Erbakan Hoca, Türkiye'de Neyi Değiştirdi?
İslami Analiz yazarı Dr. Mücahit Gültekin, Milli Gazete için kaleme aldığı yazısında vefatının 12. yıldönümünde Milli Görüş Hareketi Lideri Necmettin Erbakan Hoca’yı konu aldı.
Gültekin, Erbakan Hoca’nın Türkiye’deki yerleşik sağ-sol siyasi düzeninin dışına çıkarak küresel emperyalizme hasım alternatif bir muhalefet anlayışı ile çığır açtığına işaret etti.
"Prof. Dr. Necmettin Erbakan: Büyük Muhalefet" başlıklı yazı şöyle:
Türkiye’de de siyaset sosyolojisi bağlamında iktidar-muhalefet ilişkileri tanımlanırken “sağ” ve “sol” kavramları yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Pratik kullanımda sol, seküler ve profan bir yaklaşımı ifade ederken sağ, seküler siyasetin yumuşatılmış bir biçimi olarak dine karşı “ılımlı” bir perspektifi ifade etmektedir.
Türkiye’de sağ ve sol kavramları 1960’lı yıllara kadar kullanılmamış olsa da çok partili sisteme geçilmesiyle birlikte CHP solu, Demokrat Parti’nin devamı görülen Adalet Partisi ise sağ siyaseti temsil etmiştir. Bu arada o yıllarda “aşırı sol” ve “aşırı sağ” olarak isimlendirilen başka partiler de kurulmuştur. 1969 yılında Milli Nizam Partisi’nin kuruluşuna kadar bu böyle devam etmiştir. Milli Nizam Partisi’nin kuruluşuyla birlikte Batı’nın siyaset yapma kalıplarının dışına çıkan yeni bir muhalefet ve iktidar anlayışı ortaya konulmaya başlanmıştır. “ Milli Görüş” olarak ifade edilen bu yeni çizgi Komünist Rusya’ya karşı çıktığı gibi, kapitalist ABD’ye de karşı çıkmakta; kendini Türk siyasetinde “özne” olarak sunmaktaydı. Bu anlayış, içeride rakipleriyle iletişim ve ikna yoluyla mücadele ederken, Türkiye’ye sömürge muamelesi yapan ABD emperyalizmine karşı ise Türkiye’nin bağımsızlığını savunuyordu. Siyasal tezlerini zaman içinde olgunlaştıran Milli Görüş hareketi sadece ulusal ölçekte değil, bölgesel ölçekte de projeler geliştirmeye başladı. Siyonizm’le ve uluslararası ırkçı emperyalizmle mücadeleyi siyasal söyleminin merkezine yerleştiren Milli Görüş hareketi lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan, siyasette asli ve asil bir çizginin temsilcisi oldu. Bunu yaparken Türkiye’de kendisine karşı yürütülen hem fiili hem de psikolojik şiddetle mücadele etti.
Milli Görüş lideri merhum Necmettin Erbakan siyaseti “cihat”; siyaset yapmanın amacını ise Allah’ın rızasını kazanmak olarak tanımlamış ve Türk siyasetinde yeni bir mecranın önünü açmıştır. Bu bakış açısı Türk siyasetinde her ikisi de seküler amaçlara sahip olan ve nihayetinde Batıcı reflekslerden kurtulamayan “sağ-sol” denklemini aşan bir bakış açısıdır. Erbakan Hoca’nın muhalefeti dikkatle takip edildiğinde yerel bir dönüşüm amaçlamasına rağmen bir “iç muhalefet” olarak kendini konumlandırmamıştır. Evet, Türkiye’deki iktidar partilerine etkili muhalefetler yapmış ama muhalefetinin temeline Batı hegemonyasını yerleştirmiştir. Dolayısıyla Türkiye’deki diğer partileri rakip olarak görse de “hasım” olarak “ırkçı emperyalizm” ve “uluslararası Siyonizm”i görmüştür. Bu, Türk siyaseti açısından şu anda da önemini koruyan, hatta daha da önemli hale gelen bir teşhistir. Diğer bir ifadeyle Türkiye’nin sömürgeci dayatmalardan bağımsızlaşması; İslam ülkeleri başta olmak üzere bütün mazlum ve mustazaf ülkelerle yeni bir uluslararası koalisyonun oluşturulması Milli Görüş muhalefetinin karakteristik özelliğidir diyebiliriz.
Bugün de hem Türkiye hem de içinde bulunduğumuz Yakın Doğu coğrafyası ABD’nin başını çektiği uluslararası ırkçı emperyalizmin baskısı altındadır. Türkiye, küresel statükonun devamı için anahtar ülke konumundadır. Türkiye’nin asli problemi hem ülkemizi hem de dünyanın diğer bölgelerini hegemonyası altında tutmak isteyen Batıcı/NATO’cu kanatta yer almasıdır. Erbakan Hoca’nın takip ettiği çizgi küresel emperyalizmin sağ ve sol kanadına karşı duran bir çizgidir. Erbakan Hoca’nın ortaya koyduğu “İslam Birliği” ideali küresel statükonun “sağ-sol” oyunu ifşa eden asli bir duruştur. Bu duruş, hem ulusal hem de uluslararası ölçekte üretilen tuzaklara karşı halkımızı koruyan, ana güzergâhın ve amacın bulanıklaşmasını ya da kaybedilmesini önleyen bir duruştur. Bu duruş, birleştirici olduğu gibi ayrıştırıcıdır da; küresel statükonun hedeflerine hizmet eden kişi, kurum ve oluşumlardan ayrıştırırken bu hedefleri boşa çıkaran ya da bu hedeflere direnen diğer oluşumlarla yakınlaştırır. Merhum Erbakan Hoca’nın bağımsız politikalar üretebilmesinin, bağımsız ve özgün bir siyaset dili oluşturabilmesinin hikmeti budur. Erbakan Hoca ülkemizde “Büyük Muhalefet”in adı olmuştur. Büyük muhalefet demek, kuklaları değil kuklacıyı; taklitçileri değil taklit edileni hedef alan muhalefet demektir. Büyük Muhalefet demek Amerika’nın ve Avrupa’nın patronluğuna “hayır” demektir; diyebilmektir.
Büyük Muhalefet “muhalefet” gibi görünüp küresel iktidarın sözünü, söylemini, ideolojisini, kural ve normlarını ülkemize taşıyan oluşumları görmemizi ve ayırt etmemizi sağlar; onlara karşı bizi korur.
Erbakan Hoca Türkiye’ye nasıl “büyük muhalefet” olunabileceğini öğretmiştir; adil, hakkaniyetli, mazlumların ve mustazafların dili olabilecek bir duruşun ancak “büyük muhalefet” yaparak mümkün olabileceğini öğretmiştir.
Ruhu şad olsun. Makamı âli olsun. Allah (C.C.) onu tarih boyunca tevhit mücadelesinin bayrağını dalgalandıran şehitler, salihler ve sıddıklar ile birlikte haşretsin. (İslamianaliz)