Taziyelerde İşlenen Bidatlar
İslamda taziye, ölünün akrabalarına baş sağlığı dilemek demektir. İslamın taziye şiarı aslında bir sosyal yardımlaşma örneğidir. Taziyeye gidenler taziye sahibini yalnız bırakmayarak onun kederini paylaşmakta, yaşadığı sıkıntıyı hafifleterek onun manevi yükünü hafiflettiği gibi taziye masraflarında maddi külfetinde ona yardımcı olmaktadır. Böylelikle Müslümanlar kederde, tasada bir olduklarını birbirlerini unutmadıklarını ortaya koymaktadırlar.
Bu çerçevede yapılan taziyelerde hem ölü taziye müddeti boyunca yapılan dualardan yararlanır, ölü yakınları da Müslüman kardeşlerini yanlarında bulmaktan moral ve tesseli bulur kederli günlerinde Müslüman kardeşlerini yanlarında bulmanın mutluluğunu yaşar, cenaze ve taziye masrafları konusunda destek alırlar. Zira hazreti caferin vefatı sırasında peygamber efendimiz “Cafer ailesine erzak yardımı yapın çünkü onlar cenaze ile meşguldürler.” Buyurmuş. Böylelikle taziyeye giden Müslümanlar da bu sünneti yerine getirmenin sevabını kazanırlar. Zaten peygamberimiz diğer bir hadislerinde “taziyede bulunana taziye sahiplerinin ecri kadar ecir vardır” buyurmuşlardır.
Dinimizin Emir ettiği taziye şekli bu iken maalesef bugün taziyelerimiz aslından çıkarılmış taziyenin ruhuna ve amacına muhalif olan bidatlerle âdeta sevap günaha çevrilmiştir.
Nedir bu yanlışlar? Örneğin gerek taziye evlerinde gerekse taziye çadırlarında uzunca bir süre taziyelerin devam etmesi. Her ne kadar taziye evlerinde bu süre üç güne indirilmiş ise de çadırlarda hala bir hafta on günü bulmakta. Böylece hem taziye sahipleri hem de taziyeye katılanlar uzun bir müddet işinden gücünden olmaktadır bu da çeşitli sıkıntıları beraberinde getirmektedir.
İşin en önemli yanlışı ise taziye müddeti boyunca taziyede yemek su ve çay ikramlarının taziye sahipleri tarafından verilmesi. bu yanlış memleketimizde o kadar ileriye götürülmüş ki adeta bir yarış ve üstünlük halini almıştır. Taziye sahipleri taziye boyunca sadece gelenlere hizmet etmekle meşguller. Bunu fakir de olsa zengin de olsa yapma zorunluluğu vardır aksi takdirde beklide alay konusu olma riski vardır.
Taziye sahibi cenazesini defin etmeden keseceği hayvanları, hazırlayacağı yemeklerin derdine düşer ve daha çok bu hazırlıklar onu meşgul eder.
Hatta nice ailelerin taziyeden sonra fakir düşüp köylerini terk ettiklerini hepimiz duymuş ve görmüşüzdür.
Aslında bütün bunların yanlış olduğunu hepimiz biliriz hatta her taziyede kendi aramızda konuşuruz da. Ancak her ne hikmetse yıllardır bu yanlış bile bile devam etmektedir. islama zıt olan taziye sünnetinin şekil ve ruhuna ve gayesine ters düşen bu bidatten hepimiz sorumluyuz.
Onun için bu toplumun âlimleri kanaat önderleri ileri gelenleri öncelikle toplumu bu konuda iyice aydınlatmalı ama en önemlisi onlar kendi taziyelerinde bu bidatlere son vererek topluma örneklik etmeli hele zenginler muhakkak taziyelerinde yemek vermeyi terk etmeli ki fakirler de sıkıntı çekmesinler.
Rabbim her işin doğrusunu yapmayı nasip etsin.
(Batman Rehber)