İdam sehpasında Şêx Eyüp'ü Siverek
Poyrazdan şiddetli esen rüzgâr atların ilerlemesini engelliyordu. Atın üzerindekiler bir yandan dondurucu soğuk ile bir yandan da yol almakta zorlanan atlar ile uğraşıyorlardı.
Şêx atının ilerleyemediğini görünce atından inerek kısa süre de olsa sığınabilecekleri bir yer aradı. Şiddetli rüzgâr ve tipi Şêx’in çevresini görmesini de engelliyordu. Bir taraftan da ellerini yumruk şeklinde sıkıp, ellerine sıcak hava üflüyor, buz tutan ellerini ısıtıyordu. Başka yolu yoktu, ne pahasına olursa olsun tepeyi tırmanmaları gerekiyordu. Zaten Karacadağ etekleri aşılınca Amed gözükecekti. Şêx’in, Şêx Said ve arkadaşlarını görebilme düşüncesi bile kendisini heyecanlandırmaya yetiyordu. Yeniden atına binen Şêx eliyle müritlerine işaret ederek beni takip edin dedi.
Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte rejim güçleri tarafından İslami değerlere savaş açılmış, yapılan devrim ve inkılâplarla gayri İslami bir toplum oluşturulmak isteniyordu. Peygamber varisi Şêx ve alimler toplumu dinden uzaklaştırmak isteyen rejime karşı baş kaldırarak büyük bedeller ödemişlerdi. Bu alimlerinden biri de Şêx Eyüp Hazretleridir.
Şêx Said Kıyamının Kürdistan bölgesinde yayılmasının ardından Siverek Karacadağ Şêx’lerinden Şêx Eyüp’te kıyama destek vermişti. Çevrede önemli bir güç olan Şêx Eyüp’ün kıyam hareketine destek vermesi rejim güçlerini tedirgin etmişti. Şêx’in kıyama destek vermesi ile birlikte kıyam hareketi kısa süre içerisinde Kürdistan’ın dört bir tarafına yayılmıştı.
Rejim güçleri ne yapıp edip Şêx Eyüp’ü engellemek istiyorlardı. Bunun içinde hileli planlarını devreye sokmuşlardı. Rejim güçleri tarafından Şêx Eyüp’e bir telgraf gönderilerek, rejim güçleri ile Şêx Said arasında bir müzakere sağlandığı, daha fazla kan dökülmemesi adına Şêx Said ile Diyarbakır’da görüşüleceği belirtilerek barış müzakeresine Şêx Eyüp’te davet edilmişti.
Şêx Eyüp’te telgrafı alır almaz bu gelişmeye çok sevinmiş müritleri ile birlikte Diyarbakır’a doğru yola çıkmıştı.
Şeyh, müritleri ile birlikte tepeyi açtıktan sonra Diyarbakır’ı çevreleyen surlar gözükmeye başlamıştı. Tepe aşılır aşılmaz dondurucu soğuklarda etkisini kaybetmişti. Şêx gökyüzüne bakarak öğle namazı vaktinin girdiğini anladı. Her ihtimale karşı şehre giriş yapmadan müritleri ile birlikte öğle namazını cemaatle kıldı. Şêx namaz sonunda ellerini gökyüzüne doğru kaldırarak kıyam hareketinin başarıya ulaşması için Allah’a dua etti.
Şêx ve müritleri Diyarbakır girişine yaklaşır yaklaşmaz telgrafta belirtildiği gibi rejim askerlerinin şehrin girişinde beklediğini gördü.
Şêx müritlerine:
-Burası sahabeler diyarı Amed’tir.Halid Bin Velid’in oğlu Hz. Süleyman’ın ve 27 şehit sahabenin türbesi buradadır. Rabbim inşallah bizleri de kendi davası uğruna sahabeler gibi şehit olanlardan eyler. Şêx Said Hazretlerinin kıyamını bizden sonra gelecek Müslümanlar için bir meşale kılar.
Şêx ve müritleri Diyarbakır girişinde rejim askerleri tarafından karşılandı. Rejim askerleri rollerini iyi ezberlemişti. Şêx’e hürmette kusur etmeyen rejim askerleri önce Şêx’i ve yanındakileri dinlenmeleri için misafirhaneye götürdü. Şêx misafirhanede dinlendiği sırada tüm ihtiyaçları karşılandı.
Şêx misafirhane odasında dinlendiği sırada kapısını çalan bir asker:
- Şêx’im eğer müsaitseniz toplantı birazdan başlayacak. Toplantı salonuna geçelim, dedi.
O ana kadar hiçbir şeyden şüphelenmeyin Şêx:
- Neden misafirhane salonunda benden başka kimse yok. Şêx Said Hazretleri nerede?
- Şêx’im birazdan toplantı başlamadan önce sizi Şêx ile görüştüreceğiz. Yalnız toplantı başlayana kadar sabır etmeniz lazım. Ayrıca toplantıya silahsız ve yalnız katılmanız gerekiyor, dedi
Şêx yaşananlara bir anlam veremese de askerin dediklerini kabul ederek müritleri ile vedalaşarak misafirhaneden çıktı.
Şêx Eyüp Hazretleri askeri bir araca bindirilerek toplantı salonuna doğru götürüldü. Yolculuk boyunca çevreyi dikkatlice izleyen Şêx, söylenenlerin aksine Amed’in her tarafta zulüm rüzgârlarının estiğini gördü. İnsanların yüzünde korku okunuyordu. Sokakta koşuşan çocuklar yoktu. Adeta Amed rejim güçleri tarafından esir alınmıştı.
Askeri araç iki katlı toplantı salonunun önünde durdu. Şêx araçtan iner inmez sözde Amed Valisi kendisini karşıladı. Merdivenlerden çıkarak ikinci kata çıkan Şêx Eyüp Hazretleri toplantı kapısını çalarak içeri girdi. Şêx içeri girer girmez tam karşında gördüğü manzara karşısında şok olmuştu. Girmiş olduğu oda istiklal mahkemeleri salonundan başka bir şey değildi. Tam karşısında da bir cellât edasıyla kendisini bekleyen mahkeme heyeti vardı. Oyuna getirildiğini anlayan Şêx Hazretleri başı dik, izzetli duruşunu bozmadan koluna giren iki asker tarafından sanık kürsüsüne oturtuldu. Mahkemeye heyeti kimlik tespitinden sonra Şêx’i yargılamaya başladı. Yargılama sonunda Şêx hakkında idam kararı verilerek zindana atıldı.
Cehennem zebanileri anımsatan cellatlar, idam sehpasına çıkardıkları Sêx Eyüp’ün boynuna ip geçirdiği sırada Sêx tüm kuvvetiyle tekbir getirdi.
Sêx Eyüp, Çermik’li Dr. Fuad ile birlikte 18 Nisan 1925 tarihinde idam edildi.
(Muhammed Nur)