, gerçekten de terletir insanı.
Hele karşında kameralar varsa.
Eli kanlı olmak için ille tetik çekmek, molotof atmak mı gerekir?
'Dünyanın dikkatini üzerimize çektik' açıklamasını yaptı.
Ne kadar meraklısınız dikkat çekmeye!
Hem de adam öldürerek!
Dikkat çekmişmiş...
Kimsin sen? Selahattin Demirtaş mı, Selahattin Göbelz mi?
(Yeni Şafak)