Erdoğan, Esad ile neden görüşmüyor?
Dünya Covid-19 pandemisinin oluşturduğu ekonomik krizle boğuşurken üstüne Rusya-Ukrayna savaşının çıkması krizi daha da şiddetlendirmiş durumda.
Dünyayı etkileyen krize AKP hükumetinin politikaları da eklenince, Türkiye halkının krizi hissetme oranı daha fazla hissedilmiştir. Enerji ve gıda fiyatları başta olmak üzere her şeye gelen fahiş zamlar AKP taraftarlarının dahi tepkisine yol açtı. Ülkede yaşanan önlenemez enflasyon ve işsizlik sorununu, kısa sürede Hazine ve Maliye bakanlarının değişmesi de önleyemedi. Cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaşırken yaşanan bu ekonomik çıkmazdan kurtulmak isteyen ve büyük kan kaybı yaşayan AKP hükumeti her zaman uyguladığı politikasına yeniden başvurdu.
20 yıldır içerideki bütün sorunların kaynağını dış güçler olarak gösterip hatta bazı ülkelerle ilişkileri koparacak derecede ileri giden AKP yönetimi, aynı sorunların çözümü için gerisingeri kavgalı olduğu ülkelerle yeniden ilişki kurma politikasını uygulayagelmiştir. İtiraf etmek gerekir ki bu politikada da başarı elde etmiştir.
AKP yönetimi sorunların müsebbibi olarak gösterdiği ABD’ye tavizler vermiş, Rusya-Ukrayna savaşında aracı rol oynamaya çalışarak hem siyasi hem de ekonomik kazanç elde etmeye çalışmıştır. Aynı zamanda Siyonist İsrail, Mısır, Arabistan, BAE gibi ülkelerle yeniden ilişki kurmaya başlamıştır. Erdoğan, Siyonist İsrail Cumhurbaşkanı’nı Ankara’ya davet etmiş bu dönemden sonra ilişkilerin eskisinden daha çok gelişeceği açıklamasını yapmıştır. Dahası 15 Temmuz darbe girişiminin arkasındaki güçler olarak gösterdiği Suudi Arabistan ve BAE’ye bakanları ile birlikte çıkarma yaparak ikili ilişkileri yeniden başlatmıştır. AKP’nin planı yeniden işletilmiş ekonomik darboğazda olan hükümet ülkeye sıcak para akışını sağlayacak anlaşmalar imzalanmıştır.
Tüm bunlar yaşanırken ülkede ekonomik, güvenlik ve sosyal sorunların bir nedeni sayılan Suriyeli mülteciler sorunu gündemin en sıcak konularından biri olmuştur. Muhalefet partileri, Suriyeli mültecileri ülkelerine geri gönderecekleri vaatlerinde bulunurken AKP hükümeti ilk başlarda Suriyelilere vatandaşlık vererek oy devşirmek, batılı ülkelerden para almak ve yine mültecileri batılılara karşı bir koz olarak kullanmak için Suriyelileri ülkeye davet etmekteydi. Şimdi ise ekonomik duruma çözüm adına Suriyelileri geri gönderme planlarından bahsetmekte.
İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı'nın resmi internet sitesinde yayınlanan rapora göre; 28 Nisan 2022 yılı itibarıyla Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde yaşayan Suriyeli sayısı 3.762.686 kişiye ulaşmış durumda.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, göçü sınır ötesinde tutmaya yönelik stratejilerini gönüllü geri dönüşleri teşvik edecek projelerle desteklediklerini anlatarak şu ifadeleri kullanmıştı: "Briket evler bu adımlardan biriydi. Şimdi de ülkemizde misafir ettiğimiz 1 milyon Suriyeli kardeşimizin gönüllü geri dönüşünü sağlayacak yeni bir projenin hazırlıkları içindeyiz. Bu projeyi, ülkemizdeki ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarının desteğiyle hayata geçireceğiz. Azez, Cerablus, El Bab, Tel Abyad ve Resualyn başta olmak üzere 13 ayrı bölgedeki yerel meclislerle birlikte yürüteceğimiz bu proje, bir hayli kapsamlıdır. Konuttan okul ve hastaneye kadar günlük hayatın tüm ihtiyaçları ile tarımdan sanayiye kadar kendi kendine yeterli tüm ekonomik altyapı, bu projenin içinde yer alacaktır. İnşallah Suriye'nin diğer kısımları da zaman içinde güvenli hale geldiğinde, oralarda da benzer çalışmaları yürüterek, gönüllü geri dönüşler için gereken zemini hazırlamanın gayreti içinde olacağız."
Ekonomik sıkıntılar ve AKP hükümetinin Suriye politikasındaki değişiklik ortadayken akıllara Erdoğan neden Esad’la görüşmüyor sorusu gelmekte.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Kardeşim Esad’ diye hitap ettiği ve ailece tatil yaptığı Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ı hiç beklenmedik bir anda Katil Esed’e dönüştürmüştü. Erdoğan ve kurmayları, bir hafta içinde Esad’ı devirecek ve Emevi Camii’nde namaz kılma planları yapılmışlardı. Fakat plan ABD, Siyonist İsrail ve batılı emperyalist güçlerle bölgedeki maşaların ekonomik ve askeri desteklerine rağmen gerçekleşmedi. Esad, iktidarını korumaya devam ediyor ve ilan ettiği aflarla ülkeden çıkan siviller ve muhalifleri ülkeye geri kabul ediyor. Suriye’deki savaş durma noktasına gelmiş ve aflardan yararlanan Suriyeliler ülkelerine geri dönüyorlar.
Yine aynı soruyu soracak olursak Rusya ve Ukrayna liderlerini barıştırmaya uğraşan, düşman ilan ettiği ülke liderlerini ülkeye davet eden veya kendisi bizzat ziyaretler düzenleyerek yeniden dostluk kuran Erdoğan, ekonomik krizden kurtulmak ve Suriyeli mülteci sorununa çözüm bulmak için neden Esad’la görüşmüyor?
Suriyeli mültecilere harcanan paralar, Suriye’deki ÖSO unsurlarına verilen maaşlar, sınır güvenliğini sağlamak için yapılan harcamalar göz önüne alındığında ve savaşa rağmen 1,8 milyar dolar ihracat yapılan Suriye ile ilişkilerin olmaması işin içinde başka hesapların olduğunu göstermekte. Çünkü Erdoğan’ın başkanlığındaki AKP hükümeti düşman ilan ettiği tüm ülke liderleri ile yeniden ilişki kurmayı politika edinmişken şimdiye kadar Suriye Cumhurbaşkanı Esad’la görüşmemiştir.
Bu konuda ise AKP hükümetine yakınlığı ile bilinen gazeteci Abdulkadir Selvi ilginç bir iddia ortaya atmıştır. Selvi, katıldığı bir televizyon programında hükümetin Esad’la doğrudan görüşmek istediğini Esad’ın buna istekli olduğunu fakat bu görüşmeye Putin’in karşı çıktığını söyledi. Bu iddia ne kadar doğrudur henüz belli değil ama ortada bir gerçek var ki Esad karşısında yenilgiye uğrayan AKP hükümetinin içinde bulunduğu ekonomik krizden, Suriyeli mülteci krizinden kurtulmasının yolu Esad’la doğrudan görüşmekten geçmekte. (Ajanslar)