Yezidileri Kardeş Edinmek Ya da Kürtleri Yezidileştirmek
Malumunuz son birkaç yıldır İslam toprakları üzerinde büyük fitneler yaşatılıyor. Bu fitnelerden en çok Müslümanlar zarar görüyor. Zira ölen de Müslüman, öldüren de, memleketinden göç eden de Müslüman, evi başına yıkılan da. Namusu, mukaddesatı, her şeyi ayaklar altına alınan da Müslüman alan da. Kısacası akan kan da olsa gözyaşı da olsa hepsi Müslüman’ın. Suriye’de, Irak’ta, Mısır’da Pakistan’da, Afganistan’da ve sair İslam coğrafyasında manzara bu… Bütün bunlar olurken ülkemize de binlerce kadın erkek, çoluk çocuk sığınmak zorunda kaldı. Bunların büyük çoğunluğu devletin kurduğu çadır kentlerde zor şartlar altında yaşam mücadelesi verirken geri kalan kısmı da kendi imkânları ile gayri resmi yollarla büyük meşakkatler sonucu akrabalarının yanına sığındı veya derme çatma harabelerde barınmak zorunda kaldı.
Sahipsiz kalan bu insanların çocukları ve kadınları ve hatta genç kızları dilencilik yaptı ya da trafikte canını tehlikeye atarak araba camlarını sildi. Bu kadın ve genç kızların birçoğu kötü yollara dahi düştü. Bu acı manzaralar hala devam ediyor. Sözünü ettiğim bu insanlar Suriye’den, savaştan kaçan Müslümanlardı. Kahır ekseriyeti de Kürtlerdi. Onlar da savaştan, zulümden, ölümden kaçmışlardı. Onlar da malını mülkünü hatta birçoğu evlatlarını geride bırakarak zar zor canlarını kurtarabilmişlerdi. Onlar da gelirken yollarda büyük, meşakkatli zorluklar çekmiş, hatta yolda hayatlarını kaybedenler de az değildi. Aç idiler, susuzdular, hasta ve yaralıydılar. Ama hiçbir zaman başta yerel yönetimler, belediyeler, sözde mazlum Kürt halkının hamiliğine soyunan BDP-HDP ve onların ağa babaları bu mazlum Suriye Halkı için parklarını, taziye evlerini, halk evlerini tahsis etmedi. Onlar için belediyelerin bütün imkânlarını cömertçe tahsis etmedi. Köylerde, şehirlerde onlar için çadır kentler kurmadı, onlar için çarşıları yardım kampanyasına davet eden afiş ve brandalarla süslemedi. Onlar için yardım seferberliği ilan etmedi. Ve onların acılarını dindirmek, yaşadıkları sıkıntıları unutturmak için konserler tertip etmedi.
Eğer bunların onda birini yapmış olsaydı. Bugün Suriyeliler dilenci konumuna düşmüş olmazdı. Bırakın bunları yapmayı halk arsında Suriyelileri savaştan kaçan hain Kürtler ilan ederek bölgede birçok yerde linç girişimlerine maruz bırakılmalarına neden oldular. Sahi bu güne kadar dilenen Yezidi vatandaşları gördünüz mü? Ne münasebet zira buna ihtiyaçları yok ki. Ya Suriyeliler, her zaman olduğu gibi. Çünkü onlar yezidi değil ki! Ne yani bu memlekette şerifimizle geçine bilmek için yezidi mi olmak gerek? Maalesef görünen o.
Şimdi ne oldu? Bölgede yaşanan kargaşadan yezidiler de nispeten kendi payına düşeni alınca, hatta en küçük payı da onlar aldı. Yer yerinden oynadı. Başta ABD ve Avrupa ülkeleri olmak üzere… PKK-HDP ve yandaş medyaları vasıtası ile adeta bir bardak suda fırtınalar kopardı. Yezidilerin Şengal dağına kaçışlarını adeta adım adım kameralara alarak dünyaya duyurdu. Sonrada ABD hava bombardımanı desteğinde PKK askerlerini kurtarmaya gönderdiğini televizyonlarda ilan etti. Sonra Yezidiler de ne olduğunu anlayamadan bir anda kendilerini Türkiye Kürdistan’ında buldu. Ve bir anda her yerde Yezidiler ve onların yaşadığı mağduriyetler konuşulmaya başlandı. Belediyelerin imkânları seferber edildi. Halk arsında adeta onlar için seferberlik ilan edildi. Suriyeliler tümden unutturuldu hatta Yezidiler öve öve bitirilmezken Suriyeli Kürtler ise kötü ahlaksız, hain ilan edilmeye başlandı. İşin ilgin tarafı bir anda yezdiler kardeşlerimiz ilan edildi. Hatta PKK-BDP ya da HDP Yandaşı imamlar taziyelerde hatta camilerde Yezidi kardeşlerimiz diye konuşmaya başladı.
Değerli okuyucular, Allah şahit olsun ki Müslüman Suriyeli, Müslüman ıraklı, Müslüman Filistinliye yapılan zulme ne kadar karşı çıkıyor ve tasvip etmiyorsam, bir Yezidi’ye, bir Hirıstiyana, bir Yahudi’ye de aynı şekilde haksız bir şekilde muameleye de karşı çıkıyor ve bu zulme rıza göstermiyorum. Zira benim inancın kimden gelirse gelsin ve kime yapılırsa yapılsın zulmün her türlüsüne karşı çıkmayı bana emrediyor. Yezidilere yapılan yardımlara karşı çıkmıyorum. Şu hususlara karşı çıkıyorum.
Birincisi: Yezidilerin mağduriyeti bahane edilerek Yezidilik inancının halkımıza aşılanmak istenmesine karşı çıkıyorum ve Müslüman Kürt halkının bu konuda dikkatli olmasını istiyorum. Sürekli her yerde “YEZİDİ KARDEŞLERİMİZ” DİYE konuşulması bunun içindir. Oysa hepimiz biliyoruz ki Allah(cc) “ancak müminler kardeştir” diye buyuruyor. PKK-HDP baştan beri Zerdüştlüğü bu halka sevdirmeye çalışırken öbür taraftan Müslüman Kürt halkını İslam inancından ve örfünden uzaklaştırmak için her türlü yola başvuruyor.
Bir taraftan İslami hizmetlerde bulunan hizmet kurumlarına, dernek ve medreselere saldırırken öbür taraftan her türlü hayâsızlığı teşvik eden etkinliklere imza atıyorlar. Dolayısıyla Yezidiliği bu halka beğendirmek isteyen PK -HDP, Yezidilerin yaşadığı bu mağduriyeti fırsat bilip olabildiğince bundan nemalanmak istiyor.
İkincisi: bu vesile ile İşid’ın yaptıklarını halkın gündeminde tutarak İşid üzerinden bütün Müslümanları ve de İslamı halka kötü göstermeye çalışıyor. Onun için ısrarla bütün Müslümanları İşidçi ilan ederek adeta halkı birbirine kırdırtmaya çalışıyor. Ve neticede bu halkın tek kurtarıcısının kendileri olduğunu, kendileri dışındaki herkesin hain olduğunu bu Kürt halkının düşmanı olduğunu kabul ettirmeye çalışıyor.
Üçüncüsü: PKK-HDP ABD ve diğer ülkelere şu mesajı vermeye çalışıyor:”İslamcılara karşı ancak ben durabilirim. Orta Doğuda radikal İslamcı tehlikesini benden başka kimse ortadan kaldıramaz. Bu güne kadar desteklediğiniz Barzani ve peşmergeleri işide karşı nasıl da başarısız oldular. Dolayısıyla beni terör listesinden çıkarın ve bana silah verin bende İslam tehlikesini ortadan kaldırayım.”
İşte bütün bu sebeplerden dolayı diyorum ki yezidiler bahane ama Müslüman Kürt halkının Yezidileştirilme planı şimdilik gidiyor şahane. Umarım Müslüman Kürt halkı bu oyunu boşa çıkarır.
(Batman Rehber)