Orta Doğu bir kez daha “Amerikan senaryosu”nun dışına çıktı
Günümüzde, Orta Doğu'da yükselen 'uzlaşma dalgası', ABD'ye 'farklı bir döneme girildiği' uyarısında bulunuyor.
12 yıl süren bir tecrit döneminden sonra Suriye, dün nihayet Arap Birliği ailesine yeniden katıldı. Aynı gün düzenlenen Arap Birliği Dışişleri Bakanları Özel Toplantısı'nda, Suriye hükümet delegasyonlarının Arap Birliği Konseyi'ne ve Konsey kapsamındaki tüm kurumların oturumlarına yeniden katılma yetkisi verilmesi kararı alındı.
Bu gelişme, Suudi Arabistan ve İran'ın Beijing'de bir uzlaşmaya varmasının ardından, Orta Doğu uzlaşma sürecinde bir başka önemli adım olarak kabul edilmektedir.
Suriye'nin, Arap Birliği ailesine geri dönebilmesi şaşırtıcı değildi. Suriye krizi açısından, 2018'den bu yana Suriye hükümet ordusu ülkenin yüzde 70'ten fazlasını yeniden kontrol altına aldı ve muhalefet gruplarının gücü gün geçtikçe azaldı.
Savaş durumunun net hale gelmesi ve Suriye'nin savaş sonrası yeniden yapılanmasının gündeme gelmesiyle birlikte, Arap ülkeleri son yıllarda Suriye hükümetiyle temas kurmaya başladı. Suriye'nin Arap Birliği'ne dönme zamanının yaklaştığına dair işaretler de giderek artıyor.
Orta Doğu'daki durumun evrimine bakıldığında, Suudi Arabistan ve İran'ın Çin'in ara buluculuğuyla uzlaşmaya varması, Suriye'nin Arap Birliği'ne dönmesini hızlandırdı. Suudi Arabistan ve İran, Suriye krizinde farklı siyasi güçleri desteklediği için, bu iki ülkenin uzlaşması Suriye'nin Arap Birliği ülkeleriyle ilişkilerinin iyileştirilmesi için bir fırsat yarattı.
Daha da önemlisi, mevcut dünyada yeni bir karmaşa ve değişim dönemi yaşanmaktadır ve Arap ülkeleri, dünya durumunu net bir şekilde kavrayarak peş peşe 'uyanmış' durumdadır. ABD, uzun süredir Orta Doğu'nun işlerine keyfi müdahalelerde bulunarak çatışmayı ve bölünmeyi körükledi ve bu da bitmek bilmeyen çatışmalara ve savaşlara yol açtı. Orta Doğu halkı, kaderlerini kendi ellerine almaları gerektiğinin giderek daha fazla farkına varıyor.
Uluslararası toplum genel olarak, Arap Birliği'nin Suriye'yi yeniden kabul etmesini memnuniyetle karşıladı. Analistler, bu akıllıca adımın Suriye'nin bölgesel iş birliğini güçlendirmesine, ekonomisini iyileştirmesine ve savaş sonrası yeniden yapılanmayı gerçekleştirmesine, aynı zamanda Arap Birliği'nin uluslararası söz hakkını artırmasına ve Arap ülkelerinin siyasi sinerji oluşturarak uluslararası sahnede daha önemli bir rol oynamasına yardımcı olacağını belirtiyorlar. Ayrıca, bu adımın Suriye krizine siyasi bir çözüm konusunda fikir birliği sağlanarak Orta Doğu'daki durumun daha da hafifletilmesine yararlı olacağına inanılıyor.
Son zamanlarda, Orta Doğu Amerikan senaryolarını takip etmeyi reddeden bir süreçle karşı karşıya kaldı ve Washington yönetimi sürekli olarak harekete geçiyor. Ancak bu eylemler, Orta Doğu'daki genel uzlaşma eğilimini durduramadı. Suudi Arabistan ve İran arasındaki uzlaşmadan Suriye'nin Arap Birliği'ne geri dönüşüne kadar, Orta Doğu ülkeleri barışçıl, bağımsız ve kendi yolunu izlemek için net bir mesaj gönderdi.
Avrupa'da yer alan, 'ModernDiplomacy.Eu' sitesinde yapılan bir yorumda, 'ABD'nin Orta Doğu'daki etkisi azaldığında, Orta Doğu'daki sorunlar çözülüyor ve Orta Doğu'da yeni bir dönem başlıyor' ifadesine yer verildi.
Günümüzde, Orta Doğu'da yükselen 'uzlaşma dalgası', ABD'ye 'farklı bir döneme girildiği' uyarısında bulunuyor. (CRI)